Somali'de balığı tutmak 'haram'mış!

Ersin Çelik’in haberi

Türkiye kuraklık ve açlıkla kıvranan Somali için geçtiğimiz Ramazan ayının başından beri adeta seferber oldu ve bu zamana kadar 500 milyon TL’den fazla yardım toplandı. Başbakanlık, TİKA,  Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı, yardım kuruluşları ve çok sayıda STK’nın düzenlediği kampanyalar doğrultusunda toplanan yardımlar belirli periyotlarda açıklıkla mücadele eden Somalilere ulaştırılıyor. İç sızlatan sahnelerin yaşandığı, çok sayıda çocuğun annelerinin gözleri önünde aç ve susuzluktan öldüğü Somali’de yaşanan dramlara şahit olduk bu zamana kadar.  

Peki tüm bu acıların, ölümlerin arkasında kaderde yoksulluk yazılması mı var? Afrika kıtasının en fazla sahiline sahip olan ülkede, yüz binlerce insan açlıktan ölürken balık neden tüketilmiyor. Korsanların arkasında kimler var asıl amaç ne?

Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi UHİM bu soruların cevabını farklı bakış açılarıyla yanıtlayan çok önemli bir rapora imza attı. Somali’de yaşanan açlık ve kuraklık sorunun arkasında yatan nedenleri sorguladığı “Somali’deki Açlık Kader mi, Sömürge mi?” başlıklı raporunu kamuoyuna duyuran UHİM.

 11-18 Eylül 2011 tarihleri arasında Somali’nin başkenti Mogadişu ve Kenya sınırları içinde bulunan Dadaab Mülteci Kampı’ndaki çalışmaları yerinde gözlemleyen heyetin hazırladığı raporu UHİM Başkanı Ayhan Küçük ve Hukuk İşleri Direktörü Mustafa Demiral açıkladı.

SOMALİ ZENGİNLERİ NASIL DOYURUYOR?

Toplantıda Somali’nin coğrafi özelliklerinden kaynaklandığına inanılan açlık ve kıtlığın, aslında Somali’ye gerçekleştirilen sorumsuz müdahalelerin bir sonucu olduğunu ifade edildi. Dernek Başkanı Ayhan Küçük, 10 milyon hektarlık ekilebilir araziye, Afrika’nın en uzun kıyı şeridine ve hayvancılık alanında dünyanın hemen hiçbir ülkesinde bulunmayan bir zenginliğe sahip olan Somali’de bugün açlıktan insanların ölüyor olmasının düşündürücü olduğunu söyledi.

BALIK YEMEYİ DEĞİL TUTMAYI "HARAM" ETMİŞLER!

Somali’ye yardım kampanyalarının düzeltildiği günlerde, bu ülkenin Afrika kıtasının en uzun sahil şeridine sahip olduğu ve ton balığı bereketi yaşanan bu topraklarda bazı mezheplerde balık yemek günah olduğu iddia edilmişti.

UHİM Başkanı Ayhan Küçük,  Somali’de neden balık tüketilmediği yönündeki Türkiye’de de çıkan tartışmaya açıklık getirerek çok çarpıcı bilgiler verdi: “Somali Afrika’da okyanusa en uzun kıyısı olan ülkedir. Bu karşın Somali’nin balıklarını Uzakdoğulular, yumurtalarını ise Avrupalılar çalıyor. Buna karşın, balıkçılık, liman işletmesi ve turizm açısından son derece müsait olan Somali kıyılarına yerel halk sokulmuyor. İspanyol gemilerinden ateş açıldığını söyledi bazı yetkililer.”

KÜÇÜK TEKNELİ KORSANLAR BATI'NIN OYUNU

Derneğin Hukuk İşleri Direktörü Mustafa Demiral ise insanların balık tutmasın engellenmesi için korsanların faaliyet göstermesinin sağlandığına dikkat çekti. Son yıllarda Somali açıklarında artan korsanlık faaliyetlerinin, buradaki kaos ortamının ve denetimsizliğin sürmesine zemin hazırladığını söyleyen Demiral, “Burada iki amaç var. Birincisi; Somali açıklarını bugün uluslararası şirketlerin nükleer atık deposu olarak kullanıldığı gerçeği. İkincisi ise korsanlar üzerinden halkın denize açılmasını engelliyorlar. Somali’ye kim giderse gitsin, sahilde açılan küçük bir tekne Korsanmış imajı veriyor. Bu teknelerle devasa gemileri gasp edilmesini sağlayanlar bu imajı oluşturdu. Şimdi teknesiyle balığa çıkanlar da korsan sayılıp uluslar arası güçler tarafından gerekirse vuruluyor” diye konuştu.

SOMALİ'DE DE DİCK CHENY!

Su ve bir parça yiyecek için 600 kilometre yürüyen insanların burunlarının dibindeki sahilden balık avlanmamasının arkasında bu korku ve baskının olduğunu ama dünya kamuoyuna ise bir takım mezhepler tarafından balık yemenin halka haram edildiği şeklinde sunulduğunu belirten Demiral, Somali sahillerinin güvenliğinin ise Irak’taki gibi ABD eski Başkan Yardımcısı Dick Cheny’e ait olduğuna da dikkat çekti.

SOMALİ NEDEN BOŞALTILIYOR?

Yardımların Somali içerisinde ihtiyaç duyulan yerlerde yapılmadığını, insanların 20 yıldır faaliyette olan ve bugün 650 bin kişilik mevcudu ile küçük bir ülke nüfusuna yaklaşmış bulunan Dadaab Kampı’na yönlendirildiğini ifade eden UHİM, bu durumun, Somali toplumunun istikrara kavuşmasını ve diğer Afrika toplumlarına örnek teşkil etmesini engellediğini dile getirdi.

