Tutukluluk rekortmeninin tahliye pişmanlığı

Cezaevinde 32 yıl kalarak, Türkiye'nin en uzun süreli tutuklusu olan ve 4. Yargı Paketi kapsamında tahliye edilen Tahir Canan, ''Ben tahliye oldum ama içeride suçsuz yere insanlar yattığı için beni vicdanım rahat bırakmıyor'' dedi

Tutukluluk rekortmeninin tahliye pişmanlığı
Tutukluluk rekortmeninin tahliye pişmanlığı
GİRİŞ 15.05.2013 00:26 GÜNCELLEME 15.05.2013 00:26

Cezaevinde 32 yıl kalarak, Türkiye'nin en uzun süreli tutuklusu olan ve 4. Yargı Paketi kapsamında tahliye edilen Tahir Canan, ''Ben tahliye oldum ama içeride suçsuz yere insanlar yattığı için beni vicdanım rahat bırakmıyor'' diyerek, cezaevindeki arkadaşlarının da özgür kalması için çalışıyor. Canan, hem TBMM'de milletvekillerine teşekkür ziyareti yapıyor hem de cezaevindeki arkadaşlarının durumunu anlatıyor.

Canan, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a geçici bir madde eklenmesi için yasa teklifi hazırlayan AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan'a, Meclis'te, teşekkür ziyaretinde bulundu.

4. Yargı Paketi'ndeki düzenlemeyle cezaevinden çıktığını anımsatan Canan, ''Bu düzenlemenin dışında kalan arkadaşlarımız var. Onların sorunlarını Bülent Bey'e ve diğer milletvekillerine, yok hükmündeki karardan dolayı insanların içerde kalmaması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Çünkü hukuk dışı bir durum var'' dedi.

Canan, 4. Yargı Paketi'nde kendisini özgür bırakan önergeye Genel Kurul'da 4 partinin de imza attığının anımsatılması üzerine, ''Demek ki vicdanlara seslenebilmişiz. Vekillerimizin vicdanları, daha fazla içeride kalmamızı öngörmemiş'' ifadesini kullandı.

Cezaevinden çıktığında hissettiği duyguları, ''Hala boşluktayım. Bu kadar insan denizinin içindeyim'' diye anlatan Canan, cezevinden çıktıktan sonra iki torununu, ilk kez görebildiğini anlattı.

Uzun tutukluluk sürelerine ilişkin değerlendirmesinin sorulmasına Canan, şöyle karşılık verdi:

''Türkiye'de hukukun çalışmadığını düşünüyorum. Eğer hukuk doğru dürüst çalışsaydı ne ben ne de bir çok insan içeride olurdu, bu kadar da tutuklu sayısı artmazdı. Benim üzerime atılan cinayetlerle ilgim olmadığını, yargıya defalarca anlatmama rağmen bir türlü adım atılmadığı gibi önüme sürekli engel çıktı. Son 20 yıl ise yok hükmündeki karardan dolayı cezaevindeyim. Hukuk işleseydi, ben içeride olmayacaktım, Bülent Bey'e de bu yasal düzenleme için görev düşmeyecekti. Bülent Beylerin yaptığı düzenleme, doğrudan yargının işlememesinden kaynaklı bir düzenlemedir. 8 Nisan 1991'den itibaren alınan infazların hepsi yok hükmündedir, Yargıtay Genel Kurulu'nun ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin kararı. Ama bazılarının haberi yok uygulatamıyor, bazılarının var ama uygulatamıyor. İnsanlar, suçsuz yere içeride tutuluyor. Ben zaten tahliye oldum ama içeride suçsuz yere insanlar yattığı için beni vicdanım rahat bırakmıyor. Onları burada anlatmak istiyorum.''

-''32 yıllık infaz sistemi, insani olamaz''-

AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan da Canan'a ziyareti dolayısıyla teşekkür ederek, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

''32 yıl dile kolay, bir ömür'' diyen Turan, bununla ilgili değişik hukuk tartışmalarının bulunduğunu belirtti. Turan, bazı haksız uygulamaların olduğunu, infaz yasasından yararlanılamadığını kaydederek, şöyle konuştu:

''Türkiye'deki sorunlardan biri şu: Biz farklı siyasi, dünya görüşlerinin insanı da olsak, Türkiye'de yaşamak, insan olmak merkezinde bir çok hayali beraber kurabiliriz. Ben Tahir Bey ile farklı görüşteyim ama insanız, aynı ülkede, beraber yaşıyoruz. Mazlumun, dili, dini, ırkı olmaz. Tahir Bey veya başkaları, bu ülkede haksızlığa uğrayan, bedel ödeyen kimse, mutlaka bunların revize edilmesi gerekir. Türkiye'de Tahir Bey'in bahsettiği Yargıtay içtihatlarının uygulanması örneğinde olduğu gibi kendisini yavaş değiştiren, yavaş geliştiren bir hukuk anlayışı var. Oysa dünya, şartlar değişiyor. Siz insani bir infaz sisteminin, 32 yılla karşılaştırılmasını bekleyemezsiniz. Bir insanın ömrünün yarısından çoğunu alıp, infaz ettik diyemezsiniz. 32 yıllık bir infaz sistemi, insani olamaz. O yüzden Tahir Bey veya başkaları gibi kim varsa, bu konuyla ilgili revizelerin yapılması, kanuni düzenleme ihtiyaçsa bizler tarafından yapılması, kanunsuz içtihat yollarıyla çözeceksek- ki öyle olduğu kanaatindeyim- onlarla ilgili hakim, Yargıtay, Danıştayımızın kimse muhatapları, daha hızlı içtihat, uygulama yapması hepimizin görevidir. Çünkü Türkiye'de hukuk son 10 yılda çok büyük değişimler geçirmekle, büyük yargı paketleri olmakla beraber, hala bizim masamızda, gündemimizde olan çok önemli sorunlardan biri.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
BMGK'de tarihi Filistin oylaması! ABD'nin oyuyla veto edildi
Türkiye için önemli fırsat! Gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretine çevrildi