Ağrılarla baş etmenin yolları!

Tuğba Gömeç'in haberi

Ağrı, insanın var olduğundan bu güne kadar çözülememiş sorunlardan biri. İnsan hayatında sık karşılanan hatta tarif edilemeyen bir durumdur. Kişiye göre değişen ağrılar, bazı insanlar da basit bir uyaran ağlayarak tepki verdirtirken bazısında ise reaksiyon göstermeyebilir.

Ağrılar, toplumsal bir sorun olarak karşımıza her geçen gün çıkmakta. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre ağrı yüzünden her yıl 700 milyon iş günü kaybı olduğu yönündedir. Geçmişte çeşitli hastalıkların bulgusu olduğu sanılan ağrı, özellikle de kronik ağrılar günümüz de başlı başına bir hastalık, sendrom olarak ele alınmaya başlamıştır.

En çok 30 - 50 yaş aralığında görülen ağrılar kişiliği bile etkileyebiliyor. Ağrı sıklığı ile karakter arasında ilişki kuruluyor. Huzursuz, çabuk paniğe kapılan insanlarda ağrı daha sık ve daha şiddetli algılanıyor. Günlük yaşantımız da yaptığımız hareketlerin dışın da tükettiğimiz gıdalar da ağrıyı tetiklemeye yetebiliyor.

Yapılan araştırmalar kadınların ağrıya daha yatkın olduğu ve baş ağrılarının toplum da en yaygın sağlık sorunlarından biri olduğunu ortaya koyuyor. Baş ağrıları arasında en çok migren bilinse de ‘gerilim tipi' olarak tanımlanan baş ağrısı, stres, aşırı yük ve sorumluluk alma gibi nedenlerle pek çok kişide ortaya çıkıyor.

Ağrı, insanoğlunun tarihi ile eşdeğerdir ve hiçbir insan yoktur ki, yaşamının herhangi bir döneminde ağrıdan yakınmasın ve hekime başvurmasın. Ancak ağrının bu denli önemli olmasına rağmen tıpta yeterince ele alınmadığını söyleyen Dünya Ağrı Enstitüsü Vakfı CEO'su ve Türk Ağrı Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine, Kronik ağrıların, aslında basit bir bulgu olmadığını başlı başına bir hastalık olduğunu söyleyerek sözlerine devam etti;

"Birçok bel ağrılarında, baş ağrılarında ve diğer uzun süreli ağrılarda hastanın hekime başvurmasına neden olan temel sebep ağrı. Ağrı, kısa süreli ya da akut ve uzun süreli, kronik olarak iki biçimde ele alınabilir. Akut ağrı genelde bir uyarı sistemi olarak çalışır. Akut ağrı, genellikle bir darbe veyahut hastalıkla birlikte başlar. Örneğin; Bir yanık, kırık, böbrek taşı gibi nedenlerle vücut ağrılı uyaranlara karşı açık hale gelir. Bu ağrı uyaranı beyine kadar ulaştığında ağrıyı algılamış olur. Kronik ağrı ise, tam tersine bir hastalıktır. Kronik ağrı, aslında basit bir bulgu değil başlı başına bir hastalıktır. Birçok bel ağrılarında, başağrılarında ve diğer uzun süreli ağrılarda hastanın hekime başvurmasına neden olan temel sebep ağrıdır" dedi.

AĞRI NEDEN OLUŞUR?

Vücutta ağrının oluşma biçimi, çeşitli organların ağrıya katkısı olduğunu söyleyen Erdineli sözlerine devam etti;

"Omurların üst üste oturması sırasında omurganın yan duvarında oluşan deliklerin omurilikten ayrılarak vücudumuzun değişik bölgelerine giden sinirlerin çıkmasına sebep olur ve boyun fıtığı, bel fıtığı bu yastıkçıklarda meydana gelen taşma veya yırtılmaların, omurilikten çıkan epidural boşluktan geçen sinirlerin üzerine baskısına bağlı olarak ağrılar ortaya çıkar.

Tıptaki ağrı konusunda gelişmeler sonucunda artık ağrı, yeni bir bilim dalının Algolojinin konusu haline gelmiştir. Dünyanın birçok ülkelerinde kurulan Algoloji Bilim Dalları ve laboratuvarlar ağrı ile ilgili araştırmaları sürdürmenin yanı sıra hastaların ağrılarını dindirmeye çalışmaktadırlar" dedi.

KANSER AĞRILARI TEDAVİLERİ

Merdiven sistemi ile kanserli hastaların yüzde 85'lik bölümünün ağrılarının sadece ilaç kullanarak ortadan kaldırıldığını yüzde 15'lik bölüm için ise girişimsel yöntemler uygulandığını söyleyen Erdineli, "Ağrı 2 tip olur. 1. tipinde ağrı süreklidir. Bu basamak sistemiyle dindirilmesi daha kolaydır. Bir de hareketle artan ağrı vardır. Örneğin kemik metastazında veya hasta ayağa kalktığında tümör sinirin üzerine basar. En zoru budur. Buralarda tek başına basamak sistemi yetmez. O zaman o bölgeye giden sinirleri, bu omurilikten olabilir veya omurilik dışından olabilir, görüntüleme altında tahrip ederiz.

