Çelik: 230 insanımızı hangi servet geri getirir

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Soma'da meydana gelen feci maden kazasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Çelik: 230 insanımızı hangi servet geri getirir
Çelik: 230 insanımızı hangi servet geri getirir
GİRİŞ 14.05.2014 18:23 GÜNCELLEME 14.05.2014 19:46
Bu Habere 18 Yorum Yapılmış

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Soma'daki maden ocağında meydana gelen kazaya ilişkin, "Bin bir türlü mücadele neticesinde 30 Haziran 2012 tarihinde İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nı yürürlüğe koyduk. Bu yasa iş sağılığı güvenliği alanında o tarihe kadar gerçekleştiremediğimiz müstakil bir yasa. Bu yasaya bağlı olarak ikincil mevzuatı da yürürlüğe koyduk. Bu yasa birçok değişiklikler getiriyor ama iş sağlığı güvenliği konusu önemli. Yasanın temel olarak işverenlerimize, sendikalarımıza, bakanlığımıza yüklediğimiz sorumlular açısından 4-5 hususu paylaşmak istiyorum. Yasa diyor ki, 'risk değerlendirme sorumluluğunu' getirdim. Bu işyerlerinde risk değerlendirmesi yapıp, muhtemel riskler varsa onlar giderilmeden burada çalışma yapılamayacağı şartını getiriyor. Risk söz konusuysa burada kazmayı vuramazsınız' diyor. Bin kişinin üzerinde çalışanı olan çok tehlikeli iş yerleri, kazanın olduğu yer böyle bir yer. Burada tam zamanlı iş yeri hekimi, tam zamanlı iş güvenliği uzmanını bulundurmak zorundasınız diyor. Bunun yanında yasa, acil durum planlaması ve uygulama zorunluluğu getiriyor. Muhtemel olacaktır diye planlama yapacaksınız, o yeterli değil uygulama da yapacaksınız' diyor. İşyeriniz eğer çok tehlikeli bir iş yeriyse, burada çalıştırdığınız insanlar mesleki eğitim zorunluluğu, sertifikası yoksa bu elemanı çalıştırma şartınız yok. Bütün çalıştırdığınız personeli iş sağlığı güvenliği eğitiminden geçirmek zorundasınız. İlgili iş yerine baktığımız zaman 13 iş sağlığı güvenliği uzmanı, 4 iş yeri hekimi olduğu görülüyor. Teftiş neticesinde mevzuata aykırı bir durum olmadığı görülüyor.

Kaza neden oldu sorusu aklımıza geliyor. Yasa var mı, var. Denetim var mı, var ama o zaman gerek idari ve adli soruşturma devam ederken bizim de İş Teftiş Kurulu Başkanınım başta olmak üzere gerekli çalışmaları yapıyorlar. Bu kaza neden meydana geldi diye bunun çok yönlü bir şekilde araştırılıp ortaya çıkarılması gerekiyor. En ufak ayrıntılar değerlendirilecek. Bakanlık olarak çok tehlikeli iş yerlerinde en ufak risk gördüğünüz zaman kapatma kararını veririz derken, bugün bu acı tablo hepimizin yüreğini dağlamış bulunmaktır. Bütün yönleriyle aydınlatılacak bir konudur bu. Gizli kalması söz konusu değildir" diye konuştu. 
Bakan Çelik, "Her işyerinin rapor dediğimiz o işyerinde o gün, iş güvenliği uzmanı ve hekimi 24 saat veya çalıştığı 7,5 saat içinde ne gibi risk oluşma ihtimali doğmuş bunları bu rapor defterine not etmek durumunda. Teknik heyetimiz bunu inceleyeceği gibi savcılık da bunu dikkate alacaktır. Teknik nezaretçinin de bulunması gerekiyor. Onun da tespitleri yine yol gösterici olması açısından önem arz etmektedir" dedi. 

