Şehirde yer kalmadı Batı'ya göç ediyorlar

Parklardan kaldırımlara kadar her yer mülteci ile doldu. Başka kentlere gitmek isteyenlerin talebine ise otobüs firmaları yetişemiyor...

Şehirde yer kalmadı Batı'ya göç ediyorlar
Şehirde yer kalmadı Batı'ya göç ediyorlar
GİRİŞ 22.09.2014 08:04 GÜNCELLEME 22.09.2014 08:06
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Suriye Kürtlerinin Kobani’de başlayan yaşam mücadelesi, Urfa’nın sakin sınır ilçesi Suruç’ta sürüyor.

Kobani’den kaçarak canlarını kurtaran Kürtler, şimdi Suruç’ta hayata tutunabilmenin, karınlarını doyurup, başlarını sokacak yer bulmanın derdindeler. Kaldırımlardan parklara, düğün salonlarından camilere buldukları her yere bir kilim, bir döşek atan Kobanililer, bundan sonra ne yapacaklarını bilemez halde köylerine dönmenin hayalini kuruyorlar. Kimileri de başka şehirlerdeki akrabalarının yanına gitmeye çalışıyor.

Suruç’ta kiminle konuşsak cümleye, “Evime 15 kişiyi aldım” diye başlıyor. Herkes evine alabildiği kadar kişiyi almış. Geri kalanlar düğün salonu, cami, kültür merkezi, okul gibi ortak yaşam alanlarına yerleştirilirken şimdi buralar da yetmemiş. Önce parklar, ardından boş dükkanlar oralarda da yer kalmayınca kaldırımlar dahi dolmuş durumda...

3 AYLIK MÜLTECİ

İlçenin büyük düğün salonu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yardımları ile dev bir yemekhanekeye çevrilmiş halde. Düğün salonu sadece yemekhane hizmeti vermiyor aynı zamanda gidecek yer bulamayanlrın bir kısmı da burada kalıyor. İçeriye ağır bir yemek kokusu hakim. Bir tarafta boydan boya uzanan plastik masalarda yemek yiyenler, diğer tarafta yere atılmış döşeklerin üzerinde uyuyanlar, oturanlar... Çocuklar ellerinde bir parça ekmek oradan oraya koşturuyorlar. Yere serili kilimin üzerinde oturan kadın ve çocukların yanına oturuyoruz. Vahide Abdülkadir, bir gün boyunca yürüyerek sınıra geldiklerini anlatıyor. 2’si Irak’ta çalışan oğulları hariç 8 çocuğunu alıp gelen Abdülkadir, artık ne yapacağını, nereye gideceğini bilemiyor.

IŞİD zulmünden kaçarak ilçeye sığınanlardan 8 kişilik Bekir ailesi de sınırın açıldığı ilk gün Türkiye’ye giriş yaptıklarını anlatıyor. Kobani’de çiftçilikle geçinen Bekir ailesi bundan sonra ne yapacaklarını bilmediklerini söylüyor. Az ileride masanın üzerinde uyutulmaya çalışılan küçük bir bebek dikkatimizi çekiyor. Ablası Revşen henüz 3 aylık Muhammed’i masanın üzerine yatırmış, uyutmaya çalışıyor.

''4 OĞLUMU BIRAKTIM'' 

Düğün salonundan çıkıp, Kobani’den gelenlerin yerleştirildiği camilerden birine gidiyoruz. Caminin bir bölümü kadınlara, bir bölümü de erkeklere ayrılmış. İçeriye ayakkabılar çıkartılarak giriliyor. Camideki halıların üzerinde oturan kadınlardan Narin, 3 gün önce 2 çocuğu ile Türkiye’ye geldiğini söylüyor. Kültür Merkezi de benzer durumda... Fatma Muhammed Habaş’ın hikayesi ise diğer dinlediklerimizden biraz daha farklı. 4 oğlu olan Habaş, 4’ünü de evlerine ve traktörlerine sahip çıksın diye arkasında bırakıp 4 gelini, 23 torunu ile çıkmış yola... Oğullarını arkasında bıraktığı için yüreği sürekli pır pır ediyor. Habaş, şimdi kültür merkezinin bahçesinde oğullarına kavuşacağı günü bekliyor.

''TEK BİLDİĞİMİZ BURADAYIZ''

Firmaların hemen önünde bekleyenlerle ‘umuda yolculuklarını’ konuşuyoruz. Adının Ahmet Nadim olduğunu söyleyen amca “Adana’da akrabalarım var oraya gideceğim ama cebimde param yok” diyor.  Hamo Nasa ise “Param yok, nereye gideceğimi bilmiyorum.
Tek bildiğim, buradayız, herkes burada” diyor.

2 BİN 500 KİŞİ BATI'YA GİTTİ

Şehir merkezinde ise umuda yolculuğun ikinci perdesi yaşanıyor. Merkezde bulunan 3 otobüs firmasının önü her saat insan kaynıyor. Servis araçlarının biri geliyor, biri gidiyor. Hepsi de ağzına kadar dolu şekilde yola çıkıyor. Cesur Urfa’nın işletmecisi Halit Deniz pazar günü sabahtan öğlene kadar 3 firmadan yaklaşık 500 kişinin Batı’ya doğru yola çıktığını anlatıyor. “Nerede akrabaları varsa, nerede iş bulabileceklerini düşünüyorlarsa oraya doğru gidiyorlar” diyen Deniz, en çok gidilen illerin İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana olduğunu söylüyor.

