Topbaş Hoca'yı rahatsız eden iltifat!

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, son günlerde internette kendisi hakkında yayınlanan çeşitli resim, slayt ve videolarla ilgili açıklama yaptı.

Topbaş Hoca'yı rahatsız eden iltifat!
Topbaş Hoca'yı rahatsız eden iltifat!
GİRİŞ 29.05.2014 15:23 GÜNCELLEME 29.05.2014 15:25
Bu Habere 12 Yorum Yapılmış

Osman Nuri Topbaş tarafından konu ile ilgili yapılan açıklama şöyle:

"Kıymetli kardeşlerimiz ve evlâtlarımızın dikkatine:

Son zamanlarda şahsım hakkında yapılan birtakım aşırı iltifatlarla dolu, şiir ve ilâhilerle süslenmiş, çeşitli resim, slayt ve videolar internette yayınlanıp yayılmaktadır.

İyi niyetle de yapılmış olsa, bu tür aşırı iltifat ihtiva eden yayınları aslâ tasvip etmediğimin, bunlara hiçbir şekilde izin ve rızam olmadığının, o yayınlarda ifade edilen aşırı yüceltmelerle uzaktan-yakından bir alâkamın bulunmadığının, siz kardeşlerim tarafından bilinmesini arzu ederim.

Ne İslâm ahlâkının ne de tasavvufî âdâbın hiçbir şekilde tasvip etmeyeceği; gurur, kibir ve şöhrete zemin hazırlayan ve reklâm edercesine yapılan bu tür övgü ve yüceltmelerden rahatsız olduğumu, Kurʼân ve Sünnet ölçüleri dışına taşan her şey gibi, şahsıma gösterilen “aşırı muhabbet ve hürmeti” de son derece mahzurlu bulduğumu, tekrar ve açıkça ilan ederim.

Bu tip yayınların yapılmamasını, yapılmış olanların da en kısa zamanda yayından kaldırılmasını hâssaten rica ederim.

En büyük rehberimiz ve mürşidimiz Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kâinâtın medâr-ı iftihârı olmasına rağmen “Lâ fahra/övünmek yok” buyururken, Oʼnun âciz bir ümmeti olmaya gayret eden bizler de lâyık olmadığımız bu nevî iltifatlardan Cenâb-ı Hakkʼa sığınırız.

Ayrıca çeşitli ders, seminer ve sohbetler vesilesiyle şahsımdan nakledilenleri kendilerinin anlamak istedikleri şekilde yansıtıp sonra da şahsıma izafe edildiğine de zaman zaman şâhit olmaktayız. Bunun yanında, haberimiz ve iznimiz olmadan adımıza internet siteleri ve hesapları açarak buradan kontrolsüz birtakım yayınlar yapıldığını da üzülerek görmekteyiz. Biz bu yayınlardan da tamamen uzağız. Bu tür yayınlar, yolumuzun istikâmetine de zarar verebileceği için, bunun vebâlini düşünerek dikkatli olunmasını ricâ ederim.

İlgi duyanlar için, internette şahsımla ilgili resmi site ve adreslerimin bulunduğunu hatırlatır (http://www.osmannuritopbas.com/ https://www.facebook.com/OsmanNuriTopbas https://twitter.com/osmannuritopbas), bunlar dışındaki kaynaklarda yayınlanan şahsımla ilgili beyanlara ihtiyatla yaklaşılmasını ve ancak kendi resmî internet adreslerimden yayınlanan beyanlara îtibar olunmasını ricâ ederim.

Diğer taraftan, mensubu bulunduğu mânevî yola duyduğu muhabbette aşırıya kaçarak “kendi yolunun en günahkârının bile, o yola mensup olmayan kırk kişiye şefaat edeceği, âhirette kendi mürşidinin eteğine tutunanların doğrudan Cennete gidecekleri” şeklinde, şerʼî esaslarla aslâ telif edilemeyecek tarzda, asılsız, mesnedsiz, hezeyana dönüşmüş heyecan taşkınlıklarına da -az da olsa- maalesef rastlamaktayız.

Evvelâ şunu ifâde edelim ki, şefaat haktır. Rabbimiz dilerse, dilediği kullarına bu salâhiyeti bahşedebilir. Lâkin kimin kime şefaat edeceği, ancak Rabbimizʼin bileceği bir husustur. Âyet-i kerîmede buyrulduğu üzere;

“…İzni olmadan Oʼnun katında kim şefaat edebilir?..” (el-Bakara, 255)

Dolayısıyla sâlih kullara duyduğumuz hürmet, muhabbet ve hüsn-i zannı, şerʼî bir nass katʼiyyetinde görmek, kişiye mânen zarar vermekten başka bir şeye yaramaz.

