"1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası"

Başbakan Yardımcısı ve Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Bülent Arınç, "Spesifik olarak değerlendirildiğinde madde bağımlısı ile ailesinin yaşadığı dram olarak algılanan ve büyük üzüntüyle karşılanan uyuşturucu belası, geniş perspektiften bakıldığında sonuçları itibarıyla toplumumuzun geleceğini, huzur ve güvenliğini tehdit edebilecek potansiyel taşımaktadır" dedi.

"1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası"
"1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası"
GİRİŞ 28.11.2014 13:33 GÜNCELLEME 28.11.2014 13:33

ATO Congresium'da düzenlenen "1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası"nda yaptığı konuşmada, Arınç, anayasada yer alan ifadesiyle herkesin sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu söyledi.

Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığını koruduğunu, gençleri alkol, uyuşturucu madde, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan uzak tutacak tedbirleri aldığını vurgulayan Arınç, esasen bireylerin sağlık, huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürebilmesi, gelecek nesillere güzel mirasın bırakılabilmesi için bu tedbirlerin alınmasının zorunluluk olduğunun altını çizdi.

Arınç, bu bilinçten yola çıkan hükümetleri için, vatandaşların eğitim, sağlık ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi, herkesin sosyal güvenliğe kavuşturulması, hayat standartları ile yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve özellikle uyuşturucuyla mücadele edilmesinin, öncelikli konular arasında yer aldığını belirtti.

İnsanlara daha nitelikli sağlık hizmeti vermek amacıyla Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı başarıyla uyguladıklarına işaret eden Arınç, bütün sağılık hizmetlerinin tek çatı altında toplandığını, helikopter, uçak ambulans hizmetlerinin devreye sokulduğunu, mevcut tesislere ilave olarak 14 ilde dev şehir hastanelerinin inşasına başlandığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, sağlık hizmetleri alanında Avrupa standartlarının üzerine çıkıldığını ifade ederek, "Ancak yapılan tüm bu güzel çalışmaların yanında maalesef toplumda uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığı gibi arzu edilmeyen çeşitli risk faktörleri de ortaya çıkmaya başlamıştır. İç göç, sanayileşme, kentleşme ve küreselleşme gibi burada bir kısmını sayabileceğimiz sosyal değişkenler hem suç çeşitliliğini artırmış hem de uyuşturucu kullanımının yaygınlaşmasına neden olmuştur" değerlendirmesinde bulundu.

"Uyuşturcu suçları artış eğilimi gösteriyor"

Uyuşturucu suçlarının sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde artış eğilimi gösterdiğine ve tıpkı terör gibi insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde değerlendirildiğine dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:

"Birkaç örnek vermem gerekirse, 15-24 yaş arası uyuşturucu maddeyi en az bir kere deneme oranı AB ortalaması yüzde 29,7 iken Türkiye'de bu oran yüzde 2,7'dir. Türkiye'de uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle yatarak tedavi gören kişi sayısı 2004'te bin 417 iken, 2013'te 11 bini aşmıştır. 2013 verilerine göre, Türkiye'de uyuşturucuya bağlı doğrudan ölüm sayısı 232, uyuşturucuya bağlı dolaylı ölüm sayısı 416'dır."

Devletler global ölçekte ortak hareket ediyor gibi gözükse de özele indirgendiğinde her ülkenin öncelikle kendi vatandaşlarını korumaya yönelik tedbirler aldığını dile getiren Arınç, uyuşturucu kullanımının bir taraftan sağlığa zarar verdiğini diğer taraftan bedensel, zihinsel ve ruhsal çeşitli hastalıklara neden olduğunu, ayrıca ekonomik ve sosyal bir maliyet olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

Arınç, "Spesifik olarak değerlendirildiğinde madde bağımlısı ile ailesinin yaşadığı bir dram olarak algılanan ve büyük bir üzüntüyle karşılanan uyuşturucu belası, geniş perspektiften bakıldığında sonuçları itibarıyla toplumumuzun geleceğini, huzur ve güvenliğini tehdit edebilecek bir potansiyel taşımaktadır" ifadelerini kullandı.

Sadece bireysel ve toplumsal sağlık için değil, devletin bekası ve milletin varlığını idame ettirebilmesi için de uyuşturucuyla mücadelenin büyük önem taşıdığını vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:

"İllegal yapılar tarafından uyuşturucudan elde edilen gelirle terör finanse edilmektedir. Buradan kazanılan para, silah ve mermi olarak bize geri döndürülmektedir. Ekmeğine yağ sürülen örgüt mensupları, kamu düzenini, emniyet ve asayişi bozmaya yeltenmektedir.

