Muhammed Emin Er Hocaefendi'ye son görev

Ankara'da tedavi gördüğü hastanede 105 yaşında vefat eden İslam alimlerinden Mehmet Emin Er Hocaefendi, son yolculuğuna uğurlandı.

GİRİŞ 28.06.2013 09:11 GÜNCELLEME 28.06.2013 18:12
Bu Habere 19 Yorum Yapılmış

Mehmet Emin Er Hocaefendi için Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı sonrası cenaze namazı kılındı.
Namaza; Hocaefendi'nin ailesinin yanı sıra TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Saadet Partisi eski başkanlarından Recai Kutan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ve çok sayıda vatandaş katıldı.

GÖRMEZ: İSLAM ALEMİ BÜYÜK BİR ALİMİNİ KAYBETTİ

Cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Görmez; ilimle yücelmiş, hep ilimle yüceltmiş yüz yıllık bir ilim çınarının ebediyete gönderildiğini aktardı. İslam dünyasının büyük bir alimini kaybettiğini vurgulayan Görmez, "İslam alemi yüzlerce talebe yetiştirmiş, yüzlerce eser vermiş, çok saygıdeğer bir hocaefendisini kaybetmiştir. Ben de şahsen 11 yaşından itibaren kendisinden çok fazla şey öğrendiğim, ilminden, irfanından hayatım boyunca istifade ettiğim bir hocamı, bir baba dostunu, babamın hocasını kaybetmiş bulunuyoruz." dedi.
Görmez, daha sonra Hocaefendi için helallik istedi.

Kılınan namazın ardından cenazeye katılan devlet erkanı, Mehmet Emir Er Hoca'nın cenazesine omuz verdi. Tekbir ve salavat eşliğinde cenaze aracına taşınan, Emir Er Hoca toprağa verilmek üzere memleketi Gaziantep'e götürüldü.

MEHMET EMİN ER HOCAEFENDİ'NİN ÖZ GEÇMİŞİ

Muhammed Emin Er Hocaefendi, 'Zülfügül' lakabını taşıyan Hacı Zülfikâr'ın oğlu olup, milâdî 1914, hicrî 1332 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı'nın başlarında Diyarbakır'ın Çermik kazasının Külüyan (yeni ismi Kalaş) köyünde doğdu. İlim tahsiline başladığında 25 yaşında idi. Memleketinde İslamî eğitimde takip edilen usûl gereği Sarf ilmini öğrenerek tahsile başladı. Sonra Nahv, Mantık, Vad, İsti'âre, Edebü'l-bahs ve'l-münâzara, Beyân, Meâ'nî, Bedi', Usûlu'd-din, Usulu'l-fıkıh ve Kelâm ilimlerini tahsil etti.

Bir yandan medresede okutulan bu on iki ilmi öğrenirken, diğer yandan Fıkıh, Tefsir, Ferâiz, Tecvid gibi diğer ilimleri de öğrendi. eş-Şeyh Muhammed Ma'şûk b. Şeyh Muhammed Ma'sûm'dan (ki kendisi Abdurrahman et-Tâğî'nin torunudur) bu ilimlerin hepsinde 1950 yılında icâzet aldı. Kendisinden bu ilimleri bir çok talebe okudu ve icâzet aldı.

Ayrıca, tasavvufta muhtelif mürşidlerin terbiyesinden geçti. Amelî icâzetini (halkı irşad izni), merhum Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî'den aldı. İlim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslam'a davet gibi hizmetlerle meşgul oldu.

SEYDA ŞEYH MUHAMMED EMİN ER HOCAEFENDİ'NİN HAYATI

Muhammed Emin Er, Zülfügül lakabını taşıyan Hacı Zülfikârın oğlu olup, milâdî 1914, hicrî 1332 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı başlangıcında Diyarbakır'ın Çermik kazasının Külüyan (yeni ismi Kalaş) köyünde doğdu. Soyadı kanunundan önce ailesi "Mirânî" olarak bilinirdi. "Er" soyadı Kürtçe "mîr" kelimesinin Türkçe tercümesidir. Henüz dört-beş yaşlarındayken annesi Havva Hanım vefât etti. Babası zengindi, âlimleri çok severdi.