Bu yöntemle sonuç alınmadığında diğer bir yöntem de morfin pompalarıdır. Morfin pompalarının omurilik kanalının içine konulup hastaya verilmesi halinde, ağızdan verilen ilaç dozu 100'de bire düşürülüyor, bunda çok daha az morfinle çok daha uzun süreli ve daha olumlu sonuç anlamına geliyor" dedi.

FITIKTA AMELİYAT ÇÖZÜM MÜ?

Fıtıkta ameliyatın son çare olduğunu söyleyen Erdineli, Yeni geliştirilen girişimsel yöntemler adını verdiğimiz yöntemlerle bel fıtığında ameliyat oranı % 2-3'lere düşmüştür. Hastada kuvvet kaybı yoksa, kalıcı bir sinir hasarı yoksa hemen ameliyat doğru değildir. Belin korunması için geliştirilmiş egzersizler vardır. Bel ve boyun fıtıklarının bu kadar sık görülmesi oturma şeklinden kaynaklanmaktadır.

VÜCUDÜN AĞRI HARİTASI

İnsan vücudu mükemmel bir sistem olmasına rağmen meydana gelen rahatsızlıkların hemen hemen hepsi ağrılardan kaynaklanmaktadır. Her insanda ağrı farklı olmaktadır ve değişim göstermektedir. Genel olarak başvurulan ağrı çeşitleri;

Cerrahi müdahale gerektirmeyen bel ve bacak ağrıları, bel fıtığı ve diğer nedenlere bağlı ağrılar

Boyun ve kol ağrıları, boyun fıtığı ve diğer nedenlere bağlı ağrılar, omuz kol ağrıları

Başın üst bölümü: Beyin kanaması, hipertansiyona bağlı baş ağrıları, kafa içi basıncının değişmelerine bağlı ağrılar, menenjit ve ensefalit gibi merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, beyin tümörleri başın üst bölümünde ağrı ortaya çıkaran nedenlerdir.

Ana damarların yırtılması: Kalpten çıkan büyük damarların yırtılmalarına bağlı olan şiddetli ağrıdır.

Zona: Zona adı verilen sinir iltihaplarında yüzün tutulan sinirinde çok şiddetli ağrılar görülür. Buna en çok göz çevresinde rastlanır.

Kas iskelet sisteminden kaynaklanan ağrılar: Myofasyal ağrılar

Nöropatik ağrılar: Sinir sisteminin belirli bölgelerdeki harabiyetinden kaynaklanan ağrılar

Kireçlenmeler ve sırt fıtığı: Omurga hastalıkları (sırt omurlarında fıtıklaşma, skolyoz ve kifoz gibi omurga eğrilikleri veya omurganın sırt bölümünde kireçlenme) da önemli sırt ağrısı nedenidir.

Apandisit: İncebağırsak hastalıkları ve apandisit (erken dönemde) bu bölgede ağrıya neden olur.

Tüm karın bölgelerinde ağrı: Karnın tümünde yaygın akut ağrı en çok; spastik kolonda, bağırsak tıkanmaları veya delinmelerinde, karın zarı iltihabında (peritonit), ailesel Akdeniz ateşi hastalığında ve karın içi kanamalarda görülür.

Yüz ağrıları; Nevraljiler

Kanser ağrıları

Nedeni belli olmayan ağrılar

GÜNLÜK HAYATTA AĞRILARLA BAŞ ETME YOLLARI

Alışverişte el arabasına malzeme yerleştirirken öne doğru belden bükülmeyin. Aldıklarınızı, tek ayağınızı kaldırarak golfçü kaldırışıyla belinize en az yükü vererek el arabasına yerleştirin.

Çamaşır ve bulaşık makinesine kirlileri küçük parçalar halinde yerleştirin. Makineyi doldurup boşaltırken dizleriniz üzerine çökün, kalkarken makineden destek alın.

Mutfak dolaplarından bir şey alırken yüzünüz rafa dönük, bir ayak diğerinin önünde olsun. Başınızı yukarıda, belinizi dengede tutun.

Elektrik süpürgesini vücudunuza yapışıkmış gibi tutun. Öne doğru eğileceğinize ayaklarınızı ve bacaklarınızı hareket ettirin.

Mutfakta bulaşık yıkarken tezgâh altındaki dolap kapaklarından birini açın. Tek ayağınızı rafa yerleştirerek bütün yükü belinize vermekten kaçının.

Arabaya binerken yüzünüz dışa bakacak şekilde koltuğa oturun. Hafifçe ayaklarınızı bükün. Baş ve omuzlarınızla öne doğru dönerken ayaklarınızı arabaya sokun. Direksiyondan destek alabilirsiniz. İnerken de bunun tam tersini yapın.

BAŞ, SIRT VE OMUZ AĞRILARININ KESİLEBİLECEĞİ NOKTALAR

Baş ağrısı için 'Yindang' Noktasına baskı : Yindang Noktası, tam olarak iki kaşımızın arasındaki boşluktur. Gereksiz ilaç kullanmak yerine 'yindang' noktasına baskı uygulamayı denemelisiniz.

Sırt ağrısı için belinizi ovun: Günde iki defa böbrek hizanızdan kuyruk sokumuna kadar olan bölgeyi, belinizi ovmanız ağrınızı dindirecektir.

Omuz ağrısı için: Göğüs hizasından yukarı doğru çıkıldığında omuz hizamızı kesen bölüme yapacağınız baskılı masaj omuz ağrısını dindirecektir.

tugba.gomec@haber7.com

haber7