Tevfik İleri’den bürokratlara mektup var

Bürokrat ve Bakan olarak 25 yıllık çalışma hayatı sonrasında, eşi ve çocuklarına sadece emekli maaşı bırakan Ahmet Tevfik İleri, bir

Tevfik İleri’den bürokratlara mektup var
Tevfik İleri’den bürokratlara mektup var
GİRİŞ 05.10.2015 11:39 GÜNCELLEME 05.10.2015 11:39
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Bürokrat ve Bakan olarak 25 yıllık çalışma hayatı sonrasında, eşi ve çocuklarına sadece emekli maaşı bırakan Ahmet Tevfik İleri, hem yaşantısı hem de bürokratik ve siyasi hayatında kamu malına karşı tutumu nedeniyle örnek bir şahsiyettir. Dünkü yazımızda bürokratların lüks oto düşkünlüğü için kullandığı yöntemlerden bahsetmiştik. Bugünkü yazımızda ise önce bu örnek şahsiyeti tanıyacak ve 10 yıllık bakanlık dönemindeki örnek yaşantısına bakarak dersler çıkarmaya çalışacağız.

Ahmet Tevfik İleri kimdir?
1933-1937 yılları arasında Erzurum'da karayolları mühendisliği, 1937-1942 yıllarında Çanakkale'de, 1942- 1950 yılları arasında da Samsun'da bayındırlık müdürlüğü yaptı. Samsun Karayolları 7. Bölge'nin ilk müdürüdür. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti milletvekili olarak TBMM'ye girmiştir.

IX., X. ve XI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan İleri, Meclis'e girişinin hemen ardından bakan olmuş ve uzun süre bakanlık yapmıştır. Ulaştırma (1950'de çok kısa bir süre), Milli Eğitim (1950-1953 ve 1957), Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı (1957-1958) ve Bayındırlık Bakanlığı (1958-1960) görevlerinde bulunmuştur; 1953-1955 yılları arasında TBMM Başkanvekilliği yapmıştır.

10 yıllık Bakanlık döneminden sonra hala kiralık ev
27 Mayıs darbesinden sonra Tevfik İleri ve ailesi, Abdi İpekçi Parkı'nın arkasında bulunan ve sonradan İş ve İşçi Bulma Kurumu olarak kullanılacak olan binada ikamet etmiştir. Tevfik İleri Yassıada'da idamla yargılanıp daha sonra da bu cezası müebbet hapse çevrilerek Kayseri Cezaevi'ne gönderildikten üç ay sonra kansere yakalanır ve vefat edince ailesi evlerinden çıkarılır. Tam bu esnada Murat Karayalçın'ın dayısı, Olgunlar Sokağı'nın köşesinde bir apartman yaptırdıktan sonra Tevfik İleri'nin ailesine sahip çıkar ve o apartmanda bir daireye yerleştirilir. Olay tam bir vefa örneği olduğu için de apartmanın adı “Vefa Apartmanı” konulur.
1960 kanlı darbesinden sonra 10 yıllık bakanlık görevinden sonraki İleri ailesinin maddi durumu işte budur. Bugün adı rahmet, minnet ve dualarla anılan Ahmet Tevfik İleri'nin geride eş ve çocuklarına bıraktığı bundan daha güzel neler olabilirdi?

25 yıllık memuriyet sonrası bir tekaüt maaşı bıraktım
“Ben 27 Mayıs sabahı çoluk çocuğuma 25 senelik memuriyet hayatımın mükâfatı bir tekaüt maaşından başka bir şey bırakmadım. 4 yerli halı, kızımın üstündeki on yıllık manto, küpe, bilezik, hepsi budur. Politik hayatımda yazlığa gitmek nedir bilmedim. Ne vakit buldum ne de para... Bütün hayatımda namuslu insan olmak tek gayem oldu.” Bu sözler, yolsuzluk suçlamalarına cevap veren Demokrat Parti hükümetinin efsane bakanı Tevfik İleri'ye aittir.

27 Mayıs 1960 sabahı DP'lilerin evlerine ve resmî dairelerine baskınlar düzenlendi. Bütün belgeler alındı. Mallara el konuldu, banka hesapları donduruldu. Yurtdışı ve yurtiçindeki harcamalar didik didik edildi. Adnan Menderes ve arkadaşlarına “iğneden cımbıza” her şey soruldu. Yassıada'da adil yargılama yoktu. Ancak DP'liler, kendilerinden o kadar emindiler ki Yassıada'yı on yılın hesabını verip aklanma yeri olarak gördüler. Nitekim anayasayı ihlal ve başka siyasi suçlamalardan idam ve hapis cezalarına çarptırıldılar ancak hiçbiri yolsuzluktan, haksız kazançtan ve rüşvetten mahkûm edilemedi.

