Salih Murat: Türkiye'nin duruşu itibarımızı artırdı!

Makedonya'dan Osmanlı'nın çekilmesinin ardından, Anayasa Mahkemesi üyesi olan ilk Türk Salih Murat, Türkiye'nin son on yıl içindeki politikasının Balkanlar'daki Müslüman-Türkler için ne anlam ifade ettiğini anlattı. Murat, Türkiye'ye övgüler yağdırırken "Yüzümüzde azıcık mutluluk varsaonu da Türkiye devletine ve insanına borçluyuz" dedi.

Salih Murat: Türkiye'nin duruşu itibarımızı artırdı!
Salih Murat: Türkiye'nin duruşu itibarımızı artırdı!
GİRİŞ 02.01.2013 09:47 GÜNCELLEME 02.01.2013 12:46
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

Şermin Çetinkaya'nın röportajı
Fotoğraflar: Mehmet Yıldız

Tarih boyunca Avrupa devletlerinin çıkar çatışmasına sahne olan Balkanlar'da artık umut dolu gelişmeler yaşanıyor. Sosyal,  kültürel ve ticari anlamda, Türkiye - Balkan  ülkeleri arasında daha sıcak ilişkiler kurulması için çaba sarfediliyor. Makedonya'da,  Osmanlı'nın bu topraklardan çekilmesinden sonra,  ilk kez bir Türk,  Makedonya Anayasa Mahkemesi Üyesi olabiliyor. 

Balkan Savaşları'nın (1912-1913) 100. yılını doldurduğu şu günlerde, geçmişi ve bugünü değerlendirmek adına Makedonya Anayasa Mahkemesi'nde görev yapan  ilk  Türk; Makedonya Anayasa Mahkemesi üyesi aynı zamanda "Dünya Müslüman Hukukçular Birliği" Yönetim Kurulu Üyesi olan Salih Murat, önemli açıklamalarda bulundu.

Salih Murat, Türkiye'ye övgü dolu sözler yağdırdı. Çok önemli mesajlar verdi.

Salih Murat… O, Makedonya'dan Osmanlı'nın çekilmesinin ardından, Anayasa Mahkemesi üyesi olan ilk Türk!

Salih Murat, Türkiye'nin son on yıl içindeki politikasının Balkanlar'daki Müslüman-Türkler için çok olumlu sonuçlar doğurduğunu anlattı. O, Balkan Savaşları'nın 100. Yılını geride bıraktığımız bugünlerde, bunu anlamanın, bugünleri değerlendirmenin ne kadar kıymetli olduğunu, herkese haykırmak istiyor.

 "SON ON YILDA, TÜRKİYE'NİN POLİTİK DURUŞU İLE BİRLİKTE, BALKANLAR'DA, MAKEDONYA'DA İTİBARIMIZ ARTTI"

Osmanlı'nın bu topraklardan çekilişinden sonra, bölge halkının üretkenliğinde azalma gözlendiğini belirten Salih  Murat, "At  koşturduğumuz toprakları manen ve madden terketmeyi başlamışız. Yalnız, Makedonya'dan 1953-1960 yıları arasında Türkiye'ye  350.000  kişi göç etmiş.  Kadro sorunlarının, temsiliyet sıkıntısının, hürriyetin olmadığı yerde, hür düşünme ve üretkenliğin yasak olduğu bir dönemde bu görevlerde bir Türk ya da Müslüman görmek bir hayaldi. Nacizane bendeniz, Osmanlı'nın bu topraklardan çekilişinden sonar Anayasa Mahkemesi'ne üye olan ilk Türk olarak sayılmaktayım" dedi.

"BİZİ KAPICI YAPMAYANLAR, ŞİMDİ ANAYASA MAHKEMESİ ÜYESİ YAPTI"

1990'lı yıllardan sonar Müslüman Türkler'in toparlanmaya çalıştığını belirten Salih Murat, bilhassa son on yılda, "ana- devletimiz" dediği Türkiye'den büyük ilgi ve alaka gördüklerini, her platformda dile getirildiklerine vurgu yaptı. "Bundan hareketle bu topraklarda itibarlı olduk. Umutlarımıza umut katıldı. Dün bizleri kapıcı bile yapmadıkları yerlerde, Makedonya Anayasa Mahkemesi'ne üye olarak seçilme şerefine nail olduk" dedi.