İŞ GÜVENLİĞİ YASASI, 

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 30 Haziran 2012'de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
"İş sağlığı güvenliği kültürünü geliştirmek, tüm topluma da iş sağlığı güvenliği farkındalığını oluşturmak için çok önemli çalışmalar yapıldı. Bu acı olaydan sonra bazı yorumları izliyorum. Türkiye'de bu yasanın çıktığını bilmeyen insanların konuştuğunu görünce üzülüyorum. Bu üzücü günde söylemek istemezdim ama 5 yıl İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nın mücadelesini vermiş bakan olarak, böyle bir sitemi de mazur göreceğiniz düşüncesindeyim. Tanıtımla ilgili, bütün organize sanayi bölgelerini içine alan tanıtım toplantıları yapıldı. Kamu spotları, afişler, broşürlerin yüzlercesi çalışanlara, sendikalara ulaştırıldı. İşçi, işveren örgütlerinin tümüyle toplantılar yapıldı. Amacımız, iş kazalarını minimize etmek. İş kazalarının yüzde 98'ini önlemek mümkün. Çok çok aşağılarda tutmak mümkün. Bu farkındalığın mutlak süratle oluşturulması gerekiyor. Bu görev hepimizin görevidir. 5 Mayıs'ta Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı yaptık. 4 bin 500 kişinin katıldığı İş Sağlığı Güvenliği Kongresi yaptık. Topluma bunun iletilmesinde hepimiz görevimizi yapabildik mi diye sormamız gerekiyor. Bütün çalışanları ilgilendiren, yetim kalan yavrularımızı ilgilendiren konuda acaba ne kadar duyarlı olduk." 

YÜZLERCE KARDEŞİMİZİ HANGİ SERVET GERİ GETİRİR

İşverenlere seslendiğini belirten Çelik, "Bu salonlarda 2 yıl boyunca iş sağlığı güvenliğini tartıştık. İş sağlığı güvenliğinin maddi hesabı yapılmamalı. Hiçbir maddi kaygı insan hayatından daha değerli değildir. Asıl bunun uygulaması önemlidir. İnsan hayatından daha önemli ne olabilir. 230 kardeşimizi hangi servet, hangi imkanlar geri getirebilir? Yüzlerce can gidiyor. Hiçbir maddi kaygı insan hayatından daha değerli olmamalıdır. Çalışanların temsilcileri, sendika örgütlerine sesleniyorum iş sağlığı güvenliğini konuyu alan tartışması olmaktan çıkaralım. İş sağlığı güvenliğine ne kadar emek veriyoruz bunları tartışalım. Mevzuattaki eksiklikleri konuşalım. Bizim derdimiz çalışma hayatı" ifadelerini kullandı.

Bakan Çelik, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. "Çalışma Bakanı olarak açıklamasının geri kaldığı ve sosyal medyada istifa çağrılarının olması"na ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, "Oraya Bakan Yardımcımız bütün teknik heyetleri gönderdik. İlk dakikadan itibaren İzmir'deki teftiş heyetimiz de oraya ulaştılar. Benim gidememe durumum sağlıkla ilgili bir olay olduğu için, kişisel bir durumumun gündeme gelmesini çok yakışıksız buluyorum. Önemli bir tetkik için ilgili doktor ayrılmamam gerektiğini, perşembe günü saat 13.00'e kadar ayrılmamam gerektiğini söyledi. Çalışma hayatıyla ilgili sorumlu kişi olarak da açıklama zorunluluğu buldum. Gidememe sebebim özel, sağlıkla ilgili bir durum" şeklinde konuştu.

Maden ocağında kaçak işçi çalıştırıldığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, "Bu olayla ilgili Enerji Bakanımız yetkili ve sorumlu. Ocakta olup bitenler, hayatını kaybedenler Sayın Taner Yıldız'ın başkanlığında sürdürülüyor. Onun açıklamaları isabetli olur. Kayıtdışı çalışma olduğu ile ilgili bilgi gelmedi. Bir 15 yaşındaki çocuğun çalıştırıldığı ile ilgili bilgi geldi. Gelişen tüm olaylara anında müdahale ettik. Bu delikanlının 19 yaşında olduğunu tespit ettik. Onun da doğru olmaması sevindirici bir durum" karşılığını verdi.