Bu sebeple çocuklarının da okuyup âlim olmalarını çok arzu ederdi. Bu amaçla çocuklarına ders vermesi için bir hoca getirdi. Hocanın bütün masraflarını karşıladı. Daha sonra hocayı evlendirdi ve bir bağ satın alıp kendisine hibe etti. Ayrıca ona bütün ihtiyaçlarını karşılamayı taahhüt etti. Kendisi ve büyük kardeşi Ali, bu hocadan Elif-bâ okumaya başladılar. Ancak Elif-bâ bitmeden babası vefât etti. Üvey annesinin, sonra da ağabeyinin yanında yetim olarak kaldı. Bu esnada kendi ailesinin keçilerine çobanlık yaptı. Çobanlık yaparken yazı yazacak kâğıt ve kalem olmadığından düz satıhlı taşlar üzerine yine taşlarla yazı yazmaya çalışırdı. Böylelikle Osmanlıca alfabeyi sökerek okumayı öğrendi. Kendi kendine okumayı öğrendiği için insanlar onun için "Hızır ona uykuda ders veriyor" derlerdi.

İlme olan hırsından ve merakından dolayı, kendisine Kur'ân okumayı ve ilim öğrenmeyi nasîb etmesi için ağlayarak Allah-u Teâlâ'ya yalvarırdı. Her fırsatta kendisinden faydalanabilecek bir ilim sahibi olduğunu duyduğu insanların peşinden koşardı. Hatta bu maksatla seferî hükmüne girip namazı kısaltmanın câiz olacağı mesâfelere bile giderdi. Bu gayretleri sonunda mektup yazabilecek ve Osmanlıca kitapları okuyabilecek hale geldi. Arap dili ve ilimlerine gelince bu ilimlerde bilgi sahibi olan kimseler o memlekette zaten yoktu.

Bununla birlikte o sıralar bir de İslamî harfler yürürlükten kaldırıldı. Kur'ân ve İslamî ilimleri öğrenmek yasaklandı. Öyle ki hiç kimse kendi evinde bile olsa çocuklarına Kur'ân öğretemiyordu. Bu nedenle Suriye'ye gidip İslamî ilimleri öğrenmek için memleketini terk ederek yola çıktı. Gaziantep'e gitti. Ancak oradan Suriye'ye geçme imkânı bulamayınca Adana'ya gitti. Oradan İstanbul'a ve Bursa'ya gitti. Daha sonra tekrar Adana'ya döِndü. Yedi sene devam eden seferleri boyunca çeşitli hizmetlere girdi. Rüyâda Hızır (a.s.)'ın işâreti üzerine sıla-ı rahim niyetiyle memleketi Diyarbakır'a döndü. Kısa bir müddet sonra tahsil için Suriye'ye sefer etti. Suriye'de bir müddet ilim tahsilinde bulunduktan sonra geri dönüp tahsiline Türkiye'de devam etti.

İlim tahsiline başladığında 25 yaşında idi. Güneydoğu medreselerinde İslamî eğitimde takip edilen usûl gereği Sarf ilmini öğrenerek tahsile başladı. Sonra Nahv, Mantık, Vad'ı, İsti'âre, Edebü'l-bahs ve'l-münâzara, Beyân, Meâ'nî, Bedi', Usûlu'd-din, Usulu'l-fıkıh ve Kelâm ilimlerini tahsil etti.

Bir yandan medresede okutulan bu on iki ilmi öğrenirken, diğer yandan Fıkıh, Tefsir, Ferâiz, Tecvid gibi diğer ilimleri de öğrendi. Norşinli eş-Şeyh Ma'şûk b. Şeyh Muhammed Ma'sûm'dan (ki kendisi Abdurrahman et-Tâğî'nin torunudur) bu ilimlerin hepsinde 1950 yılında icâzet aldı. Kendisinden bu ilimleri birçok talebe okudu ve icâzet aldılar.

Ayrıca, tasavvufta muhtelif mürşidlerin terbiyesinden geçti. Amelî icâzetini (halkı irşad izni) Cizreli merhum Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî'den aldı.

