Terörle mücadelede mali istihbaratın önemi

ABD, 2006 yılından beri terör örgütlerinin mali kaynaklarını kesmek amacıyla gizlice, yurtdışındaki banka kayıtlarına giriyor.

Terörle mücadelede mali istihbaratın önemi
Terörle mücadelede mali istihbaratın önemi
GİRİŞ 05.03.2012 08:23 GÜNCELLEME 05.03.2012 08:23

Mil Arcega'nın makalesi

11 Eylül terör saldırılarının 10'ncu yıldönümünde Amerika'nın uluslararası terör örgütlerine karşı mücadelesi sürüyor. Bu mücadele, cephenin yanı sıra bilgisayarlar üzerinden mali sektörde de sürüyor. Suçla mücadelenin kurallarından biri "paranın izini sürmektir" denir. New York ve Washington'u hedef alan saldırıların ardından terörle mücadele istihbarat ve teknoloji alanında verilmeye başlandı.Matthew Levitt, Washington Enstitüsü'nde kontr-terör ve istihbarat uzmanı. Levitt, "Tehdit oluşturanların maddi kaynaklarına yönelmenin düşmanı engellemek açısından son derece verimli bir yöntem olduğunu gördük," şeklinde konuşuyor.

11 Eylül saldırılarının ardından teröristlerin yeni saldırılar için ideolojiden fazlasına ihtiyaç duydukları  görüldü. Amerikan istihbarat kurumları seyahat bilgilerini, elektronik iletişimi, mali işlemleri izlemeye başladı.Matthew Levitt, "Eğer bana para gönderirseniz, bunun bir anlamı var. Bu, senin veya benim önemli olduğum anlamına gelmez ama önemli birileri için kuryelik yaptığımız anlamına gelebilir. Yani mali işlemleri izleyerek paranın kimden geldiğini; kime gönderildiğini öğrenebilirsiniz," diyor.Bunun için Amerika Maliye Bakanlığı'nda yeni bir birim kuruldu. Maliye Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Bölümü eski başkanı Stuart Levey, şimdi Dış İlişkiler Konseyi'nde araştırmacı. Levey, "Maliye Bakanlığı kapsamlı bir istihbarat birimi kuran ilk bakanlık oldu. Bu, mali istihbaratın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi," diyor.Bu birim 11 Eylül saldırılarında kullanılan paranın - yarım milyon doların - Avrupa ve Ortadoğu'daki bankalar aracılığıyla teröristlere ulaştırıldığını belirledi.

Amerikan yönetimi terör örgütleriyle bağlantılı gruplarla bireylerin malvarlığını dondurdu. Edinilen mali istihbarat sayesinde el-Kaide bağlantılı kişiler yakalandı, 2002 Bali saldırılarını düzenleyen Hambali adlı terör zanlısı ele geçirildi. Ancak buarada devletin mali bilgilere ulaşabilmesi, kişisel bilgilerin ve mahremiyetin korunması konusunda kaygı uyandırmaya başladı. Stuart Levey, "Herkes bizim her türlü bilgiyi taramaya başladığımızı; istediğimiz yere inceleyebildiğimizi düşünüyordu. Oysa çok ciddi kontrol mekanizmaları oluşturduk," diyor.

Terörle mücadele operasyonlarının en büyük başarısı Mayıs ayında yaşandı. Amerikalı komandolar el Kaide lideri Usame bin Ladin'i öldürdü. Amerikalı yetkililer, bin Ladin'in evinde ele geçirilen belgelerde el Kaide'nin mali sıkıntı çektiğinin görüldüğünü açıkladı.

Dış İlişkiler Konseyi'nde araştırmacı olan Levey, "Bin Ladin, karizmatik bir liderdi. Maddi kaynak bulunması açısından önemliydi. Örgütün yeni militan bulabilmesi ve birliği sürdürme açısından etkiliydi. Dolayısıyla bin Ladin'in öldürülmesi son derece önemli. Ancak bu, tehdidin ortadan kaldırıldığı anlamına gelmez," diyor.

Bunun nedeni terör örgütlerinin sürekli olarak değişimden geçmesi. Bazıları kaynak bulabilmek için suça karışıyor; uyuşturucu kaçakçılığı, adam kaçırma eylemlerine başlıyor. Maddi sıkıntı başlayınca da daha küçük saldırılara yöneliyor.