En son denetimlerin Mart ayında olduğu ve rapor defterinin incelenmesine ilişkin soruya Bakan Çelik, "Bu rapor defteri önemli bir evrak. Tespit ettikleri bir şey var, ilgili işyeri sahibine iletildi mi bilemiyoruz. İş güvenliği uzmanlarının ne not ettiğini bilemediğimiz için söylüyorum. Adli ve idari soruşturma iki önemli evrakı kayıt altına almıştır" cevabını verdi.

Bakan Çelik şunları kaydetti:
"Bize gelen STK'lardan, vatandaşlardan, çalışanlardan olsun, bu da örgütlü bir iş yeri. Örgütlü olması sevindirici. Varsa bir eksiklik sendika başkanlarına bildirilmesi gerekiyor. Onlarla da görüştüğümüzde, kendilerinin tespit ettikleri eksikliğin olmadığı yönünde açıklamaları var. Eksiklik neydi de bu kaza meydana geldi, bu soruyu sormaya herkes sahip."

Mart ayındaki son teftişte 'herhangi bir sorunun olmadığı' açıklamasının hatırlatılması üzerine Çelik, "Sistem öyle güzel kurulmuş ki, güvenlik sistemi. Bakanlıktan, Ankara'dan ibaret değil artık. Ankara'dan gidecek olan teftişler değil, periyodik teftişler yapıyorsunuz ama aynı zamanda 24 saat teftiş edenler var. Onun için sorumluluk falan değil. Acaba bunlar evrakta mı, yoksa evrakta olanlar aynı zamanda fiiliyatta bunlar var mı? Kimseyi temize çıkarma peşinde değiliz. Evraklar çok güzel ama uygulama yok diyelim, bunun tabii ki sorunları olacak. Çıkacak tablo ne? Evrakla pratikteki durum arasındaki uyum nedir?" diye cevap verdi.

Bir gazetecinin, "Bakanlık olarak bu kazada sorumluluğunuz var mı, istifayı düşündünüz mü?" sorusuna Çelik, "Şu anda hayatlarını kaybeden kardeşlerimizin acılarıyla doluyum. Ben bu olaydan dolayı politik, olayın makam mevki boyutlarıyla tartışılmasını doğru bulmuyorum. Çalışma Bakanlığı bir kazanın meydana gelmemesi, farkındalığın artırılması için gerekli çalışmalarını sürdürüyor. Keşke bu olayları yaşamadan bu farkındalık bütün kesimler tarafından içselleştirilse de bu olaylarla karşı karşıya kalmasak" cevabını verdi.
Sabotaj olabileceği iddialarına ilişkin ise Bakan Çelik, "Önümüzdeki raporda bir eksiklik yoksa, yüzde 98 önlenebilir iş kazaları, genel istatistiğe bakarsanız yüzde 2'de olabilir. Bu incelemelerden ortaya çıkacak hadisedir" dedi.

