Gülay Göktürk: Tüm dertleri Erdoğan

Gülay Göktürk Soma faciasında bile malum medyanın ve cenahın tek dertlerinin Erdoğan olduğunu söyledi.

Gülay Göktürk: Tüm dertleri Erdoğan
Gülay Göktürk: Tüm dertleri Erdoğan
GİRİŞ 19.05.2014 11:45 GÜNCELLEME 19.05.2014 11:45
Bu Habere 21 Yorum Yapılmış

Bugün yazarı Gülay Göktürk bugünkü köşesinde Soma üzerinden nelerin yapılmak istendiğini yazdı. Her olayı Erdoğan nefreti üzerinden kurgulayan bir kısım medyanın aslında Erdoğan'ı neden istemediğinin altını çizdi. Göktürk, Soma faciasında bile acıyı görmeyip Başbakan nefreti üzerine kurulan tezgahı deşifre etti.

İşte Gülay Göktürk'ün o köşe yazısı:

Facianın üstünden beş gün geçti. TV programlarına bakıyorum; neredeyse hep aynı şey oluyor: Program yorumcusu önce görev savma kabilinden, üç beş cümle kazanın oluş biçiminden ya da Soma işçilerinin çalışma koşullarından, madenciliğin sorunlarından söz edip bir de üstüne acele tarafından bir dünya-Türkiye karşılaştırması yapar yapmaz tartışma hop diye "asıl" konuya atlıyor: Asıl konu Erdoğan!

BAŞBAKAN'IN SÖZLERİ DİDİKLENİYOR

Laf oraya geldi mi, tartışma da kıvamını buluyor. Girişte kaybedilen zamanı telafi etmek istercesine ateşli bir tartışma başlıyor. Yorumcular koltuklarında şöyle bir doğrulup canlanıyor, "nihayet sadede geldik" gibilerden hararetle lafa dalıyorlar. Başbakan'ın sözleri kelime kelime didikleniyor. "Fıtratında var" sözü üzerinde atraksiyonlar yapılıyor; 1800'ler İngiltere'sinden örnek göstermesinin saçmalığı bininci kez vurgulanıyor. Mısır'da darbe kurbanlarına ağlarken neden Soma'da kendi insanı için ağlamadığı; halkı gerçekten sevip sevmediği üzerinde spekülasyonlar yapılıyor. Psikolojik durumu sorgulanıyor.

HEP AYNI TAKTİK

Aleyhte tezahürat yapanlara küfretti mi, küfretmedi mi; markette tokat attı mı atmadı mı konusuna gelindiğinde ise "Ne yazık ki" programa ayrılan süre de bitmiş oluyor...

Kazanın nedeni üzerinde edilen lafların da, kurtarma çalışmaları hakkındaki değerlendirmelerin de, ölü sayısı hakkında yapılan tahminlerin de, işletmenin sahibine karşı alınan tutumun da merkezinde Erdoğan var.

NE OLURSA OLSUN KONU HEP ERDOĞAN

Evet, asıl konu her zaman olduğu gibi yine Erdoğan... Deprem de olsa, sel de bassa, başımıza taş da yağsa konu hep Erdoğan. Ona karşı duyulan nefret ve kinin ortaya dökülmesi için, onun suçlanması için her şey bir vesile, her şey araç...

Sanki olayın kendisi feci bir kazanın yaşanmış olması değil; Başbakan'ın hangi açıkları verdiği; ne yaptığı ne yapmadığı... 301 kişi can vermiş; Erdoğan o cümleyi öyle kursa ne olacak, böyle kursa ne olacak! Binlerce madenci yakınının içi kavrulmuş; Başbakan aleyhte tezahüratlara aşırı tepki verse ne olacak, vermese de olacak? Onu da söyler geçersiniz; hatta olayın ateşi biraz soğuyunca daha uzun boylu konuşursunuz.

Ama bu mudur bugünün ana konusu?Ü

BU BİR HASTALIKLI RUH HALİ

Dünyanın her yerinde iktidar partisinin karşıtları vardır. Çoğu zaman da muhalifler halkın yarısından fazladır. Türkiye'de her zaman iktidara muhalif kesimler oldu. Menderes'in de, Demirel'in de, Özal'ın da sevmeyenleri çoktu. Ama böyle bir kini ve nefreti, böyle bir takıntı halini daha önce hiç görmedik. Daha önce hiçbir zaman iktidara duyulan nefret ve öfkenin onu da aşıp aynı şiddetle onu destekleyenlere de yöneldiğine tanık olmadık. "AK Parti'ye oy verdilerse ölüm onlara müstahaktır" denildiğini, "İnşallah AK Parti'yi destekleyenlerin çocukları da böyle acılar içinde ölürler" diye beddua edildiğini işitmedik. Sırf iktidarı zora sokmak için ölü sayısını açık artırmaya sokmak; orada yakınının cenazesinin çıkmasını bekleyen insanları tahrik etmeye çalışmak; Bakan Yıldız'ın deyişiyle "iştahla" ölü sayının artmasını beklemek; akbabalar gibi ölülere üşüşmek hastalıklı bir ruh halinin yansıması değilse nedir?

