Bunları yemeyin! Kanser yapıyor!

Büyüme hormonu ve genetiği değiştirilmiş yemlerle şişirilen hayvanlar, bizi sağlığımızdan ediyor. GDO'lu yemlerin kansere davetiye çıkarttığı biliniyor...

Bunları yemeyin! Kanser yapıyor!
Bunları yemeyin! Kanser yapıyor!
GİRİŞ 29.04.2014 08:26 GÜNCELLEME 29.04.2014 08:38
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Etyapması için büyüme hormonu ve genetiği değiştirilmiş yemle beslenen büyükbaş hayvanlar, zamanla sağlığımızı vuruyor. GDO'lu yemler ve hormonlar, hayvanların etine, sütüne işliyor. Bütün yiyeceklere dolaylı olarak GDO giriyor. GDO tüketimine bağlı kanserleşme oranı da hızla artıyor. Hazır yemlerde bulunan dioksin ise yüzde 100 kanserojen içeriyor. Bu madde sucuk, sosis ve salamda bulunuyor. Ayrıca mısır şurubu da kanser hücrelerini besliyor. Dr. Yavuz Dizdar da, kırmızı et konusundaki sorularımızı şöyle yanıtlıyor:

* Kırmızı ette hile yapılıyor mu?

Piliç etindeki yanlış, büyükbaş hayvanlarda da yapılıyor. Soya dışında büyüme hormonu da verilen hayvanlar 1 ton ağırlığa ulaşıyor. Ülkemizde daha çok genetiği değiştirilmiş yem veriliyor büyükbaş hayvanlara. Bunlar kesinlikle hayvana etkisi, biz yediğimizde etkisi nasıl olur diye araştırılmadan yapılıyor. Tabii bu ilaçlar sağlığımızı vuruyor. Ancak aynı şeyleri küçükbaş hayvanlarda yapamıyorlar. Çünkü küçükbaşlar dışarıda beslenmek zorunda. Bu yüzden koyun, kuzu ve keçi yiyip onların sakatatlarını tüketeceğiz.

* Sağlığa etkileri ne kadar sürede ortaya çıkıyor?

Buna kesin olarak yanıt vermek zor. Net olarak bilinemez. Ne zamanki hayatınızda olan herhangi bir değişiklik, aldığınız ikinci bir şey hastalığı tetikler... Çünkü hiçbir şey tek başına etki etmez.

* Etimizi nereden almalıyız?

Kesinlikle kasaptan alın. Markette satılan etlerden uzak durmaya bakın. Mümkün olduğu kadar küçükbaş hayvanları tercih edin. Kasaptan kemikli et alın. Etleri tencere yemeği olarak pişirin. Ayrıca, alınan et, içindeki kanserle mücadele eden kolajenlerin çıkarılması için uzun süre kaynatılmalı. Kemiği etten ayırmak kolay bir işlem değildir. 5-6 saat kaynatılan et kemikten ayrılır. Bu etin suyu da(jöle kıvamında) dolayısıyla çok kıymetlidir. Bu suyun gerektiği kadarını yemeklerinizde kullanıp geri kalanını buzluğa atıp daha sonra tekrar kullanabilirsiniz.

* Etin hangi kısmı daha sağlıklıdır?

İlla ki dana eti alacaksanız, dananın kuyruğunda gerdana benzer çok kıymetli besin değeri yüksek bir kısım vardır. Burası hem çok ekonomik hem de çok lezzetlidir (kuyruk yağı değil).

* Yurt dışında bu durum nasıl?

Hastalık yani kanser 15 senedir var. Yeni ortaya çıkmış bir hastalıktır. Bu da yalnızcı gıdayla açıklanabilir bir durumdur. Sütü homojenize etmiş, işlemden geçirmiş, tavuğu pilice çevirmişsiniz. İngiltere bu duruma uyanmış, küçükbaş hayvan yiyor. Deli dana hastalığından sonra hayvancılık işini sıkı tutuyor. Ülkede tek bir tavuk firması var ve ürünlerinin üzerinde 1.5 saatlik pişme süresi etiketi yer alıyor. Ancak bunlar Türkiye için geçerli değil.