 "YÜZÜMÜZDE AZICIK MUTLULUK VARSA, ONU DA TÜRKİYE'YE BORÇLUYUZ"

Makedonya'daki Türkler ve Müslümanlar açısından bakıldığında, bir zamanlar itilip-kakılan, yok edilmek istenen bir zümrenin, bugün bir nevi temsilcisi olarak bulunan Salih Murat, Makedonya yönetiminin, Müslümanlara ya da Türklere bakış açısının değişip değişmediği yönündeki sorumuzu ise şu cümlelerle yanıtladı: "Türkiye'nin Balkanlar'a açılımıyla birlikte, gün geçtikçe, onların bizlere yönelik bakışları daha da iyileşiyor. Bir zamanlar dışlandığımız toplumda, şimdi aranan olmaya başladık. Gördüler ki bizi safdışı bırakarak bir yerlere gelemeyecekler ve kendilerinde huzur bulamayacaklar. Bundan hareketle, son zamanlarda beraberce yaşama yollarını aramaya başladıkları görünmektedir. Bu doğrultuda bizlere de çok görev düşmektedir. Biz bu devletin asıl unsuruyuz. Bizim vatan anlayışımız imandan gelmektedir. Vargücümüzle daha iyi bir Makedonya için gayret göstermemiz gerekir. Biz bu toprakların canlı tapularıyız. Fatih Sultan Mehmet'in biricik emanetleriyiz."

"Yüzümüzde azıcık mutluluk varsaonu da Türkiye devletine ve insanına borçluyuz"diyen Salih Murat, Türkiye'nin yapıcı ve kardeş politikasının Makedonya'da huzur kapılarının açılmasına vesile olduğunu söyledi.

"TİKA, BALKANLAR'I YENİDEN İHYA EDİYOR"

Murat sözlerini şöyle sürdürdü:  "Biz doğu ve batı kültürünü sentez yapabilecek kapasitedeyiz. İtibarımız artı. Bugün Makedonya'da Türk olmak bir ayrıcalıktır. Aranılan olduk ve mutlaka ileride daha iyi bir konumda olacağız. Burada Türkiye Büyükelçisi, bir vali olarak çalışmakta. TİKA (T.C Başbakanlık Türk İşbirliğive Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) Makedonya'yı ve Balkanlar'ı yeniden ihya etmekte, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı manen yıkılan kalelerin tamiratını üstlenmekte, DışTürkler ve Yunus Emre Vakfı, kültürel köprülerin kurulmasına vesile olmaktadırlar. Onlarcabelediye ve günüllü teşebbüsler Balkanlar'da, Türk insanın selamını ve hayratlarını getirerek,  hizmette yarışmaktadırlar. Tek amaçları daha iyi bir Makedonya…"

Bundan hareketle, Makedonya yönetimi ve bölge devletleri başta olmak üzere, Makadonya'daki Müslümanları kaale almaya başladıklarını söyleyen Murat, Müslümanların, tarihte hak ettikleri yeri bulduklarının altını çizdi. Salih Murat, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, başta Makedonya ve tüm diğer  Balkan devletlerinin politikalarını, gidişatlarını ve ekonomilerini etkileyecek birdurumda olduğu sürece, karşılarında saygılı ve itibarlı bir soydaş ve akraba topluluğu bulacakları inancındayım" dedi.

"HER ZAMAN ‘HAK'KIN ÜSTÜNLÜĞÜ İÇİN UĞRAŞMAK İSTİYORUM"

Hukukçuların, toplumların doktorları olduğunu belirten Makedonya Anayasa Mahkemesi Üyesi Salih Murat, hukukun insanlığın ayrılmaz bir parçası olduğundan yola çıkarak, şunları kaydetti:  "Bizim Anayasa Makhemesi'nde olmamız, Makedonya yargı sistemi"ne bir zenginlik katacaktır. Daha iyi ve sağlam bir yargı sistemi için, bizim katkımız kuşkusuz büyük olur. Bilindiği gibi Anayasa mahkemesi, kanunların anayasaya aykırı olup olmadığını denetlemektedir. ‘Bireysel haklar toplumsal hakları zedeler mi?', ‘Toplumun gidişatı bireysel hakları ne kadar zedeler?', ‘Kendi hukukunu elde etmek isterken, başka haklar zedelenebilir mi?'ve bunun gibi dengeler için uğraşmaktır. Adil olmak için, hukukun üstünlüğünü dikkate alarak karar vermemiz gerekmektedir."

