Diyarbakır

Sözde sıkıyönetim komutanı ve yardımcısı hakim karşısında

15:19 26 Mayıs 2017
Sözde sıkıyönetim komutanı ve yardımcısı hakim karşısında

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan, darbecilerin hazırladığı sözde atama listesinde "Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı" olarak gösterilen dönemin 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yılmaz ile listede yardımcısı olarak görevlendirildiği yer alan eski Diyarbakır 16. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Beyribey'in yargılandığı davanın ilk duruşması devam ediyor.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilen sanıklar Yılmaz ve Beyribey ile avukatları hazır bulundu.

Mahkemede, sanıklara haklarında isnat edilen suçlamalar hatırlatıldı. Sanık Yılmaz suçlamalara ilişkin savunmasını yaptı.

Yılmaz savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

"15 Temmuz alçak darbe kalkışmasının gerçekleştiği gün, 7. Kolordu ve garnizon komutanı olduğum Diyarbakır'da ne benim ne de personelimin kanunsuz tek bir eylem, fiili olayı, ölüm, yaralanma, sözlü tartışma ve benzeri hadise gerçekleşmemiş bir tek vatandaşın kolluk personelimizin ve görevlinin burnu dahi kanamamış tek bir kişiye dahi cebir ve şiddet kullanılmamış, buna teşebbüs dahi edilmemiştir. Ben ne FETÖ'cü ne de darbeciyim. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletine yürekten bağlı Atatürkçü, vatan bayrak sevdalısı, milletimi ve devletimi seçen şerefli bir Türk subayıyım." ifadelerini kullanan Yılmaz, bu düşüncede olduğu için olayları televizyonda gördüğü andan itibaren hiç beklemeden darbeye karşı olduğunu ve asla içinde yer almadığını personel ve ilgili birimlere açıkladığını ileri sürdü.

Darbecilerin hazırladığı sıkı yönetim emrini gördüğü andan itibaren asla uygulamadığını ve personeline de uygulatmadığını savunan Yılmaz, "Kanunsuz hiçbir emir vermedim, verdirmedim. İlk andan itibaren, hiç tereddüt etmeden ve beklemeden anında aldığım ve aldırdığım tedbirler sayesinde birlik ve kışlalardan tek bir tank, zırhlı askeri araç ve personel çıkmamış, kanunsuz hiçbir eylem, fiil ve olay meydana gelmemiştir. Bunun neticesinde darbe kalkışması önlenmiş, teşebbüs dahi olmamıştır. 2. ve 3. Ordu bölgesinde ve Türkiye’de yazılı emri ilk yayınlayanlardan biriyim. Birliklerinden tek bir aracın çıkmadığı, personelin kışlasını terk etmediği ve darbe kalkışmasına katılmayan tek birlik 7. Kolordu Komutanlığıdır." diye konuştu.

Darbe girişimi devam ederken işgal görüntüsünü andıran adliye ziyaretine ilişkin savunmasında Yılmaz, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Yılmaz, şöyle konuştu:

"Beni üzen hususlardan biri de darbe kalkışmasının başarısız olduğunun netleştiği 04.50'de Başsavcının talimatı ve daveti üzerine adli bir görevi yerine getirmek için yaptığım bir ziyaret olmasına rağmen ve de İbrahim Yılmaz olarak benim ve diğer personelim suç teşkil eden bir eylem ve fiilimiz olmamasına rağmen bunun işlenmiş bir suç gibi iddianamede yer almasıdır. Bu görüntülerde yer alan ve adliye binasını kuşattığı söylenen personelden hiç birinin huzurunuzda olmaması ve onların kanunsuz bir fiil ve eylemleri görülmemiş olsa gerek ki haklarında herhangi bir hukuki işlem yapılmamış olmasıdır."

Ara verilen duruşmaya, sanık Beyribey'in dinlenilmesi ve avukatların savunmasıyla devam edilecek.

- Darbenin seyrine göre tavır takınmıştı

Kamuoyuna daha önce yansıyan iddianamede, 15 Temmuz gecesi hazırladığı "Kışladan çıkmayın" emrini darbe teşebbüsünden 4,5 saat sonra birliklere gönderdiği tespit edilen Yılmaz'ın darbenin seyrine göre tavır takındığı, beklemede kalarak darbecilere destek olduğu aktarıldı.

İddianamede, Yılmaz'ın, darbe girişimi olduğu gece Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden izinsiz uçak kaldırarak Ankara'ya giden ve Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi ile görüştüğü yer alıyor.

Dava dosyasında darbe girişiminin devam ettiği 16 Temmuz 2016 sabahında gerçekleşen adliye ziyaretine ilişkin görüntü yer almıştı.

Adliyenin güvenlik kameralarınca kaydedilen görüntülere göre, saat 04.46'da Yılmaz, beraberinde 20 özel kuvvet personelinin bulunduğu 2 zırhlı araç ile çok sayıda jandarmanın bulunduğu minibüs ve teçhizatlı korumalarla binanın önüne gelindiği, bazı korumalar adliyenin zemin katında beklerken, Yılmaz'ın da beraberindekilerle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre'nin makamının bulunduğu kata doğru yöneldiği, daha sonra makamda yapılan görüşmenin ardından Yılmaz'ın beraberindekilerle adliyeden çıktığı görülüyor.

İddianamede, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Güre'nin talebi doğrultusunda adliyeye geldiğini ileri süren Yılmaz'ın, binadaki güvenlik kamerası kayıtlarından, içinde 20 özel kuvvet personelinin bulunduğu 2 zırhlı araç ve çok sayıda jandarmanın olduğu minibüs ve teçhizatlı korumalarla geldiğinin tespit edildiği aktarıldı.

İddianamede, şu ifadeler yer aldı:

"Özel kuvvetler personelinin zırhlı araçtan inerek adliye çevresinde güvenlik aldıkları görülmüş, dışarıdan bakıldığında askerin adliye binasını işgale geldiği şeklinde bir izlenim oluşturmuştur. Darbe girişiminin olduğu ve henüz darbenin tam olarak bastırılmadığı bir saatte tam teçhizatlı askerlerin adliyenin etrafını sarmalarının halkta infiale sebep olabileceği ve askerin adliyeyi ele geçirdiği izlenimini doğuracağı şeklinde bir eylemin şüpheli tarafından düşünülmemiş olmasının makul ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirilmiştir."

- İstenilen ceza

İddianamede, TSK'dan ihraç edilen, dönemin 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz ve dönemin Diyarbakır 16. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbetle 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

YORUMLAR

ETİKETLER
Haber7.com Yerel Haberler bölümünde yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haber kaynağı olan ajanslardır.