Azınlıkların 'Çözüm' sürecindeki tek korkusu!

Kürt sorunun çözümüne yönelik atılan adımlara bir destekte Gayrimüslimlerden geldi. Agos'un Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, Şalom'un Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas ve Apoyevmatini gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasilyadis, 'Çözüm' sürecini haber7.com'a değerlendirdi.

Azınlıkların 'Çözüm' sürecindeki tek korkusu!
Azınlıkların 'Çözüm' sürecindeki tek korkusu!
GİRİŞ 02.04.2013 09:52 GÜNCELLEME 14.10.2013 13:07
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

Kenan Biter'in haberi

Abdullah Öcalan'ın 21 Mart'ta Diyarbakır'da düzenlenen Nevruz'da okunan mektubu sadece Türkler ve Kürtler tarafından olumlu bulunmadı. Türkiye'de yaşayan gayrimüslimler de yaşanan süreci geç kalınmış olumlu ve cesur bir süreç olarak yorumluyor. Ancak süreç ile ilgili tek bir korkuları var, o da haddinden fazla uzun süren ''Sessizlik''...

Nevruz'da okunan mektupta Öcalan'ın, ''Tüm halkların ve Kürtlerin eşit, özgür ve demokratik ülkesinin oluşması için herkese büyük sorumluluk düşüyor. Bu Nevruz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum'' şeklindeki ifadeleri başta olmak üzere, mektubun tamamı Türkiye'de yaşayan azınlıklar tarafından da olumlu bulundu.

Türkiye'deki azınlık gazetelerinin yöneticileri, yaşanan sürecin barış havası ile birlikte demokratik bir hava oluşturacağını  ve bu havanın da kendilerine yansıyacağını düşünürken, süreç ile ilgili bir takım endişe ve korkularını da dile getirdi.

Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, doğudan batıya her kesmin sürece dahil edilerek, görüşlerine yer verilmesini ve onların da memnun edilmesini önererek,  sürece yönelik olumlu veya olumsuz fikir beyan etmeyen kesimde oluşan sessizliğe dikkat çekerken, Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasilladis ise 80-100 yıllık bir nefret söylemi ile doldurulup zehirlenen belli bir kesmin süreci haklı olarak kabul edemeyeceğini dile getirip, atılan adımların altının yasalar ile doldurulması gerektiğini, aksi takdirde ise bu adımların boşa çıkması için bir takım güçlerin harekete geçeceğini belirterek, İvo Molinas ile aynı endişeleri taşıdığını ortaya koymuş oldu.
 

ÇOK CESUR BİR ADIM ATILDI

İvo  Molinas Şalom Gazetesi (Musevi gazetesi) Genel Yayın Yönetmeni:

Son atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümet tarafından çok cesur bir adım atıldı. Çözüm sürecinin barışa ulaşması şu aşmada belki zorlu gözüküyor ama, ben sonuç olarak kısa vadeli olmazsa bile orta vadede başarı ile sonuçlanacağını düşünüyorum.Bunun da artı değerleri olacak. Hem ülke içinde bir barış havası ile birlikte daha demokratik bir iklim oluşacak, hem de bundan kaynaklanan pozitif algıdan dolayı, Batı'nın bize bakış açısı değişecek ve Türkiye'nin her anlamda önü daha da açılacak.

Başarı ile sonuçlanacağını düşünüyor musunuz?

Sürecin bir an evvel başarı ile sonuçlanmasını ümit ediyorum ama şu anda çokta pembe hayallere kapılmamak lazım. Çünkü yıllardır oluşan kemikleşmiş sorunu bir anda çözebilmek imkansız, ben kimyacıyım orada bile bu tarz bir problemi çözebilecek solvent yok...  O yüzden zamana ihtiyaç var. Olaylara bakış açısının değişmesi ve bu fikrin yerleşmesi gerekiyor. 

TEK KORKUM ''SESSİZLİK''

Endişeleriniz var mı?

Tabiki var... Burada tek korktuğum ve tedirgin olduğum bir nokta var. Türkiye'nin bir kısmında sürecin gidişatına yönelik bir sessizlik var. Bu sessizlik, Allah korusun fırtına öncesi bir sessizlik midir, yoksa bir 'kabullenilmiş bir sessizlik midir', onu bilemiyoruz. Yani bu arada o kesmin de fikirlerinin dinlenilmediğini görüyorum. Tabi bu sadece hükümet tarafından geliştirilmemiş bir diyalog eksikliği değil karşı tarafta her hangi bir fikir beyan etmiyor.

