Okuma hayalini 36 yaşında gerçekleştirdi

MUSTAFA BAYER - Afyonkarahisar'da konuşma güçlüğü çeken bedensel engelli Selçuk Kılca, gittiği gençlik merkezinde üniversite öğrencisi ve eğitim gönüllüsü Esma Alkan'ın özel ilgisi sayesinde çok istediği okuma yazmayı öğrendi.

Eşrefpaşa Mahallesi'nde yaşayan Selçuk Kılca (36), küçükken geçirdiği rahatsızlık sonrası bedensel engelli oldu. Konuşma güçlüğü de çeken Kılca, okul çağına gelince bir süre engellilerin gittiği okula devam etti. Kılca, yaşadığı zorluklar nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kaldı ve okuma yazma hayalini gerçekleştiremedi.

Afyonkarahisar Belediyesinin 4 yıl önce hediye ettiği akülü aracıyla daha rahat dışarı çıkan Kılca, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde hizmet sunan Afyonkarahisar Gençlik Merkezinde etkinliklere katılmaya başladı.

Gençlik merkezinde kendisiyle yakından ilgilenen Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisi Esma Alkan'a okuma hayalini anlatan Kılca, genç kızın desteği ile kısa sürede okuma yazmayı öğrendi.

- "Gazete okuyabiliyorum"

Selçuk Kılca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençlik merkezine gelmeye başladıktan sonra hayatında büyük değişiklikler olduğunu vurguladı. Kendisini daha rahat ve sosyal açıdan başarılı hissettiğini anlatan Kılca, şunları söyledi:

"İki yıldır gençlik merkezine geliyorum. Burada benimle yakından ilgileniyorlar. Geçtiğimiz yıl tanıştığım Esma ile okuma yazma çalışmaları yaptık. Bu konuda önemli bir yol aldık. Okuma yazmayı öğrenmeyi çok istiyordum. Şimdi aileme, arkadaşlarıma mesaj atabiliyorum, gazete okuyabiliyorum. Günlük hayatta her şeyi yapmaya çalışıyorum."

Esma Alkan da geçen yıl Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinden yatay geçişle Afyonkarahisar'a geldiğini söyledi. Sosyal etkinliklere katılmak amacıyla gençlik merkezine gitmeye başladığını anlatan Alkan, burada tanıştığı Kılca'nın okuma arzusunu duyunca bir şeyler yapmaya karar verdiğini dile getirdi.

- "Okumaya çok istekliydi"

Kılca ile tanıştığında dezavantajlarından dolayı bazı tereddütlerinin olduğunu aktaran Alkan, şu değerlendirmede bulundu:

"Derslerimden zaman buldukça gençlik merkezinde çalışmaya başladık. Merkezdeki herkes bize destek oldu. Okumaya çok istekliydi. Elimden geldiğince destek verdim. Önce harfleri öğrenerek başladık. İlk başlarda ben yazdım, o okudu. Sonra yazdıklarımı kendi gayretiyle yazmaya çalıştı. Bol bol tekrar yaptık. Kendisini geliştirince hikaye kitapları okumaya başladık. Belki bir hikaye kitabını bir haftada okuyorduk, zamanla hızlanmaya başladı. Ne kadar kitap okuduysak, o kadar etkili oldu. 3 hikaye kitabı bitirdik. Gazete, dergi ve kitap, ne bulduysak okuduk. Yazma becerisini geliştirmesi için eve ödevler vermeye başladım."

Alkan, okuma yazmayı öğrendikten sonra Kılca'nın hayatında büyük değişim olduğunu gözlemlediğini belirterek, şöyle dedi:

"Okuma yazmayı öğrenince hayatında ruhsal ve sosyal anlamda gelişmeler oldu. Okudukça daha çok mutlu oluyordu. Çevresi ile daha fazla diyalog kurmaya başladı. Onu böyle gördükçe ben de çok mutlu oldum. Sadece burada değil, dışarıda ve evinde de insanlarla rahat anlaşıyor. Eğitim ve öğretmenlik benim mesleğim olacak. Bunu severek yapıyorum. Severek yapmam, başarılı olmamı sağladı. Daha önce de engellilerle çalışma imkanım oldu, bu bana cesaret verdi. Birçok kişi bu konuda cesaret gösteremiyor. Ben, ne tür dezavantajı olursa olsun herkesin topluma kazandırılması gerektiğine inanıyorum."