Dolayısıyla bu tehditleri bertaraf edebilmek için sürdürülebilir bir yapı içerisinde ilgili tüm kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleriyle işbirliği ve koordinasyon yapılarak gerekli tedbirlerin alınması, başta gençlerimiz olmak üzere tüm kamuoyunda bir refleks ve farkındalık oluşturulması, eğitim ve önleme faaliyetlerine önem verilmesi gerekmektedir."

"Bakanlar Kurulumuzun ilk gündem maddesi bu olmuştur"

Bülent Arınç, bu doğrultuda uyuşturucunun engellenmesi, arz ve talebinin ortadan kaldırılması, bağımlılara tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin kaliteli şekilde sunularak, onların topluma yeniden kazandırılması amacıyla Uyuşturucuyla Mücadele Acil Eylem Planı Taslağı hazırlandığını ve 22 Eylül'deki Bakanlar Kurulu'nda özel gündem olarak ele alındığını bildirdi.

Arınç, "62. Hükümetimizin ve Sayın Başbakanımızın 6 Eylül'de güvenoyu aldığını düşünürsek, Bakanlar Kurulumuzun ilk gündem maddesi bu olmuştur" diye konuştu.

Toplantıda, Başbakan Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere tüm bakanların öneri, eleştiri ve taleplerini dile getirdiğini anlatan Arınç, önleme, tedavi ve tedavi sonrası rehabilitasyon olmak üzere üç aşamada ele alınacak sürecin yönetimi için yeni bir modelin öngörüldüğünü bildirdi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kapsamda, 21 Ekim 2014'te başkanlığını bendenizin yaptığı, konuyla ilgili 8 bakan ya da bakan yardımcısı ve ilgili müsteşar yardımcılarının katıldığı toplantıda, Bakanlar Kurulu'nda dile getirilen öneriler, Uyuşturucu Şurası taslak programı, konuyla ilgili Başbakanlık genelgesi taslağı, metruk binaların yıkım süreciyle ilgili mevzuat, bütçe ve kadro durumu, narkotimlerin kuruluş ve görevlendirilme süreci, uyuşturucuyla mücadelede yerel koordinasyon, iletişim stratejisi ve benzeri konular görüşülmüştür.

Karşılıklı işbirliği ve ortak akılla yaptığımız yoğun çalışmalar sonucunda hazırladığımız Uyuşturucuyla Mücadele Genelgesi, Sayın Başbakanımızın imzasıyla 13 Kasım 2014'te Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Başkanlığımda Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor, Gümrük ve Ticaret, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlarımızın katılımıyla Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek Kurulu oluşturulmuştur. Ayrıca ilgili kurum ve kuruluşların müsteşar yardımcısı düzeyinde temsilcilerinin katılımıyla planlanan Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu ve bu kurula teknik destek vermek üzere görevlendirilen Uyuşturucuyla Mücadele Teknik Kurulu, yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir."

Uyuşturucuyla mücadelenin yerel koordinasyonu için 18 ve 19 Kasım'da, Ankara'da 81 ilden gelen vali yardımcılarıyla çalıştay yapıldığını belirten Arınç, İmar Kanunu ve diğer hukuki düzenlemeler göz önünde bulundurularak metruk binalar konusunda alınabilecek tedbirlerin planlandığını söyledi.

Arınç, bugün de geniş katılımla 1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası'nın gerçekleştirileceğini, Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı Taslağı'nın görüşe sunulacağını, şurada oluşturulacak en az 15 grubun değerlendirmeleri sonucunda bilimsel çalıştay raporları hazırlanacağını, gelecek 10 yıllık dönemde izlenecek yol haritasının netleştirileceğini bildirdi.

Daha huzurlu, güvenli ve sağlıklı Türkiye için uyuşturucuyla mücadelenin uzun soluklu bir süreç olarak ele alındığını dile getiren Arınç, şurada yapılacak katkılar doğrultusunda hazırlanacak kısa, orta ve uzun vadeli planlarla 2023 vizyonuna başarıyla ulaşılmasının hedeflendiğine işaret etti.

Şurada 2 bin civarında konuğun bulunduğunu anlatan Arınç, bunların 600'ünün tamamen katılımcı olarak, 15 çalışma grubu içerisinde bizzat faaliyet göstereceğini sözlerine ekledi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Rekorları altüst etti! Mükafatı kaptı: Okan Buruk'a yüzde 150 zam
Japon deprem uzmanından yeni uyarı! 'Asıl fay daha kırılmadı'