Sünnet-i Seniyye'nin hayatımızdaki yeri ve önemi

Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Safa Vakfı Genç Ortam kulübü, 'Sünnet-i Seniyye'nin Hayatımızdaki Yeri ve Önemi' konulu bir panel düzenledi.

Sünnet-i Seniyye'nin hayatımızdaki yeri ve önemi
Sünnet-i Seniyye'nin hayatımızdaki yeri ve önemi
GİRİŞ 25.12.2017 10:25 GÜNCELLEME 25.12.2017 16:50

İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan’ın başkanlığını yaptığı panelde ilk olarak muhterem Ali Ramazan Dinç Hocaefendi, ‘Sünnet-i Seniyye’nin İslâm’ın İkinci Kaynağı Oluşu ve Hayâtımıza Yansımaları’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdiler.

Konuyu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifler çerçevesinde değerlendiren Ali Ramazan Dinç Hocaefendi, ‘Sünnet olmadan İslâm’ın anlaşılamayacağına ve Sünnet-i Seniyye’nin İslâm’ı hayatla bütünleştirdiğine’ vurgu yaptılar. 

Akabinde Prof. Dr. Kadir Özköse, ‘Sünnet’in Dindeki Konumu’ başlıklı sunumları ile panele katkı sağladılar. Özköse, nübüvvetin bütün dinlerde ortak bir unsur olduğunu belirterek sözlerine başladılar ve Hz. Peygamber’in (sav) tebliğ, teşri, tebyin ve temsil olmak üzere dört temele dayanan görevlerinden bahsettiler. Sünnetin ilâhî kelâmın nasıl anlaşılması gerektiği noktasında bir usûl olduğuna, Hz. Peygamber’in (sav) beşer, müjdeleyici, uyarıcı, doğal, müşfik ve uygulayıcı bir rol model olduklarına vurgu yaptılar. Kelime-i şehâdetteki ‘Muhammedü’r-Resûlüllah’ ifâdesini ve ezandaki ‘Eşhedü enne Muhammede’r-Resûlüllah’ cümlelerine dikkat çeken Özköse, Hz. Peygamber’in (sav) vahyi alan, açıklayan ve yaşayan konumunun bu anlamda ne kadar önemli bir husus olduğuna işâret ettiler. Yaklaşık otuz âyet-i kerîmede Hz. Peygamber’e (sav) itâatin emredildiğini belirten Özköse, Hz. Selmân’ın Hz. Peygamber’i (sav) ‘her işlerinde örnek aldıkları bir baba’ şeklindeki tanıtmasının günümüz müslümanları için dikkate alınması gereken bir ölçü olduğunu ifâde ettiler.

''KUR'AN'IN KORUNMUŞLUĞU SÜNNETİN KORUNMUŞLUĞUNA BAĞLI''

‘Sünnet’in Korunmuşluğu’ başlıklı sunumuyla panele katkı sağlayan Prof. Dr. Cemal Ağırman ise ‘Sünnet’in korunmuşluğunu neden tartışıyoruz? Bunda bir şüphe mi var?’ sorusunu sorarak sözlerine başladı. Akabinde sünnetin korunmadığını iddia eden kimselerin, sünnetin yazılmadığı veya Hz. Peygamber’in (sav) mübârek ağızlarından çıktığı şekliyle kayda geçirilmediği gibi ithamlara dayandıklarını, bu tezlerin temelsiz ve çürük iddialardan ibâret olduğunu ifâde etti.

Bâzı kavram kargaşalarıyla konunun hebâ edilmek istendiğini, hâlbuki Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’in (sav) üsve-i hasene/en güzel örnek olarak takdîm edildiğini, bu örnekliğin hadîs-i şerifler ve sünnet-i seniyye olmadan mümkün olamayacağını belirtti. Ağırman, ‘Kur’ân’ın korunmuşluğunun sünnetin korunmuşluğuna bağlı olduğu’ tespitini dile getirdi ve sünnetin bir şemsiye kavram olduğunu, bu kavramın doğru anlaşılmasının sünnetin de doğru anlaşılmasına zemin oluşturacağını sözlerine ekledi. Ağırman, Kur’ân’ın gövde, sünnetin ise dal, meyve ve yapraklar mesâbesinde olduğunu dile getirdi ve bu bütünlükten aslâ vazgeçilemeyeceğini âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerle izah etti.

Yıldızeli Vâizi İdris Kocabaş ise panele ‘Sünnet’in İhyâsında Gençliğin Rolü’ başlıklı sunumlarıyla katıldılar. Kocabaş, genç kelimesinin sözlüklerde ‘Hazîne’ anlamına geldiğini, bu yönüyle insan hayâtının en önemli ve kalıcı süreci olan gençliğe Hz. Peygamber’in (sav) bakışını genel olarak değerlendirdi. Vahiy kâtipliğinde, fetvâ vermede, ordu komutanı olarak görev yapmada ve daha birçok kritik görevlerde gençlere önemli sorumluluklar yüklediklerine değindi. Kocabaş, sünnet-i seniyyeyi ihyâ edecek gençlerin özelliklerini dile getirdiği bir bölüm ile konuşmalarını nihâyete erdirdi.

Son olarak Tokat İl Vâizi Fatih Çınar 'Sünnet'in Anlaşılmasında Yanlış Bakış Açıları-DAEŞ Örneği-' başlıklı sunumlarına ‘Sünnet-i Seniyye’yi Yanlış Anlamadaki Genel Hatâlar’ başlığı altında; cehâlet, hadislerdeki edebî tahlil, dil ve ifâde tarzını kavrayamama, hadislerdeki emir, yasak ve tavsiyelerin ayırt edilememesi gibi hususları sıralayarak başladı.

DAEŞ'in Kur’ân-ı Kerîm’e bakışındaki çarpıklığıyla sözlerine devâm eden Çınar, bu yanlış bakışın bağlam, mekâsidü’ş-şerîa, hikmet ve sebeb-i nüzûl gibi hususları göz önüne almamaktan kaynaklandığını ifâde etti. Sonrasında DAEŞ'in sünnet-i seniyyeyi delil göstererek attığı yanlış adımları, tekfir, bid’atler/hurâfeler ve cihad kavramları etrâfındaki iddiaları ve bu konuların Kur’ân-ı Kerîm ve sünnet-i Seniyye çerçevesindeki doğru bakış açısını dile getirerek değerlendirdi. Son olarak sünnet-i seniyyenin doğru anlaşılması için tavsiyeler ve bâzı kitap çalışmalarının özellikle okunması şeklindeki telkinleriyle sunumu bitirdi.

Yoğun bir katılımın olduğu, özellikle öğrencilerin ilgi gösterdiği panel, katılımcılara plaket takdîmi ile sona erdi. 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bakan Fidan: Netahyahu bölgeyi savaşa sürüklemeye çalışıyor
Kabinede değişiklik olacak mı? AK Parti'den son dakika açıklaması