ABD ben de varım dedi: İdlib düşerse Türkiye'yi tamamen kaybederiz

Haber7 yazarı Taha Dağlı "ABD İdlib'te ben de varım diyor" adlı köşe yazısında, gerginliğin arttığı İdlib ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dağlı yazısında, Esad güçlerinin Türk askerlerini şehit etmesinin ardından Washington yönetiminin Türkiye'ye verdiği desteği yorumlarken, daha önce Pentagon'a teslim edilmiş "İdlib" raporunu gündeme taşıdı. Raporda, "İdlib düşerse Türkiye'yi tamamen kaybederiz" deniliyordu.

ABD ben de varım dedi: İdlib düşerse Türkiye'yi tamamen kaybederiz
ABD ben de varım dedi: İdlib düşerse Türkiye'yi tamamen kaybederiz
GİRİŞ 06.02.2020 10:08 GÜNCELLEME 06.02.2020 13:41
Bu Habere 39 Yorum Yapılmış

İşte Taha Dağlı'nın o yazısı:

 

ABD’nin birkaç gündür ısrarla İdlib vurgusu yaptığını görüyoruz.

Türk askerlerine yönelik saldırının ardından önce ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ayrı ayrı açıklamalar yaptılar.

 

"Türkiye’nin yanındayız" dediler.

Sonrasında ABD Dışişleri Bakanlığı çok net bir uyarı yayınladı, İdlib’te rejim, Rusya, İran ve Hizbullah’ın sivillere yönelik saldırılarını kınadı, katliamların bir an önce durdurulmasını istedi.

Tabi bir de ABD’nin Şam’daki büyükelçiliğinin sosyal medya hesabında durduk yere siyah zeminde İdlib yazılı bir görsel yayınlandı.

İdlib, Rusya ve rejim için önemli.

Türkiye için de öyle.

Hem sınırımız var hem siviller var hem de askerimiz orada.

2017’den itibaren Türk askeri Astana süreci çerçevesinde İdlib’e konuşlandı.

Bu süreç Türkiye-Rusya-İran arasında başlatıldı.

ABD dahil edilmedi.

ABD, Suriye’de PKK-PYD konusunda Türkiye ile gerginlikler yaşarken, İdlib konusunda Türkiye’yi Astana sürecinden daha doğrusu Rusya ekseninden çekmenin hayalini kurdu.

2019’un Eylül ayında Türkiye, Fırat’ın batısında barış pınarı harekatı hazırlıklarına başlarken, ABD’de bir çok analizler yayınlandı. Pentagon’a "İdlib konusunda Türkiye’ye destek verelim" temalı çok sayıda rapor verildi.

Bu analizlerden birinde Nicholas Morgan imzası vardı. Morgan, "İdlib düşerse Türkiye’yi tamamen kaybederiz" diyordu.

İdlib konusunda Türkiye’nin yanında olmanın önemine dikkat çekiliyordu.

Bu sayede Türkiye’yle Rusya’nın İdlib üzerindeki işbirliğinin kontrol edilebileceğine vurgu yapılıyordu.

İdlib politikasıyla "Türkiye’yi Rusya’dan koparır yeniden kazanırız" ifadesi yer alıyordu.

Rusya ile Türkiye’yi İdlib’te gerginliğe götüren unsur İdlib’teki El Kaide ve El Nusra’nın uzantıları olan HTŞ adlı grup.

Bu grup bir türlü kontrol altına alınamadı. Rusya onları bahane ederek sivillerin öldürülmesinde Esed’e destek sağladı. Esed saldırdıkça Astana süreci çökme noktasına geldi. Ama HTŞ terörü temizlenemedi.

Rusya’nın ısrarla istediği gibi Esed rejimi İdlib’in her yanını ele geçirse de HTŞ’nin tamamen temizlenmesi çok zor görünüyor.

Eğer 2018’de Soçi’deki Erdoğan-Putin görüşmesindeki istihbarat paylaşımı sağlıklı şekilde yapılmış olsaydı belki İdlib’te kim gerçekten terörist, kim değil, bu sorular daha net yanıt bulabilir, mesele krize dönüşmeden daha kolay çözümlenebilirdi.

Ama Rusya aceleci davrandı, aylardır İdlib’e yönelik saldırılar dinmedi ve bu saldırılar maalesef Türk askerlerini şehit edene kadar devam etti.

ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey’nin geçen haftaki açıklamasını da bir kenara koyalım. Jeffrey tam olarak "HTŞ terör örgütü ama kendilerini ‘vatansever savaşçı’ olarak tanımlıyorlar, üstelik uluslararası bir tehdit oluşturmuyorlar, Rusların iddia ettiği gibi kimseye de saldırmıyorlar" dedi.

ABD, her an HTŞ’yi terör listesinden çıkarabilir ya da HTŞ isim değiştirip, terör örgütü olmaktan kendini sıyırabilir, Jeffrey’nin sözleri bunun önünü açıyor.

Böyle bir olasılık, Rusların ve İranlıların İdlib’e yönelik saldırı gerekçelerini ABD nezdinde resmen ortadan kaldıracaktır.

ABD, PKK-PYD konusunda Türkiye ile çatışsa da İdlib’te Türkiye’nin yanında olma ihtiyacını ısrarla hissediyor. İdlib’in tamamen Rusya kontrolüne girmesine kesinlikle razı gelmiyor. Çünkü Suriye’nin ana damarları olan iki otoyolun kesiştiği bir yer olan İdlib, ABD için de çok önemli ve stratejik bir yer.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 39
  • gurbet 4 yıl önce Şikayet Et
    göz boyama
    Cevapla
  • mustafa 38 4 yıl önce Şikayet Et
    ALLAHIN İzniyle idlip düşmeyecek şeytan abd senin amacın niyetin suriyedeki doğal zenginliklere ortak olmak hani petrolu kurtardık 1 litre petrol şu kadar müslüman kanından değerli diyordunya ne oldu senin müttefikin pyd ypg pkk lı terör örgütleridir git onlarla haşır neşir ol orta doğudan defol git
    Cevapla
  • Ümmet 4 yıl önce Şikayet Et
    10 yılda bir laiklik bahane edilerek darbe yaptıran ABD ile birlikte zillet içinde yaşamaktansa Rusya ile olmak daha evladır. Rusya düşmansa düşman dostsa dost olduğunu belirtiyor. ABD ve İngilizler gibi sinsi değildir.
    Cevapla
  • Ali 4 yıl önce Şikayet Et
    Abd Rusya ikisi birbiriyle sanki kavgalı olarak biliyoruz değil mi? Değil ..bunlar Türkiye planı için birlikte çalışıyorlar. Bize algı yaparak kavgalı görmemizi istiyorlar ki biz uyanmayalım. Ama emin olun ikiside Türkiyeye karşı Suriyede plan peşindeler.
    Cevapla
  • sdf 4 yıl önce Şikayet Et
    KATİl Terorist ABD uzak dursun.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail baskınında Nasır Hastanesi'nde bulunan 2 bin Filistinlinin akıbeti bilinmiyor
Uzaydaki felaketten kıl pay kurtuldular!