4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'nin ardından

Avrupa'nın en önemli ve en eski arıcılık birliklerinden Apislavia'nın 20. Kongresi ile eş zamanlı düzenlenen 4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'nin Değerlendirme Raporu yayımlandı

4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'nin ardından
4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'nin ardından
GİRİŞ 19.11.2014 14:07 GÜNCELLEME 19.11.2014 14:07

Avrupa'nın en önemli ve en eski arıcılık birliklerinden Apislavia'nın 20. Kongresi ile eş zamanlı düzenlenen 4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'nin Değerlendirme Raporu yayımlandı.

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkan Yardımcısı Ziya Şahin, Menteşe Öğretmenevi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Apislavia'nın 20. Kongresi ile eş zamanlı düzenledikleri 4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi'ne 30 ülkeden bin 800 katılımcının kayıt yaptırdığını, kongrede 171 bildiri sunulduğunu söyledi.

Kongre sonunda hazırlanan Değerlendirme Raporu'nun yayımlandığını bildiren Şahin, kongrede sunulan bildirilerde Türkiye ve dünya genelinde arı ırklarında genetik bir kirlenme yaşandığı, bunun önüne geçilememesi halinde toplu arı ölümleri ile karşılaşılabileceğinin ortaya konulduğunu kaydetti.

Türkiye'nin, dünyadaki arı ırklarının yaklaşık yüzde 20’sini barındıran bir gen merkezi durumunda olduğunu vurgulayan Şahin, genetik çeşitliliğin ve zenginliğin korunması gerektiğini dile getirdi.

Şahin, yurt dışından damızlık dahi olsa ana arı ithalatının önlenmesinin hayati önem arz ettiğine dikkati çekerek, aksi halde genetik kirlenmenin artacağını, genetik çeşitlilik ve zenginliğin heba olacağını kaydetti.

Türkiye'de ciddi bir damızlık ana arı sorunu bulunduğunu belirten Şahin, şöyle devam etti:

"Yetkili kurumlarımız çok acilen ana arı yetiştiriciliği konusunda sistemli ve etkili bir düzenlemeye gitmelidir. Bölgesel bal arılarının ıslahına yönelik çalışmalara hemen başlanmalıdır. Arı ıslahında Varroa ve Amerikan yavru çürüklüğüne dayanıklı hatlar oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Ülkemizdeki ticari ana arı üretimi hiçbir şekilde özüne uygun yapılmamaktadır. Bu konu kamu, üniversiteler, birlikler ve arıcılarca bilinmesine rağmen gerekli önlemler alınamamıştır. Ülke arıcılığının geleceği açısından konuyla ilgili gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır."

Şahin, dünya ve Türkiye arıcılığının yapısal analiz ve sorunlarının değerlendirildiği kongrede Türkiye'de üretilen çeşitli balların, özellikle çam balının standardının belirlenmesi ve dünyada kabul görmesinin sağlanması için bilimsel çalışmalar yapılmasının kararlaştırıldığını anlattı.

Kongrede ele alınan konuların başında Bal Borsası'nın geldiğinin altını çizen Şahin, şöyle konuştu:

"Bal borsasına gerekli destekler verilmeli, üreticiyi özendirici eylemler hayata geçirilmelidir. Lisanslı depoculuk sistemine geçilmelidir. Kalite konusunda sorumluluk alan birlikler pazarlamada da söz sahibi olmalı ve ekonomik olarak desteklenmelidir. Arıcı kayıt sistemi detaylandırılarak bal, polen, propolis, arı sütü ve arı zehri gibi bütün ürünlerin üretimleri kayıt altına alınmaları sağlanmalıdır. Ülkemizde arılar için ruhsatlandırılmış ilaçların etkinlik çalışmaları yapılarak etkisi azalan ilaçların yerine alternatif ilaç ve mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi için üniversitelerle ortak çalışmaların yapılması gerekmektedir. Arı keklerinin hayvan yemleri ile aynı sınıfta bulunmaması, belirli bir standart çerçevesinde üretilip pazarlanması yerinde olacaktır."

Arıcılığın özellikle kırsal kesimde on binlerce aile için geçim aracı ve yaşam kaynağı olduğunu ifade eden Şahin, toplumun sağlıklı beslenmesine önemli katkılar sağlayan arıcılığın öneminin arttığını, bu nedenle arıların insanlık için icra ettikleri fonksiyon ve arı ürünleri konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret etti.

Türkiye'nin kaliteli bal üretim ve ihracatı açısından gerekli koşullara sahip olduğunu dile getiren Şahin, şunları söyledi:

"Bu potansiyelden yararlanabilmek için üretim uluslararası talep ve standartlara uygun olarak yapılmalıdır. Üretim maliyetini rekabet edilebilir düzeylere çekebilmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, üniversiteler, üreticiler ve ihracatçı birlikler ortak eylem planları geliştirip uygulamalıdır. Kovan başına verimi ve ürün çeşitliliğini artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bölgesel ve monofloral balların standartları hazırlanmalıdır. Üreticiden tüketiciye satış kanalları açık tutulmalı, arıcılar teşvik edilmelidir. Bal ve diğer arı ürünlerinin pazarlanmasında AB’de kooperatiflerin üreticinin rekabet şansını artırıcı rolleri göz önüne alınarak ülkemizde de üreticilerin pazar gücünü artırıcı sistemler geliştirilmelidir. Ulusal marketlerde üretici birliklerine yer verilmesi
sağlanmalıdır."

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Hükümetin önündeki en zor problem... Rakamlar her yıl kötüye gidiyor
İsmailağa Cemaati'nin yeni lideri belli oldu