Mahmud Ustaosmanoğlu Hocaefendinin odası

O bir peygamber degil ama sizden daha iyi hayirli insant

sayın ferfecir yorumları okuduğumu belirtmek için yazdım. geçmiş yorumlarda hafızamda kalıyor.sayın translator 11 nisan'daki yorumunda da yemek vadi vardı acelesi yok.yemek deyince tasavvufu feda etmediği hiçbirşey olmayan yalnız biri olarak iştah şurubuna benzetiyorum.yemek yiyene gerekmemesi maneviyatla hemhal olan için.havada uçmak bile sünnet-i seniyyeye uymanın yerini tutamaz.imam-ı rabbani hazretlerinin mektubatında amellerde sünnet-i resulullah'ın olanların cenab-ı hakk'a altın tabaklarda arzedildiği belirtilir.bizler burada yorum-sohbet kabilinden yazıyoruz.mutlak görüşüm yok.yorumları eksiksiz okuyorum.herkese saygı ve teşekkürlerimi arzederim.tabi emek çeken haber7 görevlilerine de.

efendi hazretleri mevla teala hayırlı uzun ömürler versin. rabıta kişinin sevdiğini hayal etmesidir tıpkı senin eşini cocuğunu ölmüş anneni babanı ,uzak bir memlekette gözünü kapatıp düşünüp hayal ettiğin gibi

translator: müritler şeyhi kurtarıcı,şefaatçi,himmetçi görüyor. himmet dünyada da oluyormuş.bir mürit hocasından duydum.50 yıl önce ölmüş bir zatın ,şu andaki bir kişiye himmet edebileceğini,himmet ettiğinde ise,imkansız olan şeylerin başarılabileceğini söylüyordu.örneğin,sen tecrübesiz, tüy sıklet güreşcisin diyelim,rakibin ise ağır sıklet ve çok güçlü,tecrübeli senden.ve sizi güreştiriyorlar. eğer mevta olan zat,sana himmet ederse,o zaman o azman güreşciyi,yeniverirsin.olaya bak.şimdi soruyorum,müslümanlar neden üretken (ilim-bilim-teknik) değil ve neden hep emperyalistler için tehdit bile olamamış? anlaşılmıyor mu?

istanbul'da bir tarikat mensubu evde oturuyor,70 bin defa şu tesbih,70 bin defa bu tesbih. bir de deniyor ki 70 bin defa şu cümleyi tekrar edene,şu kadar köşk,70 bin defa bu cümleyi tekrar edene bu kadar huri vs... yani,ALLAHın c.c. rızasına nail olunuyormuş böylece.ama,aynı istanbulda mezarı olan sahabeler (peygamberiizin arkadaşları) var.en tanınanı ise,eba eyyüp el ensari (halit bin zeyd).bu mücahit sahabe de,ALLAH'ın c.c. razı olduğu bir kul olmak istiyor.ve ,93 yaşında taa medine'den kalkıyor ve istanbul'daki şirk ve zulüm diktatörlüğünü (doğu roma) yıkıp,insanları kullara ve kulların üretimi şirk sistemlerine kullluktan kurtarıp, sadece ALLAH'a c.c. kul olmaya davet etmeye çabalıyor.istanbul'daki sahabeler ile istanbul'daki müritler arasında sizce bir fark yok mu?hangisinin izlediği mantık ve tavır doğru? ki ,bu soruyu sormaya da gerek var mı ki?