Kendisi Saîd Nursi Hazretleri ile de 1951 yılında Isparta'da görüşmüştür. Üstad Saîd Nursi onu has talebelerinden kabul ettiğini ve on beş gün misafir etmeyi arzu ettiğini ancak tarassut altında olduğu için bunun mümkün olmadığını, bundan dolayı memleketine hemen geri dönmesine izin verdiğini ancak eğer yolda ondan sorulursa ziyarete değil ticarete geldiğini söylemesini kendisine ifâde etmiştir.

İlim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslam'a davet gibi hizmetlerle meşgul oldu.

Ders Aldığı Bazı Hocalar

1. el-ـüstâz el-âlim el-âmil el-müftî Molla Hasan el-Tahvîkî: Mardin'e bağlı Derik müftüsü idi. Sarf iliminde hocası olmuştur.

2. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Rasul: Siirt'in Garzan bölgesinden. Nahv ilminin bazı konularında ondan ders almıştır.

3. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Abdussamed: Siirt'in Garzan bölgesinden. Nahv ve Sarf ilimlerinde ondan ders almıştır.

4. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Abdullah: Aslen Van iline bağlı Serhad'dandı. Sonra Diyarbakır'a taşınmıştır. Mantık, Vad', İstiâre, Adâb, Meâni, Beyân, Bedî' Usûlu'd-din ve Usûl-u Fıkıh ilimlerinde hocası olmuştur. En çok bu hocanın yanında ders okumuştur. Molla Abdullah, Bedîüzzaman'ın medrese arkadaşıydı.

5. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Abdulhâlim: Halebe bağlı Amud kazasından idi. Fıkıh ve bazı Nahiv meselelerinde hocası olmuştur.

6. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Abdurrezzak: Mardin'in Mazıdağ ilçesine bağlı Halila köyündendi. Şeyh Ahmed Haznevî'nin halifesiydi. Bazı Nahiv meselelerinde hocası olmuştur.

7. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Hâfız Hacı Haydar Efendi: Ondan Kur'ân-ı Kerim dersleri almıştır.

8. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Zeynelâbidin: Siirt'in Fursa köyündendi. Şeyh Hazin'in torunuydu. Tecvid ve Mahâric-i hurûf (Arapça harflerin telaffuzu) ilimlerinde hocası olmuştur.

9. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Şerefuddin Fursâvi: Siirt'in Tillo'ya yakın Fürsa köyündendi. Siirt'te mukimdi. Kelam ilminde hocasıydı.

10. el-ـüstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Maşuk: Şeyh Masum El-Norşînî'nin oğluydu. Bitlis'in Norşin köyündendi. Kelam ilminde hocasıydı. Şeyh Ahmed Haznevî'nin halifesiydi. Mekke'de vefat etti. Cennet-i Muallâ'ya defnedildi.

11- Şeyh Ahmed-i Şorşubî. Diyarbakır'ın Şorşub köyündendi. Medresesi müsâit olmadığı için yanında az bir müddet ders aldı. Şeyh Ahmed 80 yaşlarında olduğu halde ders verirken hep diz üzerinde otururdu. Molla Abdüssamed'in kayınbiraderiydi.

Tasavvufta üstadları:

1. Şeyh Ahmed Haznevî: Şu anda Suriye'de bulunan Haznedendir.

2. Şeyh Muhammed Saîd Seydâ: Cizre'liydi. Kendisinden icâzet almıştır.

3. Şeyh Ramazanoğlu Mahmud Sami İstanbul.

Allah hepsine rahmet eylesin ve hayırla mükâfatlandırsın.

Talebeyken Bu Hocalardan Okuduğu Muhtelif İlimlere Dair Kitaplar:

1. Emsile (Sarf)

2. Binâ (Sarf)

3. Maksûd (Sarf)

4. İzzî (Sarf)

5. Birgivî'nin Avâmili (Nahiv)

6. İzhâr (Nahiv)

7. Kâfiye (Nahiv)

8. Curcâni'nin Avâmili (Nahiv)

9. Kürtçe Zurûf (Nahiv)

10. Terkîb (Nahiv)

11. Sa'dullâh (Nahiv)

12. Şerh'ul-Muğnî (Nahiv)