Soma'ya gidip gitmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Şu an itibarıyla zor görünüyor. Ben gitme arzusundayım. Aileleri gidip ziyaret etmek. Sosyal güvenlik tarafı da var, Sosyal Güvenlik Başkanımız da orada. Hayat devam ediyor, yaşanan acılara rağmen. İşin o boyutuyla acılarını hafifletme adına, yavruların geleceklerini aydınlık kılma noktasında yapılması gereken neyse en üst düzeyde yapılmasını sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 18
  • M.Fatih 9 yıl önce Şikayet Et
    barladenizi. bende istifa çığlıkları atanlara şaşırıyorum.. terör dağlardan çekildi ancak nereye gitti sanıyorsunuz.. intihar komandoları ne amaçla bombayı üzerinde taşır hangi cesaret onu bu hale getirir.. önerge verilecek 50 kişi ile 8 kişi katılacak ama konu ile alakalı hiç konuşulmayacak pes ! bunca yasayı anayasaya taşıyan zihniyet sokaklarda eylem yapıp ölen insanlardan sorumlu olmayacak mı muhalefet neden istifa etmiyor..kötü muhalefetin sonucunu yaşıyoruz..MUHALEFET İSTİFA !
    Cevapla
  • serdar demir 9 yıl önce Şikayet Et
    şaşırıyorum. bu olaya sabotaj diyenlerin aklına şaşırıyorum..
    Cevapla
  • oku yorum 9 yıl önce Şikayet Et
    Siz kaç aylıksınız? Soruşturma tamamlansın sorumlu kimse istifaları o zaman istersiniz! Hadi bu bir sabotaj ise! Niye bu ihtimali düşünmüyorsunuz madem samimisiniz?!. İstifa et dediğin hükümet zamanında elde edilmiş, işçi kazanımları hakkında senin kaç kuruşluk bilgin var! Bakan istifa desen anlarız. Filanca müdür istifa desen anlarız, hükümet istifa dediğin zaman kim olduğunuzu anlıyoruz! 20 gün önce meclise somayı getirenlerin, acaba planları 20 gün sonra bu muydu diye sormak da bize düşüyor her zamanki gibi... Öyle ya, hayatları boyunca küfürleşenlerin son seçimlerde kanka olmaları, kapı kapı dolaşıp bu bir cihaddır diyerek, din simsarı chp ye oy toplamaları ve hele akp kaznaırsa ülkede kan gövdeyi götürecek diyen pensilvanya meftunlarının çığırtkanlıkları bize bunları düşündürüyor! Haksız mıyız yani? Başbakan, meclis tutanaklarından, o gün soma ile ilgili yapılan tartışmanın bir kelimesinin bile somayı içermediğini açıkladığı halde buraya bunları yazarak, ideolojik zihninin karanlık dehlizlerini ele veriyor ama bunun farkına bile varamıyorsun.
    Cevapla
  • orhan1980 9 yıl önce Şikayet Et
    İstifa,eğer bir parça onurunuz varsa. Taner Yıldız dün akşamdan beri orada çırpınıyor.peki szi ne yapıyorsunuz sayın bakan?Bakıyorsunuz biliyorum.İş güvenliği,işççi güvenliği sizin bakanlığınızın uhdesinde iken siz hala oraya gidip de insanların yaralarını sarmak için bir adım dahi atmadınız.Yazıklar olsun size.Sayın başbakana biz bu gibi "bakan" (!) ları barındırsın hükümetinde diye oy vermedik..Allah aşkına sayın başbakan bu gamsızlığı vurdumduymazlığı görmüyor mu?Lütfen istifa edin sayın bakan,zira o koltuğu şu an itibarıyla kirletiyorsunuz..
    Cevapla
  • Yüzdeelli 9 yıl önce Şikayet Et
    Hayatta bir şey olamamış ne kadar adam varsa siyasete atılmış.En iyi bildikleri iş laf ebeliği yapmak.. Bunlara 10 tane koyun versen koyunlarla birlikte kendilerini de kaybederler. Protokol bakanlığı yapıyorlar. Bu kadar beceriksiz, empati yoksunu ve hazırcılar. Defalarca yazdım, yine üşenmeden yazıyorum...Bunlar Başbakan talimat vermeden tuvalete gidemezler. Bakan olmaya layık, o koltuğun hakkını veren kabinede Davutoğlu ve Efkan Ala'dan sonra adam gibi adam var mı? Hele ki şu Taner Yıldız ile Faruk Çelik...Asıl facia bu ikisi. Şimdi bunlara bir de Fikri Işık eklendi. Ama Başbakan ne yapsın? Etrafında iş yapacak adam yok ki? Biri çıkar gaza,elektriğe zam var mı yok mu, yıl boyunca bundan başka bir şey konuşmaz. O trafonun bakımları yapılmış mı? İzolasyon yağı numunesi alınıp 6 ayda bir delinme testleri yapılmış mı? Orası nemli bir yer. Trafo nemden korunmuş mu? Neden bunlar kamuoyu ile paylaşılmıyor? Taner Yıldız bunlara cevap verecek önce. Faruk Çelik'in acaba -bırakın madencileri- şu mağazalarda 12-13 saat köle gibi çalıştırılan/sömürülen gençlerden haberi var mıdır?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Siyonist barbarlar sivilleri öldürüp dozerle taşıdı!İşte soykırımın kanıtı o anlar
Manipülasyonun havada uçuştuğu günlerde hatırlamak ve unutmamak kadar değerli ne olabilir