TARSİM Genel Müdürü Satoğlu:

Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, hava koşullarından kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle 1 Ocak'tan bu yana yaklaşık 2 bin 800 hasar ihbarı aldıklarını belirterek, "Bunlardan yaklaşık 2 bin 500 tanesi bitkisel hasarlarla ağırlıklı olarak ise narenciye ile ilgiliydi. 323 civarında ise seralarda hortumdan kaynaklanan hasar ihbarı aldık" dedi.

Satoğlu, Antalya'da bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, son zamanlarda yaşanan siyasi ve doğal afetlerin Antalya ekonomisini olumsuz etkilediğini söyledi. Önceki yıllarda da doğal afetler yaşandığını fakat bu yıl yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle ekonomiye etkisinin daha fazla olduğunu belirten Satoğlu, TARSİM olarak Antalya'daki üreticilerin yanında yer aldıklarını bildirdi.

Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu'nun devam ettiğini ve forumda 2016 küresel riskler raporunun yayınlandığını kaydeden Satoğlu, şunları söyledi:

"Küresel riskler raporunda birinci sırada potansiyel risk olarak en büyük etki, iklim değişikliği olarak belirlendi. 2016 yılı içinde gerçekleşme olasılığı en yüksek riskler arasında hava koşullarındaki anormal değişimler ikinci sırada yer alıyor. Doğal afetler beşinci sırada yer alıyor. Raporda 29 risk belirlenmiş durumda. Bu riskler hakkında 2006'dan beri raporlar hazırlanıyor ve ilk kez çevre ve iklimle ilgili risk, en önemli ve gerçekleşme olasılığı en yüksek risk olarak ortaya çıkıyor. Tabi bu raporda en çok etkilenecek alanlardan biri tarım."

- "Dolu, hortum ve fırtınalar ciddi sorun"

Satoğlu, 2014 ve 2015 yıllarında ciddi doğal afetler yaşandığını, başta dolu olmak üzere, hortum ve fırtınaların ciddi sorun haline geldiğini vurguladı.

Akdeniz bölgesinde ocak ayı başından beri ciddi don hasarlarıyla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Satoğlu, özellikle narenciyenin dondan olumsuz etkilendiğini bildirdi. Satoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hava koşullarından kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle 1 Ocak'tan bugüne kadar yaklaşık 2 bin 800 hasar ihbarı aldık. Bunlardan yaklaşık 2 bin 500 tanesi bitkisel hasarlarla ağırlıklı olarak ise narenciye ile ilgiliydi. 323 civarında ise seralarda hortumdan kaynaklanan hasar ihbarı aldık. Bunların bitkisel sigorta bedeli yaklaşık 76 milyon lira idi. Burada meydana gelen hasar miktarı da 10 milyon lira civarında. Kesin ekspertiz raporları ortaya çıktıktan sonra bu rakamlar daha da netleşecek. 323 seranın toplam sigorta bedeli ise yaklaşık 91 milyon liraydı. Burada da 7 ve 8 milyon lira civarında bir hasar ortaya çıkacak gibi görünüyor."

Satoğlu, TARSİM poliçesi sahibi üreticilere hiçbir mağduriyet yaşatmayacaklarını ve hızla hasarları karşılayacaklarını bildirdi. Bölgenin ekonomik gelişmelerden ciddi şekilde etkilendiğinin altını çizen Satoğlu, "Özellikle Rusya ile yaşanan krizden hem turizm hem de tarım olumsuz yönden etkilenmiş durumda. O nedenle buraya ayrı bir hassasiyet gösterdiğimizi belirtmek istiyorum" diye konuştu.

- Tarım sigortaları ihmal edilmesin

Tarımdan kaynaklanan sorunların önüne geçmenin tek yolunun tarım sigortası olduğunu vurgulayan Satoğlu, üreticilere bir an önce sigortalarını yaptırmaları çağrısında bulundu. Satoğlu, "TARSİM bir ticari sistem değil, özellikle bunu vurgulamak istiyorum. Biz bir ticari kurum değiliz, burada bir kar amacı gütmüyoruz. TARSİM'in genel hedefi, tarımın sürdürülebilir olmasına katkı sağlamak. Yani çiftçimizin üretimine aralıksız olarak devam etmesine katkı sağlayacak bir sistem" dedi.

Sera sahiplerinin sigorta yaptırabilmeleri için asgari bazı şartları yerine getirmeleri gerektiğini de vurgulayan Satoğlu, şunları söyledi:

"Yani bunların ilkel seralardan çıkıp daha donanımlı seralara dönüşmesi için de bu zaten elzem. Yani çevre betonunun olmadığı seraların fırtına teminatı olması mümkün değil. Dolayısıyla buradan sera üreticilerimize tekrar çağrı yapıyorum, lütfen bu eksikliklerini gidersinler ve poliçelerini temin etsinler. Bizim bu kriterler dışında poliçe yapmama gibi bir lüksümüz zaten yok. Gelen talepleri TARSİM olarak mutlaka karşılamak zorundayız. Gördüğüm kadarıyla buradaki seraların bir kısmı bu asgari koşulları karşılamayacak düzeyde ve poliçe sahibi olamıyorlar. Bu nedenle de hasar gördüklerinde ciddi mağduriyet yaşıyorlar. Bunun yaşanması için baştan beri bu asgari görevleri yerine getirmelerinde yerinde var."