Bildik: Ergenekon'un yöneticiliğine talip olurdum

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 320'nci duruşmasında sanıkların savunma yöntemleri şaşırttı.

Bildik: Ergenekon'un yöneticiliğine talip olurdum
Bildik: Ergenekon'un yöneticiliğine talip olurdum
GİRİŞ 21.06.2013 12:00 GÜNCELLEME 21.06.2013 12:00

Ergenekon davasının tutuklu sanığı CHP milletvekili Mustafa Balbay ile tutuklu sanık Gazeteci Tuncay Özkan'ın çağrısı üzerine bugünkü duruşmaya CHP milletvekilleri ve basın mensupları yoğun ilgi gösterdi. Balbay, gazetecilere hitaben "Lütfen bugün gerçek gazetecilik yapalım" diye seslendi. Yalçın Küçük ise daha sert konuştu: "Mustafa'nın sözü fazla kibar bence hiçbiriniz gazeteci değilsiniz. Hiçbiriniz gazetecilik yapmıyorsunuz." dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 320'nci duruşmasında CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, Veli Küçük, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 52 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık geldi. Küçük, başka suçtan tutuklu olduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 14 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.

Öte yandan, Balbay ve Haberal'ın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların daveti üzerine duruşmaya izleyiciler, CHP milletvekilleri ve basın kuruluşu temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.

Duruşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile Mahmut Tanal, Haluk Eyidoğan, Sencer Ayata, Muharrem Işık, Gürkut Acar, Namık Havutça, Tufan Köse, Kemal Ekinci ve Ali Sarıbaş ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel; Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet Gazetesi yazarları Şükran Soner, Güray Öz ve Meriç Velidedeoğlu ile Yalçın Bayar, Bedri Baykam ve Mustafa Mutlu katıldı.

İzleyicilere seslenen Mustafa Balbay, "Biz yıllardır hukuku halkla arayacağız dedik. Yanılmadığımızı gördük. Bir kez daha anladık ki halktan büyük iktidar yok. Mehmet Haberal'ın dediği gibi haklı olmak kadar halklı kalmak da önemlidir. Biz haklıyız ve hep haklı kalacağız. Bu davada hukuk olmadığını size bugün bir kaz daha anlatacağız" dedi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel'in de en ön sırada oturduğu basın mensuplarının bulunduğu bölüme yönelen Balbay, "Lütfen bugün gerçek gazetecilik yapalım." diye seslendi.

Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün ise ,"Boşuna hukuk aramayın çünkü hukuk yok. Hukuk aramayın, gerçekleştirin." çıkışı dikkat çekti. Küçük, "Mustafa'nın sözü fazla kibar bence hiçbiriniz gazeteci değilsiniz. Hiçbiriniz gazetecilik yapmıyorsunuz." şeklinde konuştu.

Balbay izleyici sıralarına tekrar dönerek, "Gezi olaylarının darbe girişimi olduğunu iddia edenler darbe yalanıyla yıllarca sizi kandırdı. Ancak siz kanmadığınızı gösterdiniz." dedi.

Duruşmanın başlamasıyla birlikte tutuksuz sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınmasına başlandı. Hakkında yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirten Gazi Güder, "Hayatımı, ülkemin ve insanların ekonomik ve teknik anlamda kalkınması için adadım." diye konuştu.

Sanık Hayri Bildik ise "Ben savunmamı daha önce yapacaktım ancak yolculuğum sırasında çantam çalındı. Daha önceden hazırladığım ve burada yapacağım savunmam da içindeydi. Bu nedenle 10 sayfa olarak savunma yapacağım" açıklamasında bulundu. Bildik'in, kendisine verilen sürenin 4 dakikasını sanıkların isimlerini tek tek sayarak ve selamlayarak kullanması dikkat çekti. Bildik, sanıklara seslenerek "İzninizle sizlere dava arkadaşlarım diyorum. Bu kadar insanın bir araya gelmesine imkan yoktu. Bu dava nedeniyle bir araya geldik. Ağabey, kardeş, dost, arkadaş olduk. Bu dava beni zenginleştirdi ve çoğalttı." diye konuştu.

Dava konusu Ergenekon örgütünün varlığını kabul etmediğini belirten Bildik, "Böyle bir örgütün varlığını bilsem asla üyesi olmazdım. Üyeliğine değil, yöneticiliğine talip olurdum." dedi.

Toplumsal Dönüşüm Yayınevinin kurucusu olduğunu belirten Bildik, "2005 yılında dargın olarak yayın evinden tüm haklarımı devrederek ayrıldım. Ancak oradan ayrılırken üzerime kayıtlı olan ve yayınevi görüşmelerinde kullanılan cep telefonunu almadım. 2008 yılında çıkarılan dinleme kararı ile dinlenen bütün konuşmaları benim yaptığım şeklinde kayıtlara geçirilmiş. Hatta Gazetelerde 'Hablemitoğlu'nun yayıncısı' olarak geçti ismim. Oysa ölümünden sonra kitabını yayınlayacak yayınevi bulunamadığı söylenince 'Verin ben yayınlayacağım' dedim. Ölmeden önce bir tane bile eserini yayınlamadım ben." ifadesini kullandı.

KAYNAK: CİHAN
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Ankara'daki kritik ziyaret sonrası MSB kaynaklarından dikkat çeken Eurofighter açıklaması!
Erdoğan-Özel görüşmesine CHP'den ilk itiraz Kılıçdaroğlu'ndan geldi