13. Merâh (Sarf)

14. Dinkûs Şerhu'l-Merâh (Sarf)

15. Hallu'l-Ma'âqıd (Nahiv)

16. Sa'dullah şerh'ul-Enmûzec (Nahiv)

17. Netâic Şerhu'l-Izhâr (Nahiv)

18. Câmi Şerhu'l-Kâfiye (Nahv)

19. İsâgûci (Mantık)

20. Husâm Kâti (Mantık)

21. Muhyiddin (Mantık)

22. Fenârî (Mantık)

23. Kavl-i Ahmed (Mantık)

24. Risâlât-i 'Isâm (İstiâre)

25. Risâle-i Ebî Bekir-i Sûri (İsti'âre)

26. Risâle-i Semerkandî (Vadc)

27. Risâle-i Ebî Bekir (Vadc)

28. Velediyye (Adâb)

29. Uluğ (Adâb)

30. Mes'ûdî (Adâb)

31. Abdulğafûr (Nahiv)

32. Abdulhakîm (Nahiv)

33. Şerh-u Şemsiye (Mantık)

34. Muhtasaru'l-Ma'âni (Me'âni, Beyân, Bedic)

35. Mahallî Şerh-u Cem' il-Cevâmic (Usûlu'd-Din ve Usûlu'l-Fıkıh)

36. Şerhu'l-Akâid (Kelam)

37. Multekâ (Fıkıh)

38. Minhâc (Fıkıh)

39. Celâleyn (Tefsir)

40. Ferâiz (Miras Hukuku)

41. Karabaş (Tecvid)

42. Cezerî (Tecvid)

Bu Kitaplardan Talebeyken Ezberledikleri

1. Emsile

2. Binâ

3. Maksûd

4. İzzî

5. Merâh

6. Avâmil

7. İzhâr

8. Kâfiye

9. Avâmilu'l-Curcâni

10.Kürtçe Zurûf (Nahiv)

11. Kürtçe Terkîb (Nahiv)

12. İsâgûcî

13. Risâlât-i Ebi Bekir (Vad')

14. Risâlât-i Ebî Bekr (İstiâre)

15. Karabaş

16. Ferâiz

17. Velediyye (Münazara)

İcâzet Verdiği Talebelerden Bazıları

1. Musa el-Mardinî

2. Muhammed Kudsî Diyarbakır

3. Muhammed Silvânî Diyarbakır

4. Receb Derviş Hasenî,

5. Mahmud Sünicî

6. Muhammed Câvidî,

7. Muhammed Şerif Bozovalı

8. Reşid Besni

9. Seyyid Abdurrahman Berzencî (K.Irak).

KAYNAK: CİHAN
YORUMLAR 19
  • Tuvad Nıdya 10 yıl önce Şikayet Et
    gerçek ehli sünnet büyüklerinden idi. Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.
    Cevapla
  • irfan ersin 10 yıl önce Şikayet Et
    BÖYLE BİR ZAATIN VİDEOSUNU REKLAM ARACI HALİNE GETİRMEK ÇOK YANLIŞŞ. Allah gani gani rahmet eylesin,bizleri de o yolda çalışanlardan eylesin inşallah.Fakat bu önemli zaatın videosunu veriyorsunuz videonun içinde 2 adet reklam var.Ya bu kadar da düşülmez ki.
    Cevapla
  • ali gules 10 yıl önce Şikayet Et
    Alemin ölümü..... son derece üzgünüm gerçek bir insan kamil insan onların yeri kolay kolay dolmaz. O da bu mel un dünyadan göçtü gitti. biz yine fitne fesatla başbaşayız. Allah (c.c.) bizleri ahirette aynı safta kılsın.
    Cevapla
  • Yusuf Yeşilyurt 10 yıl önce Şikayet Et
    Mekanı Cennet olsun... Allâh rahmet eylesin..Mekanı Cennet olsun..
    Cevapla
  • mehmet öztoprak 10 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH RAHMET EYLESİN . cenab-ı allah gerçek islam alimlerini memleketimizden eksik etmesin amin
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
1. Lig'de play-off tarihleri açıklandı
Korhan Berzeg hakkında sıcak gelişme: Köy muhtarı konuştu