'2 Mayıs Bosna için ölüm-kalım günüydü'

Boşnak general Haciç, Aliya İzzetbegoviç'in Sırplarca esir alındığı 2 Mayıs 1992 tarihini tüm Bosna için ölüm-kalım günü olarak nitelendirdi

'2 Mayıs Bosna için ölüm-kalım günüydü'
'2 Mayıs Bosna için ölüm-kalım günüydü'
GİRİŞ 02.05.2015 14:22 GÜNCELLEME 02.05.2015 14:22

Bosna Hersek Cumhuriyeti Ordusu'nun (ARBIH) eski generallerinden "Altın Zambak" nişanı sahibi İsmet Haciç, ülkenin ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç'in Sırp askerler tarafından esir alındığı 2 Mayıs 1992 tarihinin, tüm Bosna Hersek için "ölüm-kalım" günü olduğunu söyledi.

Emekli Boşnak general Haciç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Portekiz'in başkenti Lizbon'daki barış görüşmelerinden dönen cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in, Sırp askerince Saraybosna Havaalanı'nda esir alınıp Lukavitsa'ya götürüldüğü 2 Mayıs 1992 tarihinin Bosna Hersek için çok önemli bir tarih olduğunu belirterek, "Saraybosna'da 2 Mayıs 1992'de yaşananlar, Bosna Hersek için ölüm-kalım günüydü. Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in havalimanında kaçırılması ve Lukavitsa'ya götürülmesi, bana göre ülkede bir askeri darbe girişimiydi" diye konuştu.

2 Mayıs 1992 tarihinde yaşananların farklı bir şekilde sonuçlanması halinde, Bosna'nın savunmasının da farklı bir şekilde gelişebileceğini belirten Haciç, "Çünkü siyasi idare, hem ülkenin savunmasını, hem devleti hem de diğer idari yapıları yönetiyordu. Cumhurbaşkanının kaçırılması, sistemin çökmesi demekti. Zaten büyük bir kaos içerisindeydik. Bu, artık hiç kimsenin kontrol edemeyeceği daha büyük bir kaosa yol açardı" şeklinde konuştu.

Haciç, Sırpların Aliya'yı kaçırıp gizlice öldürme planlarının ortaya çıkıp bozulmasının ardından, bunun ülke savunmasında Boşnak askerlerin moralini yükseltip, onlara güç kattığını vurgulayarak, "Allah'a şükür, planlandığı gibi Aliya öldürülmedi" dedi.

Aliya'nın kaçırıldığı 2 Mayıs ile Dobrovolyaçka Olayı'nın yaşandığı 3 Mayıs'ın sürekli birbiri ile bağdaştırılmasını da değerlendiren Haciç, şunları söyledi:

"Sanırım burada söz konusu intikam. Hiçbir şeyden bir şey yapmak Sırp politikasına özgü bir stil. Yugoslavya ordusu komutanlarından general Milutin Kukanyats'ın Bistrik'ten gitmesi, bizim için harika bir şeydi. Çünkü yasal sistem üzerinden Bosna Hersek'e giren bir işgalciyi kovmuştuk. İşte aslında 3 Mayıs tarihi de bir nevi bunun rövanşı gibiydi. Tıpkı eski bir Sırp atasözünde denildiği gibi: Sırplar tüm savaşları kaybetti ancak her zaman kazanan oldu."

 "Tünelle Bosna Hersek'i dünyaya açtık" 

Haciç, 2 Mayıs 1992 tarihinde yaşananların yanında, Bosna'daki savaşın kırılma noktalarından birinin de havalimanı yakınlarındaki tünel olduğunu söyledi.

"Tünelle Bosna Hersek'i dünyaya açtık" diyen Haciç, şunları kaydetti:

"Saldırganların amacı kenti bloke etmek, kapatmaktı. Dönemin Yugoslavya Genelkurmay Başkanlığı'na Saraybosna'nın kuşatılmasına ilişkin plan hazırlanması talimatı verilmişti, ki onlar buna Saraybosna'nın savunması diyorlardı. İlginçtir, Saraybosna'nın kuşatılması için plan hazırlanması üzerine 20'den fazla kurum ve çok sayıda kişi görevlendirilmişti. Kuşatılmadan kasıt, şehri bloke etmek, elektriği kesmek, iletişim imkanlarını kapamak, insani yardımın şehre girmesini engellemek, ilk iki ay içerisinde 10 binden fazla insanı öldürmek ve bir o kadar kişiyi şehirden sürmek, sonra beyaz bir at üzerinde şehri fethetmekti. İşte tünel, bu kuşatmayı deldi. Sporcular, politikacılar buradan çıkıyor, elçiler ve yiyecek buradan giriyordu. Bu tünel, insanlara umut oluyordu. Buradan geçen askerlerde İgman Dağı'ndaki birliklere desteğe gidiyordu. Allah korusun, İgman da düşseydi asıl kuşatma o zaman başlardı."

Haciç, yeni nesillerin eğitim alması, geçmişte yaşananları bilmesi gerektiğini belirterek, "Kıskanç olmamalı, gerçekçi olmalılar" diye konuştu.

2 Mayıs 1992'de ne oldu? 

23 sene önce, 2 Mayıs 1992 tarihinde, Yugoslavya Halk Ordusu'na (JNA) bağlı Sırp askerler, Saraybosna'ya giriş ve çıkışları engelledi ve şehri tamamen bloke etti. 

O sırada Portekiz'in başkenti Lizbon'daki barış görüşmelerinden dönen Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç ve beraberindekiler, Saraybosna Havaalanı'nda esir alınıp Lukavitsa'ya götürüldü.

Boşnak askerler ile devlet başkanlığı binasını ele geçirmek isteyen JNA birlikleri arasında, 3 Mayıs'ta Dobrovolyaçka Sokağı'nda silahlı çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda 8 Boşnak, 7 Sırp hayatını kaybetti. 200 Sırp askeri de Boşnaklar tarafından esir alındı. Sırp esirler, merhum İzzetbegoviç'in serbest bırakılması karşılığında salıverildi.

Saraybosna Kantonu, 2 Mayıs'ı "Saraybosna Kantonu Günü" olarak kutlarken, Bosna Hersek'in 1992 yılındaki meşru siyasi yetkilileri ve devlet kurumları korunduğu için, bu gün bağımsız Bosna Hersek'in temellerinden biri olarak anılıyor.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
PKK destekçileri İmamoğlu'na oy verecek! Altan Tan'dan çarpıcı açıklama
Muhittin Böcek'in tek kozu CHP seçmenini bile irite ediyor