Peki sizce ne yapılmalı?

Konu ile ilgili toplumsal bir mutabakat olması gerekiyor. Toplumsal mutabakat olması için de Türkiye'nin batısından doğusuna her kesmin mutlaka bu mutabakata katılması lazım. Mutabakata katılmayan kesmin ileride ne yapacağını asla kestiremeyiz.  Bu mutabakatın sağlanması halinde bu işin tamamen bittiğini söylemek mümkün olacak. O zaman bu süreç hızlı bir şekilde başarı ile sonuçlanabilecek.

HÜKÜMETİN İYİ NİYETİNİ TAKDİR EDİYORUZ

Bu havanın size yansımasının nasıl olacağını düşünüyorsunuz?

Oluşacak demokratik hava bizleri de çok etkileyecek. Bu arada hükümet sadece Kürtlere yönelik değil, azınlıkların hakları konusunda da bayağı ilerleme gösterdi. Vakıfların ve gayrimüslimlerin hakları iade edilmeye başladı. Biz burada hükümetin iyi niyetli iradesini takdir ediyoruz. Kürtlere yönelik atılan adımlar ile oluşacak demokratik havanın bütün Türkiye'ye yayılacağı için bize de pozitif olarak yansıyacağını düşünüyoruz.

YAŞANAN HAVA BİZLERİ DE UMUTLANDIRDI

Mihail Vasiliadis Apoyevmatini Gazetesi (Rum Gazetesi) Genel Yayın Yönetmeni:

'Çözüm' sürecini nasıl yorumluyorsunuz?

Her çözüm bir rahatlık bir huzur getirir. Burada ister sorunla karşılaşan bir birey, bir aile olsun isterse devlet olsun...Türkiye'nin de çok sorunu var ve bu sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması lazım.  Sadece Kürt sorunu değil, azınlıklar ile ilgili de sorunlar var. O yüzden çözüme yönelik her atılan adımı çok olumlu bulduğumuzu ve bizleri de umutlandırdığını belirtmek isterim.



SÜRECİ ENGELLEMEK İSTEYECEK GÜÇLER VAR!

Bir sonraki aşamada neler yapılmalı?

Her azınlığı karşınıza alıp onlara yönelik çözümler üretemezsiniz. Bunları yasalar ile gerçekleştirmeniz gerekiyor. Yasalar ile attığınız her adımın altını doldurmanız gerekiyor.  Aksi takdirde yasa ile korunmayan soruna yönelik oluşturulan geçici çözümler ileride ciddi sıkıntılar oluşturabilir.  O yüzden tekrar söylüyorum bütün sorunlara tek çözüm Anayasa . Yeni bir anayasa ile tüm bu sorunlar kökten çözülecek.

Ne gibi sıkıntılar...

Türkiye'de bugün atılan adımları kabul etmeyecek ve bir şekilde bahane bulup bu çabaları engellemek isteyecek güçler var.  Biz bu şüpheyi her zaman taşıyoruz. Bu işin çözülmesini istemeyenler çok ciddi sorunlar çıkartabilir. Ama bu adamlar da kendilerine göre tamamen haksız mı onu da değerlendirmek lazım...

ZAMANINDA ÇOK BÜYÜK HATA YAPILDI

Bir insan sizce barışa neden karşı olur ki?

Siz vakti zamanında düşman bir şekilde yetiştirmişseniz öyle bir olur ki... Çünkü vakti zamanında o ailelerin çocuğunu alıp bölgeye yollayarak bu işi silahla çözmek istemişler ve çok büyük bir hataya düşmüşler. O aileleri zamanında nefret söylemleri ile besleyerek kendinden olmayanları ötekileştiren bir yapı vardı. Bu insanlar zorla birbirlerine düşman ettirildiler. Şimdi gelinen noktada bu insanlara nasıl diyeceksiniz 'Onlar artık düşmanınız değil kardeşiniz.'  İmkanı var mı şimdi bu kişileri tatmin edemezsiniz.  Zamanında çok büyük bir hata yapıldı.