Matthew Levitt'e göre, ne olursa olsun mali işlemleri izlemek en etkili yol: "Terör saldırılarının maliyetinin düşük olması, mali istihbaratın önemsiz olduğu anlamına gelmez. Eğer 5000 dolara ihtiyacınız varsa ve  parayı bulmanızı engellemişsek, biz kazandık demektir."
Mali istihbarat alanında sağlanan başarıya rağmen terör saldırılarına son verilebilmiş değil. Mali önlemlere ek olarak kararlılık ve azami ve sürekli dikkat gerekiyor.

Teröristlere Mali Baskı

Dış İlişkiler Konseyi'nde konuşan ABD Maliye Bakan Yardımcısı David Cohen " Radikal gruplara para yardımında bulunan kişileri caydırabilir, parayı örgütlere transfer etme sistemlerini ve mali destek ağlarını bozabilirsek ulusal güvenliğimize büyük yardımda bulunmuş oluruz" dedi.
Amerika'nın teröristlerin mali şebekelerini bozmada kullanabileceği bir çok yöntem var. Bu yöntemlerden bazıları teröristlerle destekçilerinin mali varlıklarını dondurmak ve Amerikan vatandaşlarını ve mali kurumlarını yasaklı kişilerle mali iletişim kurmaktan men etmek. Uluslararası boyuttaysa Amerika dost ülkelerle bilgi ve istihbarat alışverişinde bulunuyor.

Cohen'e göre mobil bankacılığı ve banka kartı hizmetlerini Afgan halkına götürebilmek mikro finans kredilerinin Afgan tarım sektörüne dağıtılmasına yardımcı olabilir. Amerika Afganistan'da tarım sektörünün geliştirilmesine büyük önem veriyor. Bu sayede kötüye kullanılan nakit para transferlerinin önüne geçilebilir.Amerika'nın bu çabalarının işe yaradığı belirtiliyor. Cohen" Terör örgütlerine para akışını toptan durduramayız ancak mali şebekelerin işleyişini engelleyerek teröristlerin mali faaliyetlerini sekteye uğratabiliriz " diye konuştu.

İran'a Yaptırımlar Türkiye-ABD İlişkilerini Zorluyor

Amerika  uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayacağı bildirilen İran'a karşı ekonomik ve mali yaptırımları sessizce arttırıyor. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği de İran'a yaptırımları genişletti. Bu girişimlerin, yaptırımlara karşı çıkan Türkiye'yle Amerika arasında diplomatik sorunlara yol açabileceği  belirtiliyor.

Dışişleri Bakanlığı'nın İkili İşler ve Kamu Diplomasisi'nden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uymak zorunda olduğunu söylemekle birlikte, yaptırımların işe yaramadığına ve İran'la görüşmelerin sürdürülmesi gerektiğine inandığını söyledi. Batılı istihbarat kaynakları, İran'ın, Türkiye'deki gelişmiş finans sistemini, özellikle de devlet bankalarını kullanarak yaptırımları delmeye ve nükleer programı için malzeme satın almaya çalışacağı yönünde kaygılar bulunduğunu bildiriyor.

İran'ın ikinci büyük bankası Mellat, yeni yaptırımlar çerçevesinde, hem Avrupa Birliği, hem de Amerika'nın kara listesinde bulunuyor. Ama Mellat Bankası'nın Türkiye'de üç kentte şubesi var. Gözlemciler, Mellat Bankası'nın Türkiye'de sınırlamalara maruz bırakıldığı yönünde bir izlenim almadıklarını söylüyor.

Geçen bir kaç yıl içinde üst düzey Amerikan heyetleri Türkiye'yi ziyaret etti ve Türk şirketlerini Washington'un İran'a yönelik yaptırımlarını ihlal etmemeleri konusunda uyardı. Ancak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ticaret ve enerji ilişkilerinden dolayı İran'ı önemli bir komşu olarak gördüklerini, Amerika ve Avrupa Birliği tarafından alınan tek yanlı kararların kendilerini yasal olarak bağlamadığını söyledi.

Amerika Maliye Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Stuart Levey, Amerika'nın İran'a yaptırım politikaları konusunda Türk yetkililer ve özel sektör temsilcileriyle yeni görüşmeler yaptı. Tehlikelerin farkında olduklarını söyleyen Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel, yine de Amerika'nın Türkiye üzerinde karar verme hakkı olmadığını kaydetti.

