Garip ve tuhaf davadan 'duvar skandalı' çıktı

Cezaevindeki operasyon sırasında yıkılan duvarın masrafı kendinden istenen siyasi tutuklu Saçılık, “O dozer sebebiyle kolumu kaybettim. Benden o dozerin yıktığı duvarın parasını mı isteyecekler? Bu vicdansızlıktır” dedi.

Garip ve tuhaf davadan 'duvar skandalı' çıktı
Garip ve tuhaf davadan 'duvar skandalı' çıktı
GİRİŞ 15.09.2013 08:30 GÜNCELLEME 15.09.2013 09:15
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Burdur Cezaevi'nde 5 Temmuz 2000 yılında mahkumlar tarafından çıkarılan isyana yönelik müdahale sırasında yıkılan duvar ve operasyonun hesabı, Maliye Bakanlığı'nın açtığı tazminat davası ile 13 yıl sonra görülmeye başlanacak. 13 yıl önce açılan dava ile operasyonun yaşandığı gün orada bulunan 61 kişinin yargılandığı ilk duruşma, 12 Kasım'da Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek. İsyan ve müdahale sırasında hapishanenin zararının 31 bin TL olduğunu ileri sürülerek, 61 kişi için bu paranın faizi ile alınması talep ediliyor.

Tazminatı geri aldılar

Burdur Cezaevi'ne yönelik 5 Temmuz 2000'deki operasyonda koğuşa giren dozer, siyasi tutuklu Veli Saçılık'ın kolunu koparmıştı. Kolu ertesi gün sokakta, bir köpeğin ağzında bulunan Saçılık, İçişleri ve Adalet bakanlıklarına tazminat davası açmış, Antalya 1. İdare Mahkemesi'nin 2005 yılında verdiği karara göre 150 bin TL maddi ve manevi tazminat almıştı. Adalet Bakanlığı'nın itirazı üzerine Danıştay 10. Dairesi'nde tekrar görülen dava ile 26 Haziran 2013'te verilen tazminat kararı iptal edilerek, ödenen paranın faizleriyle birlikte (yaklaşık 300 bin lira) Saçılık tarafından geri ödenmesine karar verilmişti. İptal gerekçesi olarak da, Saçılık'ın jandarmaya taş atarak karşı koyması gösterilmişti. Tazminatın geri ödenmesini isteyen devlet ‘kusurlu bulduğu' Saçılık'tan bu kez de 13 yıl önceki operasyon sırasında yıkılan duvarın masrafını istedi.

‘Kolumu kaybettim'

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ndeki (UYAP) dosyasına baktığı sırada Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 13 yıl önce mahkumlara yönelik açılan tazminat davasının görülmeye başlanacağını önceki gün öğrendiğini belirten Veli Saçılık, Milliyet'e şunları söyledi:

"2001'de açılmış bekletmeye alınmış bir dosya şimdi tekrar incelenip hasar bize mal edilmiş. Avukatlar o zaman ‘Cezaevindeki hasar karşı taraftan isteniyor, haberiniz olsun takip edin' demişlerdi. Biz ‘O kadar da olmaz herhalde' derken 12 yıl sonra karşımıza çıktı. Zaten 2001 yılında da bu davaya ilişkin bize tebligat da yapılmamıştı. Bu duvar meselesinin tazminatımın geri alınmasına yönelik karar verildiği için cezaevinde oluşan zararın da oradaki mahkumların sebebi olacağı gerekçesi ile canlandığını düşünüyorum. İçeride bulunma sebebimden beraat ettim, şu anda da memurum. Sadece duvarı yıkmadılar, bizlere de zarar verdiler. Kimi arkadaşım gözünü kaybetti, kimi kafasına gelen fişekten zarar gördü, ben o dozer sebebiyle kolumu kaybettim. Şimdi de benden o dozerin yıktığı duvarın parasını mı isteyecekler? Bu vicdansızlıktır."

Kadınlar tacize uğradı'

Operasyon sırasında yasadışı örgüte yardım etmek suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Azime Arzu Torun da Burdur Cezaevi'nde bulunan 61 kişiden biriydi. Torun, sanığı olduğu "duvar davası"na ilişkin şunları kaydetti: "Operasyon sırasında dozerlerdi o duvarı yıkan. Yıktıktan bir süre sonra da bize oradan gaz bombaları atmışlardı. Askerler ve sivil polisler benim kollarımdan ve bacaklarımdan tutup kattan atmayı düşünmüşler sonra vazgeçmişlerdi. Benim bu sırada pantolonumun düğmeleri kopmuş ve kapatamıyordum. Bir askerin copla tecavüzüne uğradım. Oradaki bütün kadın mahkumlar cinsel taciz yaşadı. Başvurum üzerine Adalet Bakanlığı'ndan gelen kadın bir müfettiş bana copun kaç santim girdiğini sormuştu. Savcıdan ise ‘Siz 16-17 saat erkek mahkumlarla beraberdiniz, nereden bilebilirim onların yapmadığını' demişti. O cezaevinde yaşanan her şey inkar edildi. Devlet bize verdiği zararı para ile de ödeyemez."

Para nasıl alınacak?

Saçılık'ın avukatı Rahşan Aytaç ise henüz bir tebligatın kendilerine ulaşmadığını fakat UYAP'ta davanın açıldığını gördüklerini belirterek, davaya ilişkin şu yorumları paylaştı: "Dava 61 kişiye karşı açılmış bile olsa eğer ‘Müşterek ve müteselsilen' ibaresi kullanılırsa 61 kişiden kimi bulurlarsa ondan alacaklar parayı. O dönem bu cezaevinde kalan insanların büyük bir çoğunluğu yurtdışında ve adresleri belli değil. Daha önce Ulucanlar'da yakınlarını kaybeden ailelerin yaptığı protesto gösterisi sırasında meydana gelen olaylarda kamu mallarına zarar vermekten böyle bir tazminat davası açılmış ve ailelerden kimi bulurlarsa parayı ondan almaya yönelmişlerdi." Ulucanlar davası avukatı Kazım Bayraktar ise, "Bu tarz olaylarda zararla şahsın eylemi arasında bir ilişki kurulmuş olmalı. Mahkeme doğru kararı şahısların olaydaki rolüne göre tazminat alarak verir ki ‘Müşterek ve müteselsilen' ifadesi ile verilen kararda bahsedilen 31 bin lira kimi yakalarsa ondan alınır. Bu hukuku alt üst ederek verilecek bir karar olur" dedi.

KAYNAK: MİLLİYET
YORUMLAR 1
  • Sefer Eyüboğlu 10 yıl önce Şikayet Et
    devlet. devlet ona olan borcu ne kadar zaman geçse de alır.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Yerel seçimler dünya basınında: Başa baş bir yarış
Meteoroloji'den uyarı! Kara bulut gibi çökecek! Dışarı çıkmayın...