'Kanser eşittir ölüm' demek değildir

Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Bülent Karabulut, toplumda algılanan "kanser eşittir ölüm" algısının değişmesi gerektiğini, gelişen teknoloji ve insanların bazı kriterlere dikkat etmesi takdirde her kanserin 3'te 2'sinin önlenebileceğini belirtti.

'Kanser eşittir ölüm' demek değildir
'Kanser eşittir ölüm' demek değildir
GİRİŞ 14.01.2013 12:22 GÜNCELLEME 14.01.2013 12:22

Kanser kelimesi çoğu insanda tek bir çağrışım yaratıyor. O da 'ölüm'. Toplumumuzda "Kanser eşittir ölüm" algısı olduğunu, bu durumun bekle 10-15 yıl önce böyle olduğunu, fakat gelişen teknoloji ile artık bu algının değişmesi gerektiğini belirten Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Bülent Karabulut, "Kanser çok yönlü bir hastalık. İyi bir hasta, hasta yakını ve hekim üçlüsü ile başarı yakalanabilir. Gelişen tıp sayesinde bazı kanser tiplerinde örneğin; meme kanserinde, kalın bağırsak kanserinde, yumurtalık kanserinde, erkeklerde de yumurtalık kanserinde, bazı kan kanseri tiplerinde kanser çok ileri aşamalarda olsa bile çok ciddi başarılar sağlanabiliyor.

KANSER HÜCRESİ AÇ KALIRSA HER ŞEYİ YER

Ne olursa olsun kanserden geç kalındığında da korkmamak, geç kalan hastalarda bile yapılacak şeyler olduğunu unutmamak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Karabulut, "kanserden korkalım, doğru yaşalım, erken teşhise önem verelim. Fakat geç kalındığında da geri adım atmayalım. Her zaman yapılacak bir şeyler olduğunu unutmayalım. Mücadele etmek, psikolojik motivasyon sağlamak bu tedavinin ana parçalarındandır. Bütün kanserleri alırsak, hastaların yaklaşık yüzde 40'ı tamamen iyileşiyor. Yaklaşık yüzde 20-25 i de çok uzun süre, tahminlerin çok ötesinde yaşıyor" diye konuştu. Toplumda bir diğer yanlış söyleminde, 'şeker yerseniz kanser hücresi büyür. Hastalık kötüleşir' gibi söylemler olduğunu belirten Prof. Dr. Karabulut, "Kanser hücresi aç kalırsa her şeyi yer. Yağ da yer, protein de yer. Unutulmaması gereken şey bu tür hastaların dengeli beslenmesi. Gıdaların bir kısmını şeker ve karbonhidrattan bir kısmını proteinden, yağdan, bunun içinde de mineraller ve vitaminlerden almalıdır. Bu dengeyi sağladığınız sürece şeker yasağı, protein yasağı diye bir şey yoktur. Bunları tamamen teorik olarak düşünülerek ortaya atılmış, bilimsel bir gerçekçiliği olmayan laflardır" ifadelerini kullandı.

KANSERİN 3'TE 2'Sİ ÖNLENEBİLİR

Kanser hastalarının başarılı tedavi olması için yapılan ameliyat, radyoterapi, kemoterapi, ya da kullanılan birtakım ilaçların işin tıbbi kısmı olduğunu, hastaların yaşamsal alışkanlıklarının da gözden geçirilmesi gerektiğinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, "Kanser hastaları, yürüyüş yapmalı, ideal kilolarını korumalı, aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olmamalı, beslenme politikalarını dengeli ve her şeyden olacak şekilde yapması lazım. Bunun dışında kanser hastaların stres, aşırı yorgunluktan uzak durmalı, karanlık odada uyumalılar. Saatlerce televizyonun, bilgisayarın başında kalmamalılar. Özellikle tedavi esnalarında çok ışıklı, çok gürültü ortamlardan uzak durmalılar. Güneşlenme keyfi bir şekilde olmamalı. Radyasyona maruz kalabilecek her türlü ortamdan, gereksiz radyolojik tetkiklerde dahil uzak durmalılar. Mevsiminde sebze meyve tüketerek, hazır gıdalardan, katkı maddeleri içeren gıdalardan uzak durarak, kızartma gibi kanserojen ihtiva edebilecek gıdalardan uzak durarak, sigara alkol gibi kötü alışkınlıklardan uzak durarak kendilerini korumaya çalışmalılar" dedi. Prof. Dr. Karabulut, bu kriterlere dikkat eden kişilerin 3'te 2'sinin kansere yakalanmasının önlenebileceğini hatırlattı.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Meteoroloji'den 17 il için sarı kodlu alarm! Hem kuvvetli sağanak hem aşırı sıcak uyarısı
AK Parti ve MHP'li vekillerden AKPM'de dünyaya insanlık dersi