Yenel, İran'la iş yapan kesimlerin durumunu dikkatle inceleyeceklerini, bununla birlikte Türkiye'nin yalnızca Birleşmiş Milletler yaptırımlarına bağlı olduğunu belirtti.Global Menkul Değerler'den Emre Yiğit de Avrupa Birliği ve Amerika'nın sert tavırlarını daha da arttırmasının gerçekçi olmadığı görüşünde. Türkiye ve İran'ın kaçınılmaz olarak komşu kalmaya devam edeceğinin altını çizen Emre Yiğit, Ankara'dan istenenin, "Fransa'ya Almanya'dan, İngiltere'ye de Avrupa Birliği'nden ithalatı kesmesini istemek" gibi bir şey olacağını söylüyor.

Avrupa Birliği genelinin aksine Türk ekonomisi rekor düzeyde gelişme sağladı. Bu başarının bir nedeni Türkiye'nin ticari ortaklarını çeşitlendirmesi, yani Avrupa Birliği'ndeki ticari ortaklarının yanı sıra Ortadoğu pazarlarına yönelmesinde yatıyor. Küresel alanda gittikçe dışlanan İran'la ticaret potansiyeli önemli derecede fazla, ama bu Ankara'nın Amerika ve Avrupa Birliği'yle ciddi şekilde çatışmasına da yol açabilir.

ABD, 2006 yılından beri terör örgütlerinin mali kaynaklarını kesmek amacıyla gizlice, yurtdışındaki banka kayıtlarına giriyor. Amerikan Merkezi İstihbarat Dairesi ve Maliye Bakanlığı ortaklığında yürütülen gizli operasyon, 11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından başlatıldı.

ABD maliye bakanlığı, Belçika merkezli SWIFT adlı bankalar konsorsiyumuna ait havale bilgilerini izliyor. Hergün birçok ülkedeki binlerce bankadan yapılan milyonlarca havale talimatı, SWIFT adlı konsorsiyum tarafından denetleniyor. ABD maliye bakanlığı, operasyonun yasal olduğunu ve terörist faaliyetleri belirleme amacı taşıdığını savununuyor.

'ABD'nin hakimiyeti bitiyor'


ABD'deki istihbarat birimlerinin koordinasyonunu sağlayan Ulusal İstihbarat Konseyi'nin raporunda 2025 yılında dünyanın nasıl bir yer olacağına ilişkin karamsar tahminler var. Rapora göre "önümüzdeki 20 yılda, Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik, siyasi ve askeri gücü ve nüfuzu eriyecek."

Küresel Eğilimler 2025 adlı rapor, Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından 4 yılda bir, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'na sunulmak üzere hazırlanıyor. Amaç yönetimi yaklaşmakta olan tehlikeler ya da fırsatlardan haberdar etmek. Rapora göre şu anda yaşanan mali kriz, küresel ekonominin dengelerinde ciddi bir değişiklik yaratacak.

Doların hakimiyeti sona ererken, refah Batı'dan Doğu'ya kayacak. Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en güçlü ülkesi konumunu sürdürse de, nüfuzu genel anlamda eriyecek. Bu konuda en önemli rakipleri ise Çin, Hindistan ve İran olacak.

Kıt kaynakların bölüşülmesi

Raporda en karamsar tablolardan biri küresel iklim değişikliği konusunda çiziliyor. Küresel ısınma ve doğal kaynakların tükenmesi nedeniyle dünyanın birçok yerinde savaşların çıkabileceği belirtiliyor. Ancak Amerikan istihbaratına göre küresel ısınma Kanada ve Rusya'ya yarayacak. Yerkürenin ısınmasıyla bu iki ülkede yılın daha büyük bölümünde ekim yapılması mümkün olacak.

Rusya'nın tehdit ve fırsatları

Ayrıca her iki ülkenin de kuzeydeki petrol sahalarına ulaşımı buzulların çözülmesiyle kolaylaşacak.  Bu iki unsurun, Kanada ve Rus ekonomilerini bir hayli güçlendirmesi öngörülüyor. Ancak Moskova'nın bir dünya gücü olma şansının, yatırımdan mahrum olan enerji sektörü, suç oranlarının yüksekliği ve yolsuzluk sorunlarıyla gölgeleneceği belirtiliyor.

(Türkiye Diplomatuque)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Meteoroloji'den 17 il için sarı kodlu alarm! Hem kuvvetli sağanak hem aşırı sıcak uyarısı
Yunanistan neye hazırlık yapıyor? Neden Demir Kubbe'nin peşine düştü?