Paça çorbasından vazgeçmeyin

* Sakatat yemek ne kadar sağlıklı?

Kanserle bir ilgisi olabilir mi? Sakatat geleneksel beslenmemizin bir parçasıdır. Hayvanın paça dediğimiz kısmının katma değeri çok yüksek. Akıl tutulması içine girmiş bilim camiası "kolesterol" diye tutturdu. Oysa kolajen çok önemlidir, kanser hücresinin gelişmesini önler. Nitekim kanser tedavisinde kullanılan ilaçları bu dokunun yapımını bozarak etki gösterir. O halde kolajen, yani paça yenmesi zorunludur, özellikle kanser hastaları kemoterapinin zararlı etkilerini başka türlü telafi edemezler.

İnekler süt vermiyor

Eskiden 8 litre süt veren hayvan bu yemlerle 40 litre süt veriyor. İyi de bu nasıl oluyor, alınana hala süt denebilir mi? Benzer üretim değişikliği meyveler için de söz konusu. Gıdadaki bu ciddi değişiklik elbette hastalıkların kapısını açar, çünkü "ne yersek oyuz"

Hayvanlar bile yemiyor

Neyin yenilebilir olduğu konusunda hayvanlara bakın. Mesela işlemden geçmiş süt, salam ve sosisi kediler yemez. Evde hazırladığınız bir kek yere döküldüğünde karıncalar yer. Ama endüstriyel kek yere döküldüğünde karıncalar dönüp bakmıyor bile...

KAYNAK: TAKVİM
YORUMLAR 6
  • Yunus Emre 9 yıl önce Şikayet Et
    @Kemalhan. Hikaye degil, gercek. hayvanlara antibiotikum ve anabolika veriliyor. bunun nekadar sagliksiz oldugunu herkes biliyor.
    Cevapla
  • Kemalhan 9 yıl önce Şikayet Et
    Hikaye. Haberin yanmış etin tehlikeli olduğu dışındaki her kelimesi hikaye 40 lt süt verelenle 8-10 lt süt veren ineklerin ırkı farklıdır otta yese yem de yese 30-40 litre verir ayrıca endüstiyel kek ve sütü bizim kedi maşallah 4 senedir yer ve içer Selamlar,
    Cevapla
  • metin türk 9 yıl önce Şikayet Et
    ahlak azalınca. ahlak azalınca osmanlıdan sonra avrupalı olacaz diye dinsiz bir toplum yetiştirdiler öyle bir sistem kudularki hacı hocayı üç kagıtçı olarak bildik sagolsun kemal sunal filmleri bütün din adamlarını bize sahtekar olarak gösterdi o zamanki yetişenlerin bir çogu ALLAH tan bi haber öyle olunca sonuç her türlü hile var korku olmayınca ahlak olmayınca
    Cevapla
  • Uğur YAZICI 9 yıl önce Şikayet Et
    Biz ne yapabiliriz. Bunun üzerine devlet gitmelidir,denetimleri sıkılaştırması yada yeni bir proje ile gdo suz yem üretir veya ürettirir.Devletin asli görevi bu değilmidir!!!
    Cevapla
  • mustafa 9 yıl önce Şikayet Et
    Devletimiz kimseye göz açtırmamalı.. Tarım bakanlığı bilmiyorum denetimi nasıl yapıyor. Bu haberler bize kadar geliyorsa Bakanlık çok önceden haber alarak ve önlem almış olmalı. Ama ben denetimlerin çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. İnsanlarda Allah korkusu kalmamış, vicdanı cüzdanı olmuş. Domuz, at, eşek eti demeden piyasaya sürülüyor. Müslüman bir ülkede domuz üretimine asla izin verilmemeli. Müslüman bir ülkede helal sertifikasıyla yiyecek alacak duruma geldikten sonra durumun ne kadar vahim olduğu ortada. Sayın Başbakanımız babamın oğlu olsa acımam diyor. İnsanın sağlığıyla kim oynuyorsa acımayın. İbret olsun....
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Ancelotti inadını kırıyor! Real Madrid'de Arda Güler gelişmesi
Katar'dan Türkiye açıklaması: Onurlu duruşu takdir ediyoruz