HALKI ZEHİRLEYİP, SİLAH OLARAK KULLANDILAR

O zaman size göre burada sürece karşı çıkanların bir suçu yok tek suçlu dönemin yöneticileri mi?

Aynen öyle...  Burada bu insanların ne suçu olabilir ki. Şimdi siz bir yasa koyarsınız ve işleyişinde yanlışlık gördüğünüzde bu yasayı değiştirip yeni bir yasa koyarsınız ve bu iş biter. Ama halkı zehirleyip de siz silah olarak kullanmışsanız artık bu insanları düşman ettiğiniz kişilere karşı dost haline dönüştüremezsiniz. 80-100 yıldır siz bu insanları nefret söylemi ile doldurmuşsunuz.

Ogün Samast gitti kendisine düşman olarak gösterilen Hrant Dink'i arkasından vurdu. Bu adam kendisine göre ne kadar haksız, bence haklı. Çünkü bu adam ne bekliyordu, 'Bakın ben Hrant Dink'i öldürdüm' diyerek kendisini halkın omuzlarında taşımasını...  Peki soruyorum bunun suçlusu nasıl çıkacak ortaya..

 Süreç nasıl devam ettirilmeli?

Eğer halka doğruları söylemezsek, eğer özür dilemezsek bu nefret her zaman çoğalacaktır. İşte onlar yurtdışına giderken göz yumacağız, peki  ya yummazsak, ya bir savcı çıkıp emir vererek bunları tutuklayın derse ne olacak. Bu adam kendince kanunun gereğini yerine getirecek. Bu açıdan evet iyi niyetli bir çaba olabilir. Ama tüm bunların altının iyice doldurulması ve yapılan tüm yanlışların düzeltile düzeltile bir takım aşamaların kaydedilmesi gerekiyor.  O yüzden sorunu çözeyim derken yeni sorunlar çıkartılmaması gerekiyor.



Agos Gazetesi (Ermeni Gazetesi) Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş:

GELECEĞE DAHA UMUTLA BAKACAĞIZ 

Atılan adımları nasıl görüyorsunuz?

Çözüm süreci şüphesiz, binlerce insanın ölümüne neden olan 30 yıllık iç savaşın sona ermesi bakımından fevkalade önemli. Türkiye'nin şiddetsiz bir döneme girmesi, barışın ve huzurun gelmesi, etnik ayrımların son bulması geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlayacak.

DEMOKRASİ ÇITASI YÜKSELECEK 

Sürecin ne gibi katkıları olacak?

Bu sürecin sonucunda şiddetsizlik ortamına girmeyi başarabilirsek Türkiye'de demokrasinin çıtası yükselecektir. Yapılacak olan yeni Anayasa'nın ışığında, Kürt halkına eşit yurttaş haklarının verildiği, farklı etnik ve dinsel gruplar arasında ayrımcılıkların ortadan kalktığı, yerinden yönetimin güçlendirildiği, siyasi ve kültürel yaşamın baskılardan arındığı bir Türkiye, ekonomik olarak da daha büyük gelişmeler göstermeye aday olacaktır.

 ENDİŞELER GAYET NORMAL!

Süreç ile ilgili endişeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu süreçle ilgili farklı kesimlerin endişeleri olması gayet doğaldır. Kimileri Türkiye'nin bölüneceğinden, kimileri eşit hak temelli bir barışın sağlanamayacağından çekiniyor. Samimi kaygıları olanların yanı sıra, barışı istemeyenlerin çıkardığı engeller de var. Bu endişelerin pek çoğu şüphesiz haklı endişelerdir, ancak endişeler sürece dair olumsuz tavır takınmayı gerektirmez. Olumlu bir yaklaşımla, sürecin kökleşip derinleşmesi, daha derine inmesi ve kalıcı olması için endişelerimizi yapıcı bir tonda dile getirmenin faydalı olacağına inanıyorum.

ÇÖZÜM SÜRECİ GAYRİMÜSLİMLER İÇİNDE UMUT OLDU 

Gayrimüslim vatandaşlar açısından da bir umut olabilir mi?