Makedonya'da ve Balkanlar'da, Osmanlı hukukunun hüküm sürdüğü dönemlerde, hak ve batıl kavgasında her zaman hakkın üstünlüğünün sağlandığının altını çizen Salih Murat, "Bir hakim olarak benim ilham kaynağim; temsili olduğum manevi duygularımdan kaynaklanmaktadır. Bu topraklar tanır bizi, bu topraklarda asırlarca hak ve batıl kavgası sürecinde her zaman hakkın yanında olduk. Son zamanlarda Balkanlar'da ve Avrupa'da bu değerler aranılmaktadır" dedi.

Şu ana kadar mahkemede ve çalışmalarında hak ve hukuk doğrultusunda hareket ettiğini, bundan sonra da aynı doğrultuda hareket edeceğini vurgulayan Murat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz hukukçuların yeni bir dünya oluşturması lazım. O dünyada tüm insanlar eşit olmalı ve insan değerlerine önem verilmelidir. Her şey insanlık için vardır. Tüm kurum ve kuruluşlar insanların huzur ve saadeti içinçalışmalı. Bunlar ancak insanlık için varolmalı."

Osmanlı'nın at koşturduğu topraklardan, hüsranlı ve boynu bükük bir ayrılığın olduğunu hatırlatan Murat, yıllarca insanlık ve insanlık değerler adına ister  madden, ister manen yapılan her şeyin, büyük darbe aldığını söyledi. Salih Murat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çekildiğimiz topraklar 100 yıl huzur bulamadı.  Balkanlar'da kan gövdeyi götürdü. Biz siz bir dünya kurmaya kalkıştılar. ‘Kendin çal kendin oyna' devletler ve hukuk düzenleri kurdular. Hukuk, adalet çemberinden çıkıp, baskıcı ve zorbacı bir sisteme dönüştü. Neden? Çünkü yaradansız, manevi değerleri olmayan bir hukuk sistemi dünyaya koymaya ve dayatmaya gayret ettiler. Kağıt üzerindeki hukuk, mükemmel olmasına rağmen, insanlığa huzur, saadet ve mesut bir yaşam getirmedi."

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 7
  • cem kaya 11 yıl önce Şikayet Et
    ne kadar kabuk değiştirsekte aslımız belli..... her ne kadar görmezden gelsekte her ne kadar inkar etsekte atamız dedemiz uzaylı, yada avrup değil ejdadımız osmanlı. aslımızı neden bu kadar inkar etmeye çalışıyor, bazıları bunu hiç anlamadım.. osmanlı öcü sanki...
    Cevapla
  • mesut cezmi demirhan 11 yıl önce Şikayet Et
    sejo kardeş.... yanlış anlama beni,ben kötü türkçe konuşuyosunuz demedim.sadece biraz uzak ve ayrı kaldığımız için hitab şeklinde biraz şive var.şive hem bütün anadoluda olan bir şey,her yörenin kendine has şivesi vardır.ve şunu da ekliyeyim bu adam her kimse tanımam etmem iyidir kötüdür bilmem,sadece konuşma tarzı hoşuma gitti.türkiyede milyonlarca insan bulabilirsin şu kültürde ve şu gramerde konuşamayan.
    Cevapla
  • sejo omerbasic 11 yıl önce Şikayet Et
    yalakalik!!!. sizlere turkiyede bulunanlara sesleniyorum: rumeli turku...turk demektir, degil arnavut, bosnyak, bilmem ne ...meseleleri karistirmayin....bizlerin kendi kulturumuz , tarihimiz, mimarimiz, gecmisimiz vardir...yalakalik yapmayin...sizlerden de biktik...tarihi-cografyayi bilmeyenlerden. bizim turkcemiz sizinkinden cok daha iiidir...bizlerde: cok merci, cok seksisin...bilmem ne, gavur sevdalisi yoktur ve de bizleri sali golganov gibi romlar temsıl edemez?!!!!...
    Cevapla
  • mesut cezmi demirhan 11 yıl önce Şikayet Et
    yedi senedir bulgaristanda,bulgaristan türleriyle beraber universite eğitimimi tamamlamak üzereyim. her şey bir kenara,bir balkan türkünün bu kadar iyi türkçe konuşması bile tüylerimi diken diken etmeye yetti.kocaman bir maşALLAH.gümbür gümbür geliyor evlad-ı fatihan ALLAH'ın izniyle.
    Cevapla
  • pusula 11 yıl önce Şikayet Et
    padisahim sen cok yasa. osmanli dönemine dönüyoruz ALLAH in izniyle.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Rusya NATO'yu göz hapsine aldı! O ülkelerden ev satın alıyorlar
CHP Grup Sözcüsünden şoke eden gaf: Cemil Tugay'a “Cemil Bayık” dedi