Başkalarının çocukları neyle gidiyorsa bizimkiler de öyle gitsin

Bir gün eşi, merhum İleri'ye der ki; Bey, çocukların okulu bakanlık yolu üzerinde, giderken çocukları da arabayla okula bıraksan ne olur? Merhumun ifadesi şudur; Hanım, başkalarının çocukları okula nasıl gidiyorsa bizimkiler de öyle gitsin.

Çocuklarını kamu araçlarıyla okul vb. yerlere gönderenlerin ve kamu imkanlarını tepe tepe kullananların kulakları çınlasın.

Sadece hapiste rahat uyku uyuyan Bakan

Merhum ileri, Yassıada'da mahkum hayatı yaşarken oldukça fazla uyurmuş. Birlikle mahkum olan arkadaşları demişler ki, sayın Bakanım bizler telaş ve stres içerisinde kıvranırken siz sürekli uyuyorsunuz ve hiçbir şeyi umursamıyorsunuz. Merhumun cevabı çok nettir; 10 yıllık bakanlık döneminde uyku yüzü mü gördük, buradaki uzun zamanı dinlenerek geçiriyorum.
İşte bu yaklaşım tarzının, bürokrasiye ve siyasete hakim olması gerekiyor. Elbette bu yaklaşımla hareket edenler vardır. Ancak, bu yaklaşım tarzını benimseyen bürokrat ve siyasetçi sayının arttırılması gerekmektedir.

Bunları niçin anlatıyorum?

Bu örnek şahsiyetten bürokrasinin ve siyasetin öğreneceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Göreve oturur oturmaz işten ziyade makamın imkanlarını soruşturanların ve makamın maddi manevi bütün imkanlarını sınırları aşarak kullananların bu örnek şahsiyeti anlaması mümkün değildir. Bu yaklaşımda olanlara makamları haram etmek zorundayız. Aksi halde hem kendilerini hem de büyük bir camiayı zan altında bırakmış oluruz.

Yine kamu araçlarını çocuklarına servis aracı yapanların bu kişiyi anlaması mümkün değildir. Lüks araçları makam aracı olarak kullanma sevdasına düşenlerin de bu kişiyi anlamasını beklemek ham bir hayaldir. Makamın imkanlarını müktesep hak olarak görenlerin bu kişiyi anlamasını nasıl bekleriz.

Başkasının çocuğu okula nasıl gidiyorsa bizim çocuklar da o şekilde gitsin diyen makam sahipleri arttırılmadan selamete çıkamayız.
Kritik makamlar az uyuma ve çok çalışma yerleridir. Makam imkanlarını tepe tepe kullanma yerleri değildir. Görevden ayrıldıktan sonra çok uyuyabiliriz ama görevde iken uykunun haram olması gerekir. “Politik ve bürokratik hayatımda yazlığa gitmek nedir bilmedim, ne vakit buldum ne de para... Bütün hayatımda namuslu insan olmak tek gayem oldu” diyecek insan sayısını artırmadan güzel günler ancak tesadüf olur.

Son olarak, 24 Eylül'de Kayseri Cezaevi'nden eşi ve çocuklarına âdeta son mektuplarından birini yazıyor: “Allah var. Her şeyi görüyor, biliyor… Gerisi lâf ü güzâf. Yapılacak tek şey tebessüm etmektir. Size mal mülk, servet bırakmadım. Ama şerefli, namuslu, erkek bir ad bırakabildim. Hiçbir zaman başınız yere bakmayacaktır. Bununla müteselliyim, siz de bununla iftihar edeceksiniz.” Rabbim mekanını Cennet eylesin. Amin.

Ahmet Ünlü - Yeni Şafak

YORUMLAR 3
  • Rize'li-:Mat 8 yıl önce Şikayet Et
    İmam Hatip Liselerinin kurucusu olan Tevfik İleri’dir.Aslen Rize Hemşin'lidir. Adına Rize Merkezde Tevfik İleri Endüstri Meslek Lisesi kurulmuştur. Allah Rahmet Eylesin
    Cevapla
  • musa 8 yıl önce Şikayet Et
    Hiç bir iktidara Allah CHP gibi bir muhalefet nasip etmesin diyen kişidir TEVFİK İLERİ. nur içinde yat.
    Cevapla
  • ayşe 8 yıl önce Şikayet Et
    mekanın cennet olsun. -hiç bir gölgenin olmadığı günde adil devlet reisleri gölgede olacaktır. -hadis- -ne mutlu sana...........
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Kurtuluş Savaşında hizmetleri tespit edilen 4 gaziye İstiklal Madalyası verilecek
Harita paylaşıldı! 45 il için peş peşe uyarılar