Unutmayalım ki bu imtihan âlemine hiçbirimiz birbirimize karşı övünmek için gelmedik. Cenâb-ı Hak, râzı olduğu kullarının vasıflarını beyân ederken;

“Rahmânʼın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzû ile yürürler...” (el-Furkân, 63) buyurmaktadır.

Bir başka âyet-i kerîmede de;

“Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma!..” (el-İsrâ, 37) îkâzında bulunmaktadır.

Hepimiz; hiçlik, yokluk, fânîlik ve acziyetimizi idrâk ederek Rabbimizʼe kulluğumuzu izhâr etmek üzere bu dünyaya gönderildik. Bu fânî âlemde en büyük pâye, Hakkʼa kul olabilmektir. Hepimiz, hatâsıyla-sevâbıyla, âciz birer kuluz. Âkıbetimiz hakkında da elimizden gelen bütün gayreti gösterdikten sonra, yalnızca Rabbimizʼin rahmet, mağfiret, lûtuf ve inâyetine sığınırız.

Bu hususta, asr-ı saâdette yaşanmış şu hâdiseden çıkan dersi, hepimiz mühim bir hayat düsturu edinmeliyiz:

Sahâbenin meşhur zâhid ve âbidlerinden biri olan Osman bin Maz’ûn -radıyallâhu anh-, Medîne’de Ümmü’l-Alâ isminde bir kadının evinde vefât etmişti. Bu kadın:

“–Ey Osman, şehâdet ederim ki şu anda Allah Teâlâ sana ikrâm etmektedir.” dedi.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz müdâhale ederek:

“–Allâh’ın ona ikram ettiğini nereden biliyorsun?” buyurdu. Kadın:

“–Bilmiyorum vallâhi!” deyince Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“–Bakın, Osman vefât etmiştir. Ben şahsen onun için Allah’tan hayır ümîd etmekteyim. Fakat ben peygamber olduğum hâlde, bana ve size ne yapılacağını (yani başımızdan ne gibi hâller geçeceğini) bilmiyorum.”

Ümmü’l-Alâ der ki:

“Vallâhi, bu hâdiseden sonra hiç kimse(nin hâli ve istikbâli) hakkında bir şey söylemedim.” (Buhârî, Tâbîr, 27)

Bizler de dâimâ acziyetimizi îtiraf ederek Yûsuf -aleyhisselâm-ʼın şu duâsıyla Rabbimizʼin rahmetine ilticâ etmeliyiz:

 “…(Ey Rabbim!) Beni müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!” (Yûsuf, 101)

Cenâb-ı Hak lûtf u keremiyle âkıbetimizi hayreylesin.

Âmîn!..

Osman Nûri Topbaş"

YORUMLAR 12
  • Abdullah 7 yıl önce Şikayet Et
    Hocam Erkam Yayınlarına, Altınoluk Dergisine gidin bir bakın el pençe divan duruyor bütün elemanlar patronlarının karşısında. Yıl sonu 3 kuruş fazla zam alabilmek için atmadığı takla kalmıyor çalışanların.
    Cevapla
  • Fırat 7 yıl önce Şikayet Et
    Biraz mübalağa yapmışsınız biz böyle birşeye şahit olmadık konuyla ilgisi olmamış söylediğinizin hakikatle ilgisi yoksa iftiraya girer...
    Cevapla
  • Sinan 7 yıl önce Şikayet Et
    Konuyla ne alaka?
    Cevapla
  • Sara Elesgerova 8 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun hocam
    Cevapla
  • mina kaya 8 yıl önce Şikayet Et
    Allah razi olsun hocam ne guzel belirtmissiniz.
    Cevapla
  • Şamil Berlin 8 yıl önce Şikayet Et
    Hz. Ali (kv) şöyle buyurdular: “Hak, şahsiyetlerle tanınmaz; önce hakkı tanı sonra hak ehlini tanırsın; batılı tanı sonra batıl ehlini tanırsın.” Maşallah Allah Hak Ehlinin hem kalitesini hem de sayısını artırsın inşallah.
    Cevapla
  • Ali Asker 7 yıl önce Şikayet Et
    mürşid müridine Allahı öğretir. biz cahiller Allahı yol gösterici olan mürşidler ile öğreniriz. mürşidini en çok seven bağlanan Allahın peygamberine ve Allaha yaklaşır.
    Cevapla
  • Hüseyin Demir 8 yıl önce Şikayet Et
    İşte olay bu Tevhid bu tasavvuf bu Allah hocamizdan razi olsun.bizleri ahlakiyla ahlaklandirsin.gayreti ile gayretlendirsin.Tasavvuf karşıtları da görsün ve bir daha düşünsünler...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
ABD üniversitelerindeki Gazze protestosu dalga dalga büyüyor! Netanyahu panikledi
Bakan Tekin: Öğretmen atama rakamında uzlaştık