JİNSA, Bir'in şerefine bir de yemek verdi. Davette, Musevi örgütünün siyasi danışmanlarından birinin, gazetecilerin ağzını yokladığını duymuştuk:

Arsenal Danışmanlık, 11 ve 17 nolu CD'lerin içindeki bazı raporlarda Office 2007 yazılımının kullanıldığını belirtmiş. Bence, bu durum, sahtekârlığın değil, güncellemenin işareti sayılmalı.

Başbakan, Fidan'ı tanır, güvenebilir, "İyi çocuk"diye düşünebilir. Ama belki madalyonun farklı bir yüzü var ve o göremiyor; ona göstermiyorlar.

ABD yönetiminin, zahiren Erdoğan'a yakınlık gösterse dahi, el altından bir alternatif yaratmak istediği anlaşılıyor.

Twitter'dan gelen talepleri devlet yetkilileriyle paylaşmayı sürdürüyorum. Özelikle Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala'nın dikkatine sunuyorum:

Bir "kâğıt parçası" ise, neden hem sivil, hem de askeri mahkemeler bunu bu kadar ciddiye aldı?

Tayyip Erdoğan rest çekti. Kendisini tanıyan, inadını bilen biri olarak, bu restin blöf olmadığını söyleyebilirim.

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra, bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yiyecek ve kalacak yer verecek biri olup olmadığını sorar.

Bir açıklaması diğerini tutmayan, sürekli umut yaratıp, o umutları boşa çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı. 2011 Bütçesinin müzakereleri sırasında, Nimet Çubukçu, 2011'de 55 bin kadrolu öğretmen alınacağını söylemişti.

Ben seçim sonrası için umutluyum. "Birlikte yaşama arzusu" sürdükçe, iki adım ileri bir adım geri, gene de herkes için kabul edilebilir bir mutabakata ulaşılacaktır.

12 Eylül'ün işkencehanesi Diyarbakır Cezaevi'nin müze yapılacağı sözü verildi. Yıllardır "Yassıada Demokrasi Müzesi olsun" diye bizim de talebimiz var.

Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun gönderdiği liste ile ilgili tartışmada gazeteci Nazlı Ilıcak'tan farklı bir yorum geldi.

Bununla beraber, eski Türk Ceza Kanunu'ndan mahkûm olanlar için de 2006 yılının Aralık ayında, Adli Sicil Kanunu'nda bir düzenleme yapıldı.

Bakalım, eskilerin tasfiye edilip, listelerin yeni isimlerle donatılması, AK Parti'yi bölgede güçlendirecek mi?

Şimdi çıkıp, siyasetçiler, "1982 Anayasası'nın değişmez maddelerini değiştirmek gibi bir niyetimiz mevcut değil" şeklinde konuşunca, şaşırıp kalıyoruz. Bu ifadeleri ya cehaletten kaynaklanıyor ya da asker korkusundan.

Oysa biraz eskilere dönersek, askerin hazırladığı yazılar arasında akla ziyan diyebileceğimiz ve tuhaf karşıladığımız neler çıkmıyor ki!

Savcı Öz'ün, "gözaltı" talimatından, Tayyip Erdoğan'ın da, Adalet Bakanı'nın da haberdar olmadığına kesinlikle eminim. Ama Zekeriya Öz hakkında, soruşturma izni talepleri var.

Belki 27 Mayıs'la arasındaki önemli bir fark da bu. Biri vesayetçi sistemi kurdu; diğeri, dolaylı bir şekilde sonunun gelmesine vesile oldu.