Onlarınki ormandan ormana göçebe bir hayat

ABDULLAH ÇATLI - Hayatlarının büyük bölümünü memleketlerinden uzakta, ormanlara kurdukları çadırlarda sürdüren Mehmet ve Yıldız Deniz çifti, el ele verip zorlu şartlara rağmen ormandaki ağaçları seyreltme işi yapıyor.

Mersinli Deniz çifti, 23 yıl önce yaptıkları evliliği iki çocukla taçlandırdı. Hayatlarını birleştirdikleri ilk günden itibaren birbirlerine sımsıkı sarılan Deniz çiftinin tek derdi, iyi eğitim almalarını istedikleri evlatlarının vatanına, milletine ve devletine hayırlı bireyler olmaları...

Bunun için var güçleriyle mücadele eden Deniz çifti, el ele verip yıllardır ormandaki ağaçları seyreltme işinden geçimlerini sağlıyor. Bir parça ekmekle mutlu olmasını bilen çift, gün boyu çalışıp aylarca çocuklarından ayrı kalıyor, hangi bölgedeki ormanda iş bulursa "evim" dedikleri çadırlarını oraya taşıyor.

Mersin'den ağaç kesim işi için Antalya'nın Akseki ilçesine gelen çiftin, arazide zorlu kış şartlarına rağmen tek dertleri helalinden bir lokma ekmek kazanmak. Akseki Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı orman kesim alanlarında çalışan Deniz çifti, sürekli farklı alanlarda ağaç kestikleri için çadırlarını yanlarında taşıyor, Kışın çam, yazın ise daha yüksek rakımlardaki ladin ağaçlarının kesimini yapıyorlar.

Mesaileri sabahın ilk ışıklarıyla başlayan Yıldız ve Mehmet Deniz, sık ağaçların bulunduğu ormanlık alanlardan odun ve tomruk çıkartıyor. Tonlarca ağırlıktaki tomrukları beraberindekilerle traktörlere yükleyen Deniz çifti, arazi şartlarının uygun olmadığı alanlarda katırlardan faydalanıyor.

Kesilen ağaçların sayısına göre kazançları değişiyor.

- Gurbette ekmek mücadelesi

Zorlu yaşamlarını AA muhabirine anlatan Mehmet Deniz (46), çocuklarından birinin üniversite, diğerinin ilkokulda okuduğunu söyledi.

Onların geleceği için yılın 7-8 ayında orman kesim işinde çalıştıklarını belirten Deniz, yağmur, kar kış demeden hayat mücadelelerini sürdürdüklerini ifade etti.

Ata mesleği orman kesim işinin çok zor olduğunu dile getiren Deniz, şöyle konuştu:

"Yazın sıcak, su imkanının kısıtlı olduğu, kışın ise soğuk ve yağışlı havalarda ekmek davası için çalışıyoruz. Bu işleri bize orman işletmesi veriyor. Hangi ağaçların kesileceğini belirleyip damgalıyorlar. Damgalanan ağaçları odun ve tomruk olmak üzere kesip hazırlıyoruz. Odunları istifliyoruz. Tomrukları ise kabuklarını soyup, yol bandına getirerek Orman İşletme Müdürlüğüne teslim ediyoruz. Orman işletmesi ise kendi depolarına çekerek değerlendiriyor.

İşimiz gereği gurbette olmak zorundayız. İlkokula giden çocuğuma akrabalarım bakıyor, birkaç ay arayla gidip evlatlarımızı görüp özlem gideriyoruz."

- "Hayat çok zor ama çocuklarımız için mecburen katlanmak zorundayız"

Eşinin en büyük destekçisi Yıldız Deniz de sürekli gurbette oldukları için en büyük sıkıntılarının çocuklara duyulan özlem olduğunu dile getirdi.

Hayatın zorluklarından dolayı ayrı kaldığı çocuklarının eğitimlerinin ardından mesleklerini ellerine aldıkları gün en büyük mutluluğu yaşayacaklarını vurgulayan Deniz, şunları kaydetti:

"Yaklaşık sekiz ay memleketten uzak kalıyoruz. Toros Dağları'nda çadırlarda kalıyoruz. Çok soğuk oluyor. Şehirle bizim aramızda karlı dağlar var. Her şeyi elde yapıyoruz. İhtiyaçlarımızı kendi imkanlarımızla sağlıyoruz. Hayat çok zor ama çocuklarımız için mecburen katlanmak zorundayız. Herhangi bir sosyal yaşantımız yok. Eşimle sırt sırta verip mücadelemizi sürdürüyoruz. Çamaşırları ve bulaşıkları elde yıkıyorum. Buzdolabımız yok. Sadece bir televizyonumuz var. Televizyonu da arabamızın aküsüyle çalıştırıyoruz."