DADAAB'DA ORGAN TİCARETİ! (sayfa 2'de)

DADAAB KAMPI AÇIK BİR LABORATUAR

UHİM heyeti, yerinde yaptıkları gözlemlerden hareketle Dadaab Mülteci Kampı’nın açık bir laboratuara dönüştüğünü de iddia ediyor! Kampta organ ticaretinin yapıldığı bilgisini veren derneğin Hukuk İşleri Başkanı Mustafa Demiral "İçsavaşın başladığı 1991 yılında kurulan Dadaab Mülteci Kampı, mevcudu her geçen gün artan bir açık laboratuara dönüşmüş durumdadır. İnsanların yalnızca tüketen varlıklar olarak hayatta kaldığı Dadaab Mülteci Kampı, Avrupa ülkelerinden gelen pratisyen hekimlerin staj mekânı olarak kullanılmaktadır." dedi.



Kampta organ ticaretinin yapıldığı, insanlar üzerinde tehlikeli deneylerin uygulandığı ve BM’nin yapılanlara gözyumduğu iddiasının da giderek kuvvetlendiğini kaydeden Demiral "BM’nin kontrolü altındaki kamplarda yaşanan bu olaylar, ölülerin yaşayanlardan daha şanslı sayılacağı hale gelmiştir." diye konuştu.

İnsanlar üzerinde tehlikeli deneylerin uygulandığı ve BM’nin yapılanlara gözyumduğu iddiasının giderek kuvvetlendiği bir süreçte, UHİM’in raporu da konuşulanları teyid eder bir nitelik taşıyor.

SOMALİ KONFERANSI DÜZENLENMELİ

UHİM heyeti, toplantı sonunda Somali için çözüm önerilerini de sıraladı. Türkiye ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından Somali’deki tüm tarafların katılacağı bir Somali Konferansı düzenlenmesini öneren UHİM, bu konferansta Somali’deki siyasi istikrarsızlığın çözümü için yapıcı adımlar atılabileceğini öne sürdü. Üretim ve kalkınma odaklı projelerin Somali’de hızla hayata geçirilmesi gerektiğini ifade edildiği toplantıda, başta tarım, hayvancılık ve balıkçılık olmak üzere, Somali’nin potansiyel değerlerinin Somali halkının kullanımına tahsis edilmesinin elzem olduğu ifade edildi. Somali’de gerçekleştirilecek tüm çalışmalarda uzun vadeli ve kalıcı çözü üreten projeler üzerinde durulması gerektiği üzerinde duran UHİM yetkilileri, hazırlanan raporun, Somali’de yaşanan dramın farklı bir yaklaşımla yeniden tartışılması temennisiyle sözlerini noktaladılar.

UHİM'İN SOMALİ İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ (Sayfa 3'te)
Heyetimizin tesbitleri doğrultusunda, UHİM olarak, Somali için hayata geçirilmesi gerektiğini düşündüğümüz çözüm önerilerini şöyle sıralayabiliriz:

- Somali halkının kültürel dokusuyla uyumlu, dış müdahalelerden arındırılmış, demokratik tercihlerle belirlenmiş bir yönetimin işbaşına getirilmesi gerekmektedir. Türkiye ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aracılığı ve Somali’deki tüm tarafların katılımıyla bir Somali Konferansı düzenlenerek devlet yapısına ilişkin eğilimler tesbit edilmeli, akabinde kurulacak hükümetle siyasal istikrarın oluşması sağlanmalıdır.

- Acil olan açlık ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasından sonra üretime yönelik programlanmış yardımlar devam ettirilmeli, halk üretime teşvik edilmelidir. Bu süreçlerde uygulanacak programlar, kalkınma odaklı ve sürdürülebilir olmalıdır.



- Eğitim açığının hızlı bir şekilde giderilebilmesi için, eğitime uygun yapılar hızla tamirattan geçirilerek fiziki mekânlar sağlanmalı ve eğitim hizmetine sunulmalıdır. Türkiye’ye getirilecek öğrencilerin seçimi hızlı ve titiz bir şekilde yapılmalı, öğrenci seçiminde Somali’nin tüm bölgeleri değerlendirilmeye alınmalıdır.

- Halkın geleneksel mesleği olan tarım ve hayvancılık, modern araç ve yöntemlerle teşvik edilmelidir. Tarım ve hayvancılığa elverişli araziler yabancı şirketler ve yerli feodal unsurlardan kurtarılarak halkın istifadesine sunulmalıdır. Ayrıca balıkçılık ve deniz ticaretinin hayata geçirilebilmesi için, uluslararası şirketlerin Somali açıklarındaki hukuk dışı uygulamalarına son verilmelidir.

- İslam coğrafyasındaki devlet ve STK’lar, İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki mekanizmaları etkin ve verimli kullanmalıdırlar. Sözkonusu STK’lar, BM’nin bölgede gerçekleştirdiği faaliyetlerde de etkin bir biçimde yeralmalıdırlar.

- BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı, Somali’nin altyapısını inşa etmeyi amaçlayan TİKA’nın çalışmalarına destek olmalı ve fon ayırmalıdır.

- Bölgede yardım faaliyeti gösteren STK’lar rekabet duygusuyla değil, Somali halkının maddi ve moral değerlerinin yükseltilmesi amacıyla hareket etmelidirler.

- Kamplardaki insanların yeniden yurtlarına dönmelerini sağlayacak çalışmalar yapılmalıdır. Yardımlar kamplardan Somali içine kaydırılmalı, kalıcı projeler Somali içinde gerçekleştirilmelidir.

Haber 7