Siyaset yapmak bu mudur?

Arada bir, birileri çıkıp "bu olay üzerinden siyaset yapmayalım" diyor ya; o da yanlış... Siyaset yapmak, iktidar partisini ya da başkanını hedefe oturtup varsa yoksa onunla uğraşmak mıdır? Bu kadar dar; bu kadar sığ mıdır?

AMAÇ ERDOĞAN'I YOK ETMEK

Tam tersine, sorunumuz bu takıntılı ruh hali yüzünden bu olayla ilgili siyaset yapamayışımız... Amaca (Erdoğan'ı yok etmeye) hizmet etmeyen her şeyin yok sayıldığı; amaca hizmet eden her şeyin ön plana çıkarılıp, abartılıp, çarpıtılıp gündem haline getirildiği bu koşullarda bu olay üzerinden siyaset yapmak mümkün mü?

Ne, neden iş güvenliğinde bu kadar kötüyüz diye tartışabiliyoruz; ne devlet denetiminin niteliğini, ne sivil denetimin yokluğunu... Sendikalar ne işe yarar diye soranımız bile çok az. Taşeronluk sadece bir laf olarak geçiyor; bir adım öte gidip de tek cümle edilmiyor. Devlet işletmeciliği savunuculuğu en kaba saba biçimde yeniden ortaya çıkıyor, onun da üzerinde bir çift laf edilmiyor. Ne madenlerin kapatılmasına ne de nasıl rehabilite edileceğine ilişkin bir beyin jimnastiği var ortada.

Aklımızı Erdoğan'la bozmuş, ondan başka hiçbir şey görmüyor, hiçbir şeyle ilgilenmiyoruz.

Bu zehir daha ne kadar yayılacak, toplumun ne kadarını ele geçirecek, bu işin sonu nereye varacak, bilmiyorum.

YORUMLAR 21
  • Uğur YAZICI 9 yıl önce Şikayet Et
    Erdoğan'ı yok etmenin yolu. Recep Tayyip Erdoğanı yok etmenin yolu benim içimdeki Milli iradeyi yok etmekten geçiyor !!Kaba bir hesapla yüzde seksenbeş..Buyrun gücünüz var ise yok edin...
    Cevapla
  • Abdullah Öz 9 yıl önce Şikayet Et
    Alman uşakları ve maşaları Faşistler.... İstiklal Marşımıza ve Bayrağımıza,Vatanımıza ve Devletimize,Cumhurbaşkanımıza,Başbakanımıza,Genel Kurmay Başkanımıza,TBMM ye...Her şeyimize Kurtuluş Savaşı Milli Mücadele ruhuyla sahip çıkacağız...Alman,Cıa,mossad,ingiliz,fransız hesabına çalışanları izliyoruz şimdilik...
    Cevapla
  • Ali Açıköz 9 yıl önce Şikayet Et
    Akıl ve Vicdan sahibi olmak. Gülay hanım bu yazdıklarını birebir BUGÜN tv'de kendisinin de katıldığı bir programda yaşadı ve bunun yersizliğini orada da ifade etti. Türkiyede Erdoğan nefreti pompalayan ve bu nefretten beslenen bir gazeteci güruhu oluştu..Aslında bu güruh eskiden de halkın seçtiklerini nefretle karşılar, hepsinin boynuna ip geçirilmesi için olmadık yalan dolan yazar çizerlerdi..Şimdi bunların paralelleri de var...Gülay Hanım da bu paralel nefretçilerin yanında yazıyor ama vicdanını ve aklını kimseye kiraya vermeden yazıyor..Tebrik ediyorum.
    Cevapla
  • emin kaya 9 yıl önce Şikayet Et
    gülay göktürk. bu hanım efendi bence piyasadaki en kaliteli kalemlerdendir vede bugünde yazmaya devam etmeside akıl tutulması yaşayan çevrelerin önüne gerçekleri koyması açısından önemlidir yoksa aynı gazetede ki diğer yazarlar tornadan çıkmış gibi yazıyorlar ...
    Cevapla
  • stuvv 9 yıl önce Şikayet Et
    eskisi gibi değiliz. önce ki hükümetlerin icratlarıyla,( benim aklıma birşey gelmiyor özürdilerim) şu on yılın atılımına bakarsanız anlarsınız daha önce bu milletin 2023 gibi hedefi yoktu hedef gösterirseniz hedef olursunuz eğer başımızdaki başbakanımıza sahip çıkmazsak nerede kaldı bizim vatan sevgimiz .... nerede kaldı TÜRK DAMARIMIZ dış takviyeli yıkım çalışmalarına başladılar burada bize düşen bunlara dur leeen demek...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Anadolu Ajansı 31 Mart'ta nasıl bir mesai yapacak?
CHP'li anketçi açıkladı! CHP kendi adayının kuyusunu kazıyor! O ilçe adayına çekil baskısı