KOBANİLİLERE İNDİRİM

Tatlıses firmasında da durum benzer. Firmanın işletmecisi İbrahim Baz, cumartesi sabahından pazar günü öğlene kadar ilçedeki 3 firmadan yaklaşık 2 bin 500 kişinin Batı’ya doğru yola çıktığını anlatıyor: “Normalde haftasonu bizden 15 kişi falan giderdi. Şimdi günde 1000’e yakın kişiyi gönderiyoruz. Çoğunluk büyük şehirlere gidiyor. Fiyatlarda ise Kobanililer’e özel indirim var. Normalde 90 lira olan İstanbul biletleri 80 liraya; 40 lira olan Mersin, Adana biletleri ise 30-35 liraya satılıyor.
Suruç Belediyesi Başkanvekili Mustafa Demirtaş ise gidenlere yönelik herhangi bir resmi işlem yapılmıdığını belirterek, “Gelenlerden diğer illere gitmek isteyenlerin herhangi bir izin almasına gerek duyulmuyor. Herhangi bir kayıt da tutulmadığı için isteyen istediği yere gidiyor” diyor. (Milliyet)

YORUMLAR 8
  • ercan şen 9 yıl önce Şikayet Et
    çok tehlikeli bir durum.. bu insanlar başı boş kontrolsüz gönderilmemeli. aralarında her türlü insan olabilir. kayıt altına alınmalı ve kamplarda kalmalı. Türkçe bilmiyor hiçbiri nasıl anlaşacaklar...vatandaşla karşı karşıya getirilmemeliler.
    Cevapla
  • onbasi77 9 yıl önce Şikayet Et
    istanbulun cok yer var.... o kadar zoruma gidiyorki..türkiyeye silah cekenlere vardim yataklik yapanlar türkiyenin ekmegini yiyecek..istanbulun göbegine elini kolunu salayarak gezecekler ,,,politika yok kardesim bizim ülkemizde mülteci nasil bu sekilde salinir ya ,,,,
    Cevapla
  • hasanzafergülten 9 yıl önce Şikayet Et
    NE OLACAK PEKİ. Binlerce insan büyük şehirlere gelip ,bulduğu yere yerleşecek,ne olacak peki,bu aç ve parasız,evsiz insanlar ne yapacak,devlet hangisine yetecek.... ve böyle oluncada bu insanlar açlıktan kasabalara ,şehirlere inen kurt sürüleri gibi sağa sola saldıracaklar, dilenecekler,çalacaklar,kanunsuz işlere bulaşacaklar,kaçak işçi çalıştıran yerleri dolduracaklar . ve ileride akılları başlarına gelip, iyice tutunmaya başladıklarında Türkiye den hak iddia edip başkaldıracaklar,başımıza birer teörist kesilecekler. YETKİLİLER BUNLARI HESAP EDEMİYOR MU.
    Cevapla
  • N.AYBARS 9 yıl önce Şikayet Et
    Yapılan yardımları kimse eleştiremez lakin asayiş için de süreç iyi yönetilmesi gerekiyor.. Ben işin ekonomik boyutunda değilim.Düşene yardım edilmelidir.Bununla paralel olarak da güvenlikde yabana atılmamalı.İslamda tevekkül vardır.Yani bir emek , eylem , uğraş her ne ise yapmadan işler yoluna girmez.Ben içeri aldım gerisi Allah Kerim diyerek toplumda ki asayişi sağlamayazsınız.Zaten ceza kanunumuz caydırıcı değil , son zamanlarda cinayet , hırsızlık aldı başını gidiyor.Birde kayıtsız insanların batıya göç etmelerine göz yumarsak bu felaket olur.Toplumsal dinamitleri düşünmeden , oluşabilecek işşizlik , kaos , başıboşluğu düşünmeden bu tür bir uygulama çok yanlış olur.Hemen ! bu insanların batıya göçünü eleştirmeyi maneviyatsızlık olarak görmeyin !!!!.Siz kpss sınavına girerken üstünüsü ararlar ya . Aslında aramasalar kopya çeken %0,1 geçmez.Ama herkezi ararlar . Aynı hesap işte. Hem kendi halkımız mağdur etmeyen, hemde yardımı düzenli yapalım.En iyi çözüm tampon bölge galiba
    Cevapla
  • hakan asil 9 yıl önce Şikayet Et
    Bir kayıt tutulmalı. Böyle olmaz. Bu insanları kamplar oluşturup barındırmalı. Önümüz kış. Bu insanlar sokaklarda yatamaz. Sokaklarda yatanlar her türlü kötülüğe uğrayabilir uğratabilir. Kobani ve ya diğer yerlerden gelen bu insanlar ülkemizde dilenecek hale getirilmemeli.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Yeni gelişmeyi duyurdular! İsrail ve Hamas'tan beklenmedik ateşkes adımı!
Başkan Erdoğan'dan dev operasyon sinyali: Sınırımız komple garanti altına alınacak