Süreci sonucunda hayal ettiğimiz çoğulcu, insan haklarına saygılı, demokratik Türkiye idealine doğru büyük bir adım atmış olacağız. Böyle olduğu takdirde, bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlar bundan sonsuz yararlanacaktır.

Bundan elbette ki, asırlardır bu ülkede yaşayan Ermeni, Rum, Süryani, Yahudi, Keldani ve diğerleri gibi gayrimüslim topluluklar da faydalanacak, geçmişte ağır haksızlıklara ve adaletsizlikle uğrayan bu insanların adalete ulaşmaları, böyle bir ortamda çok daha mümkün olacaktır.

Bu nedenle, çözüm süreci, gayrimüslim vatandaşlar için de umutlu bir süreçtir.

kenan.biter@haber7.com

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 7
  • nisan canşen 11 yıl önce Şikayet Et
    Abdülhamit Eryiğit'e. Abdülhamit bey, siz de söylüyorsunuz, PKK'nın vadesi doldu. Başka birşey olduğu yok. Doğru. Peki ama PKK'yı kurduranların, kısaca Batı'nın bizden talepleri bitti mi? Silahlı mücadele döneminin bittiğini zaten teröristbaşı da ilan ediyor. Bu ilanda ne var. "Biz yıllardır yanlış yapmışız, pişmanız, dış güçlerin oyununa gelmişiz. Etle tırnak gibiyiz. Bizi kimse birbirimizden ayıramaz, batıya karşı gelin birlik olalım" mı diyor? Yoksa; "Artık hedeflerimizin çoğuna ulaştık. Bu aşamadan sonra silaha gerek kalmadı. Anayasal olarak özerkliği garanti ettik. Bir sonraki aşama olan bağımsız Kürdistan hedefine kadar mücadeleye devam" mı diyor? Söylenenlerden ne anladığınıza bağlı tabii biraz da.
    Cevapla
  • Abdülhamid Eryiğit 11 yıl önce Şikayet Et
    Nisan Canşen'e yanıttır.. Bu sürecin doğru veya yanlış olduğunu göstermez. Neyi gösterir peki? PKK'nın vadesinin dolduğunu gösterir.
    Cevapla
  • Aykiri ve Icten 11 yıl önce Şikayet Et
    Simdi. Savas yok ki baris olsun. Sadece buyuk bir suclu kitlesi var. Yiginlar su anda beklemede, ne olacak gormek istiyor. Asayisin duzelmesini herkes ister, ama bu suca ve sucluya taviz vererek olmaz. Suclular bi sekilde suclarini birakirlarsa surec basariya ulasir, ama buyuz tavizler istenir, hele de verilirse, o zaman kizilca kiyamet kopar.
    Cevapla
  • nisan canşen 11 yıl önce Şikayet Et
    Yedi Sekiz Hasan Paşa. Osmanlı'da cahil bir paşa varmış. Bir kondua karar vereceği zaman İngiliz, Fransız, Rus elçilerini çağırır, görüşlerini sorar, ne söylerlerse tersini yaparmış. Ve hep isabet edermiş. Şimdi bu sürecin bir batı projesi olduğunu buradan da anlayabiliriz. Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Süryaniler, AB, İsrail, ABD, Barzani, Talabani vs., bu milleti tarihten silmek için yüzyıllardır çalışan ne kadar unsur varsa süreci destekliyor. Sessiz, gariban, sahipsiz Anadolu insanının sessizliğinden korkuyorlarmış. Vallahi aslında korkun diyeceğim ama, bu haliyle bu halktan bir Kurtuluş Savaşı ruhu çıkacağını sanmıyorum maalesef. Siz en iyisi korkmayın efendiler. Umduklarınıza pek yakında kavuşaksınız gibi görünüyor.
    Cevapla
  • Osman Selim 11 yıl önce Şikayet Et
    Dur duzeltigim, bir bizim MHP deyil. Hepsi olumlu bakiyor bu surece, Yahudiler olumlu, Amerikanlar olumlu, Apo yu asmamizi istemeyen Avrupa olumlu, Ermeniler olumlu, Yunanlar olumlu, bir bizim MHP miz olumlu bakmiyor, ELHAMDULILLAH.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Ölen borçlusunun mezarını açtı, mezarı ateşe verip canlı yayın yaptı!
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier davetlilere döner kesti