Kokoreç tezgahının "sanatçı" ustası

Trabzon'da doğan ve 15 yaşına kadar kaldığı bu kentte baba mesleği balıkçılıkla uğraşan, 1989 yılında ise ailesiyle Bursa'ya göç eden Ata, çocukluk idealini gerçekleştirmesini bir tesadüfe borçlu.

CEM ŞAN - Çocukluk hayalini gerçekleştirerek sanatın bazı dallarında kendini gösterme imkanı bulan, şiir denemeleri ve roman yazarlığına oyunculuğu da ekleyen 43 yaşındaki Keremay Ata, kokoreç satarak hem geçimini geçimini sağlıyor hem de yeni projeleri için para biriktirmeye çalışıyor.

Keremay Ata, o yıllarda bir gün halden balık alırken aynı gün avlanmış olanların bazılarının hırpalanmış, bazılarının daha canlı olduğunu fark etti. Bunun nedenini sorunca da "Biri trol, diğeri ağ balığı." yanıtını aldı.

Merak edip trolle balık avlamanın nasıl yapıldığını araştırmaya başlayan Ata, bu tür avlanmanın deniz canlılarının nesillerini yok edici etkileri olduğunu öğrendi.

- Senaryo yazmak için 9 ay trol avcılarıyla yaşadı

Trolle avcılığa karşı farkındalık oluşturmak için bu tür avlanmanın olduğu bir bölgeye gidip 9 ay balıkçılarla denize açılan Ata, trol avcılarının ilişkilerini, yaşam şekillerini takip edip, daha sonra bu yaşadıklarını kurgulayarak bir senaryo yazdı.

Senaryoyu birçok yapımcıya götüren ancak bol aksiyonlu ve yüksek bütçeli olduğu için destek bulamayan Ata, daha sonra bunu yurt dışındaki yapımcılara ulaştırmaya çalıştı. Ata, bunun için önce maliyeti 18 bin dolar olan uluslararası arenada geçerli bir patent alması gerektiğini öğrenince hayal kırıklığına uğradı.

İstenen parayı ödeyemeyince bir yıl uğraşıp senaryosunu "Trol" adıyla romana çeviren Keremay Ata, böylece ilk eserini yayımladı.

Ata, sonraki yıllarda şiir yazmaya ve şiir seslendirmeye başladı. Keremay Ata, ikisi babasına ait 11 eserden oluşan bir şiir albümü çıkardı. Albümünde 3 şarkı, 8 de şiir seslendiren Ata, belediyelerin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği etkinliklerde sahne aldı. Ayrıca Ata, bazı dizi ve sinema filmlerinde rol alarak oyunculuk da yaptı.

Son yıllarda sanat yaşantısından istediği kazancı elde edemeyen Ata, hem geçimini sağlamak hem de yeni projeleri için para biriktirmek amacıyla bir tezgah alıp Bursa'nın tarihi Heykel semtinde kokoreççiliğe başladı. Ata, "Sanat Kokoreç" adını verdiği tezgahında kitabını ve albümünü de sergiliyor, müşterilerine tanıtmaya çalışıyor.

- "Kokoreçe sevgimi katarım"

Ata, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ilk göz ağrısı" romanının filminin çekilmesi için destek aradığını söyledi.

Denizlerdeki kirliliği ve canlıların bunlardan nasıl etkilendiğini konu alan kitabının kitlelere ulaşmasını istediğini belirten Ata, "Bir yayınevi ile iki yıllık sözleşme imzalamıştım. Bir sponsor çıkmasını bekliyorum." dedi.

Ata, şu anda sokakta seyyar tezgahında kokoreç satarak geçimini sağladığını dile getirdi.

Sanatından üç yıldır kazanç sağlayamadığını anlatan Ata, "Birikimim de bitti. Bazı yerlere iş için başvuruda bulundum ama olumlu bir sonuç alamadım. Arabam vardı, onu da sattım. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Yemek yapmayı çok severim. Aranjör arkadaşımın fikir vermesiyle kokoreç işine girdim. Yaklaşık 6 aydır bu işi yaparak ekmeğimi kazanıyorum. Gerçek sanatımdan ekmek yiyemiyorum ama bundan ekmek kazanmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Ata, yaptığı kokoreçlerin beğenildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Kokoreçe sevgimi katarım, özel ilgi alaka gösteririm. Güzel pişiririm ve öyle takdim ederim. Kitabım, albümüm masaların üstünde durur. Ayrıca çadırda asılı vaziyette sergilerim. Müşteriler bir kitaplara, albümlere bir de bana bakıyorlar ve 'Bu siz misiniz?' diye soruyorlar. Her kitap veya albüm çıkaran parayı bulacak, zengin olacak veya çok güzel paralar kazanacak anlamına gelmiyor. İnsanların iniş ve çıkış dönemleri vardır. İnşallah emeklerimin karşılığını bir gün alacağım."

Ata, bir kitap çalışmasının daha olduğunu ve dram tarzında gerçek hayat hikayelerini kurgulayarak romanını oluşturduğunu belirtti.

Eserinin yazımını 2-3 ay sonra bitirip basımı için bir yayınevi ile anlaşmayı planladığını aktaran Ata, "Tezgahımın adı 'Sanat Kokoreç.' Sanattan hiçbir zaman vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim. Sanatı hiç kimse için yapmasam bile kendim için yapacağım. Şiirlerimi bazen kendime bazen bir kişiye bazen de yüzlerce kişiye okuyorum. Bundan çok mutlu oluyorum." ifadelerini kullandı.