Teknoloji tabanlı Türkçe öğretimi

Teknoloji tabanlı Türkçe öğretim konusu, Yunus Emre Enstitüsü ve TDK ev sahipliğinde uluslararası bir sempozyumla ele alınıyor.

Teknoloji tabanlı Türkçe öğretimi
Teknoloji tabanlı Türkçe öğretimi
GİRİŞ 22.12.2014 15:57 GÜNCELLEME 22.12.2014 16:00

Türkiye’yi, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkelerle dostluğunu geliştirmek ve kültürel alışverişini artırmak için dünyanın dört bir yanında kurduğu Merkezler vasıtasıyla faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü, Türk Dil Kurumu ile birlikte 22-23 Aralık 2014 tarihlerinde Ankara’da “Uluslararası Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sempozyumu”nu gerçekleştiriyor.

Alan uzmanlarının büyük ilgili gösterdiği Sempozyumda iki gün boyunca Türkçenin teknoloji tabanlı öğretimi konusu, izlenecek yöntemler, uygulama ve modeller üzerinde durulacak.

Özellikle son yıllarda Türkçenin bütün dünyada öğrenilen ve rağbet edilen bir dil hâline geldiğini vurgulayan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi, 5653 sayılı Yunus Emre Vakfı Kanunu’nun amaçları doğrultusunda Tokyo’dan Londra’ya, Astana’dan Amman’a kadar 30 farklı ülkede 38 Merkez kurduklarını ve bu Merkezlerin 31’inde yabancılara Türkçe öğrettiklerini ifade etti.  

Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde uluslararası dil öğretimi standartlarını esas aldıklarını, Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Çerçeve Programı’nın belirlediği seviyelere göre A1’den C2’ye kadar Türkçe öğretimi ders kitapları ve yardımcı ders araç ve gereçleri hazırladıklarını belirten Develi, “Hazırladığımız bu ders araç ve gereçlerini Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenmek isteyenlerin istifadesine sunduk. Geçmişten günümüze dil öğretiminde birçok yaklaşım, yöntem ve teknik uygulanagelmiştir. Gelenekçi yaklaşımdan, iletişimsel yaklaşıma, yapılandırmacı yaklaşımdan eylem odaklı yaklaşıma kadar birçok anlayışı bu çerçevede değerlendirmek mümkündür. Bütün bunlar dil öğretimindeki değişimi göstermekle birlikte gelişmeyi ve zenginleşmeyi de ifade etmektedir.  Ancak günümüzde özelikle iletişim teknolojilerindeki sürekli ve hızlı gelişme eğitim anlayışlarının da değişimi ve yenilenmesi ihtiyacını ortay koymaktadır. Sosyal medya ağları ile dünyanın her köşesindeki kişilerle kesintisiz 24 saat iletişimin sağlandığı bir süreçte sınırlı zamanda, belirli mekânda ve sadece basılı ders gereçleri ile gerçekleştirilen bir eğitim anlayışının eksik ve zayıf kalacağı aşikârdır. Dolayısıyla ister sınıf içi ister sınıf dışı uygulamalarda olsun teknolojinin sunduğu imkân ve fırsatlardan genelde eğitim sistemleri içinde özelde dil öğretimi alanında yararlanmak ve bunları geliştirmek fevkalade önemlidir." şeklinde konuştu.

21 088 yabancı Türkçe öğrendi

Yunus Emre Enstitüsü, 2009 yılından bu yana aktif olarak Türkçe kursları veriyor. 2009-2014 yılları arasında sadece Merkezler marifetiyle 21 088 kursiyere Türkçe öğreten Enstitü, 4 434 kursiyere de hâlen Türkçe dil eğitimi veriyor.

Seçmeli Türkçe Dersi

Bosna Hersek, Gürcistan ve Ürdün’de ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde; Polonya’da ortaöğretim düzeyinde; Karadağ, Fas ve Tokyo’da ise yükseköğretim düzeyinde olmak üzere toplam 7 bin 624 öğrenci Türkçeyi seçmeli dil dersi olarak öğreniyor.

Türkoloji Projesi

Enstitü, Türkoloji Projesi kapsamında 38 ülkede 59 üniversiteye Türkiye’den akademisyenler gönderiyor ve akademisyen desteği dışında ilgili bölümlerin Türkçe Dersi kitapları ihtiyaçlarını karşılıyor.

“Bilimsel ölçütler ortaya konulmalı”

Develi, “Dolayısıyla özellikle Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde çok yeni bir alanı teşkil eden teknoloji tabanlı öğretim içeriklerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında dil öğretimi açısından bilimsellik ilkesinin gözetilmesinin gerekliliği ortadadır. Sadece elektronik içerikler değil aynı zamanda teknoloji tabanlı öğretimin yöntem ve teknikleri, web tabanlı öğretimde sınav sistemi, ölçme ve değerlendirme gibi konularda da bilimsel ölçütlerin ortaya konulması gerekmektedir. İşte bu sempozyumda sözünü ettiğimiz bu konular ele alınacak, değerlendirilerek tartışılacaktır.” dedi.

Prof. Dr. Hayati Develi, “Türk Dil Kurumu ile birlikte hazırladıkları Teknoloji Tabanlı Öğretim” konulu sempozyumun iki gün boyunca iki ayrı salonda on bir oturum ve bir panelle gerçekleşeceğini ve sempozyumun alanı zenginleştirerek önemli bir eksikliği gidereceğini sözlerine ekledi.

"Teknoloji kişiselleştirilmiş öğrenme faydası sunuyor"

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin de kişisel farklılıkların öğrenme süreçlerindeki etkisini bir şeftali tarlası örneğinden yola çıkarak anlattı.

Aynı tarladaki şeftalilerin bile olgunlaşma süresinin farklı olması dolayısıyla farklı günlerde toplandığını aktaran Kaçalin, "Hayatta insanlara ait olgunluklar da böyle. 18 yaşında 20 kişiyi bir sınıfa koyduğunuz zaman hepsi aynı anda aynı günde aynı bilgiyi öğrenmiyor. Biri birinci gün, diğeri ikinci gün, başka biri bir ay sonra öğreniyor. Çünü insanların kemik yaşları gibi zeka yaşları da var. Dikkatleri var. Kimisinin gözü, kimisinin kulağı dikkatli. Bunlar hep farklı" diye konuştu.

Teknolojinin insanların kendi faydalarına uygun saatte öğrenmelerine yardımcı olduğunu dile getiren Kaçalin, bu sayede herkesin güzel bir öğrenme sağlayabileceğini söyledi.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı duygulandıran hediye!
Ancelotti inadını kırıyor! Real Madrid'de Arda Güler gelişmesi