Akademisyenlerin bildirisine tepkiler

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine ilişkin "İmza atanlar arasında bir araştırma görevlimiz görünüyor. Olayın gerçek olup olmadığıyla ilgili inceleme başlattık ki muhtemelen gerçek. İnceleme sonucunda da gereği yapılacaktır" dedi.

Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir aydan daha uzun bir süredir devletin, birlik beraberlik ve halklar arasındaki huzuru sağlamak adına operasyon yaptığını belirtti.

Operasyonların uzun sürmesinin bu durumun ne kadar vahim olduğunu da ortaya koyduğunu ifade eden Koçak, "Bölgedeki tarihi eserler, okullar, ibadet yerleri yakılıp yıkılıp, halkın zorla göç ettirilmesi, göç etmeyenlerin kalkan olarak kullanılması, devlet içinde devlet kurma girişimi olarak görülen yönetime sahip çıkmaları da devletin kabul edemeyeceği bir durumdur" diye konuştu.

Türkiye'de 100 binden fazla akademisyen olduğuna işaret eden Koçak, bin 127 akademisyenin imzasının bulunduğu bildiride Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde huzur için yapılan operasyonların özgürlüğe karşı bir tutum gibi gösterildiğini söyledi.

Üniversite bünyesinde 2 bin 800 civarında akademik personel bulunduğuna dikkati çeken Koçak, şunları kaydetti:

"Atatürk Üniversitesi, bölgesine yön veren bir üniversitedir. 72 bini örgün öğretimde olmak üzere 210 bin öğrencisi, 6 bin çalışanıyla aktif bir üniversitedir. İmza atanlar arasında bir araştırma görevlimiz görünüyor. Olayın gerçek olup olmadığıyla ilgili inceleme başlattık ki muhtemelen gerçek. İnceleme sonucunda da gereği yapılacaktır. İçimizden birinin dahi çıkması bizi rahatsız etmiştir. İnsanın olduğu her yerde farklı düşünceler olabilir ama düşünce ayrı olay, devlete karşı çıkmak ayrı olaydır. Atatürk Üniversitesinde herkes düşüncesini özgürce söyleyebilir ama devlete karşı gelemez. Devlet olmazsa üniversite de olmayacaktır."

- Eğitim-Bir-Sen'den tepki

Eğitim-Bir-Sen Erzurum Şube Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Fatih Aydemir de Atatürk Rektörlük Anıtı önünde sendika üyeleriyle düzenlediği basın açıklamasında, bin 128 akademisyenin "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" bildirisi adı altında devleti katliamla suçladığını ifade etti.

Türkiye'nin 1 Kasım seçimlerinden sonra siyasi istikrarı yeniden sağladığını anlatan Aydemir, "Bu durum, Türkiye'ye dair hesapları olanların hayallerini kabusa dönüştürmüştür. Bunun en son örneği, imzalarını terör tüccarlarının malı haline getiren sözde bin 128 akademisyenin, akademik unvanlarını terörün emrine verdiklerini itiraf ettikleri bildiridir" dedi.

Aydemir, bildiriye imza atan akademisyenlerin "Devletin suçuna ortak olmayacağız" gibi iddialı cümlelerle terörü aklamaya çalıştığını savunarak bildiriyi imzalayanları akademik unvanlarını terk etmeye çağırdı.

Hendeklerin çocukların eğitimsiz, hastaların tedaviden yoksun kalmasına, insanların huzursuz olmasına neden olduğunu dile getiren Aydemir, şunları kaydetti:

"Terör örgütüne 'Silahları bırakın' deme cesaretini gösteremeyenleri, terör baronlarının ve taşeronlarının esaretinde olduklarını itiraf edenleri, üniversitedeki gençlerimizin yakasını bırakmaya, kadrolarını ve unvanlarını millet için, birlik için, beraberlik, kardeşlik ve eşit yurttaşlık için ter akıtacak insanlara teslim etmeye çağırıyoruz. PKK ile aynı çizgide buluşan sözde aydın, özde ihanet mahfillerinin amelesi imza sahiplerine diyoruz ki bu coğrafyada hiçbir ihanet cezasız kalmamıştır. YÖK, kamuoyunu teskin edecek adımları atmalıdır. Cumhuriyet savcıları, gereğini yapmalıdır."