Filistin'in UCM dahil 20 uluslararası anlaşma için imza atması

Filistin, üye olması durumunda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) İsrailli yetkililer hakkında dava açabilecek

Filistin'in UCM dahil 20 uluslararası anlaşma için imza atması
Filistin'in UCM dahil 20 uluslararası anlaşma için imza atması
GİRİŞ 05.01.2015 15:01 GÜNCELLEME 05.01.2015 15:01

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) de aralarında bulunduğu 20 uluslararası anlaşmaya taraf olmak için attığı imza, savaş suçlarını yargılama yetkisine sahip UCM’yi yeniden gündeme taşıdı.

Birleşmiş Milletler’e (BM) "üye olmayan gözlemci devlet" statüsünü kazandıktan sonra UCM’ye de katılma hakkı kazanan Filistin, mahkemeye üyelik sürecinin sonuçlanması durumunda İsrailli yetkililer hakkında UCM'de dava açabilecek. UCM'nin işleyiş prensiplerine göre İsrailli yöneticiler, gelecekte işleyecekleri suçlar konusunda sorumlu tutulabilecek.

Merkezi Lahey’de bulunan UCM, bölgede işlendiği iddia edilen suçlar konusunda her iki tarafın yöneticilerini yargılama yetkisini elde edecek. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El-Malki, geçen yıl UCM’yi ziyareti sırasında uluslararası mahkemenin her iki tarafı yargılama yetkisini kabul etmeye hazır olduklarını dile getirmişti.

UCM, devletleri değil kişileri yargılama yetkisine sahip

UCM, 17 Temmuz 1998 tarihli "Roma Statüsü" ile kurulmuş ve 1 Temmuz 2002 yılında çalışmalarına başlamıştı. Soykırım, insanlığa karşı suç, savaş ve saldırı suçlarına bakan UCM, kuruluş itibariyle devletleri değil, kişileri yargılama yetkisine sahip.

Mevcut anlaşmalara göre UCM, 1 Temmuz 2002'den önce suçlara bakamıyor. UCM’ye taraf olan ülkeler de üyeliklerinin başladığı tarihten sonra işlendiği ileri sürülen suçlar için dava açma hakkına sahip. Dolayısıyla Filistin yönetimi, üyeliğinin kesinleştiği tarihten sonra topraklarında işlenen olası suçları UCM'ye taşıyabilecek. Filistin'in, soykırım, insanlığa karşı suç, savaş ya da saldırı gibi suçların yanı sıra İsrail’in yerleşim yerlerini genişletme planları konusunda da mahkemeye başvurması bekleniyor. İsrail devletinin UCM’ye üye olmaması, Filistin’in üyelik sürecinde herhangi bir olumsuzluğa neden olmuyor.

Roma Anlaşması’na göre UCM, üye bir devletin topraklarında başka bir ülke vatandaşı tarafından işlenen suçlara bakmakla yetkili. UCM, suçu işleyen kişinin uyruğunda bulunduğu devletin üye olup olmadığını dikkate almıyor.

UCM’ye üye olduktan sonra Filistin, doğrudan mahkemeye başvurarak suç işledikleri iddia edilen kişiler hakkında dava açabilecek. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi de oy birliğiyle UCM savcısına görev verebilecek. UCM başsavcısı da mahkemenin ön dava biriminden karar çıkartarak kendi inisiyatifiyle taraf devletlerde işlenen suçlarla ilgili dava açma yetkisine sahip.

UCM’nin alanına giren suçların soruşturulmasında öncelikle taraf devletlerin ulusal yargı organları yetkili. Mahkemenin çalışma şartlarına göre suçlanan bireylerin önce kendi ülkelerinde yargılanması gerekiyor. Tamamlayıcılık ilkesi olarak adlandırılan bu durum göz önüne alındığında Filistin, üye olduktan sonra haklarında dava açacağı İsrailli yetkililerin önce kendi ülkelerinde yargılanmaları bekleyecek.

UCM, ancak adalet ulusal düzeyde sağlanamadığında, ulusal yargı sisteminde tüm yollar tükendiğinde, iç karışıklıklardan dolayı yargı sistemi çöktüğünde ya da yargılama hiç başlatılamadığında devreye girebiliyor.

Ulusal düzeydeki yargılamanın adil olup olmadığına da UCM’ye bağlı hakimler karar veriyor. Roma Anlaşması'na göre mahkemeye taraf olan devletler, herhangi bir soruşturma açılıp sonuçlanana kadar UCM ile işbirliği yapmak zorunda. Üye olmayan devletlerin ise böyle bir zorunluluğu yok. Bu açıdan bakıldığında mahkemeye üye olmayan İsrail’in, yöneticileri hakkında açılacak olası bir davada UCM’yle işbirliği zorunluluğu bulunmuyor.

UCM’nin icra gücü bulunmuyor

Doğrudan icra gücü olmayan, sanıkları ve tanıkları mahkemeye getirme, tutuklama emirlerini gerçekleştirme yetkisi bulunmayan UCM’nin herhangi bir tutuklama veya yakalama kararını yerine getirebilmesi uluslararası toplumun yardımına bağlı.

Mahkemenin hakkında tutuklama veya yakalama emri çıkardığı bir kişi, UCM’ye üye bir devlete gittiğinde tutuklanabilir, üye olmayan devletler ise bu kararı uygulamak zorunda değil.

Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkındaki karar, bu konuda örnek teşkil ediyor. UCM, 2009 yılında El Beşir hakkında yakalama kararı vermişti. Sudan Devlet Başkanı mahkemeye üye olmayan bazı ülkelere rahatlıkla seyahat etmişti. UCM’ye üye Kenya’daki bir mahkeme ise ülkeye giriş yapması durumunda El Beşir’in tutuklanmasına karar vermişti.

Filistin’in açacağı olası bir davada, yargılama sırasında ya da yargılama sonunda haklarında yakalama ya da tutuklama kararı verilecek İsrailli yetkililer için de aynı durum söz konusu olacak. Bu şahıslar UCM’ye üye ülkelerdeki mahkemelerin alacağı karar doğrultusunda tutuklanabilecek.

UCM tarafından tutuklu yargılananlar için Lahey’de BM’ye bağlı bir hapishane bulunuyor. Yargılama sonunda haklarında mahkumiyet kararı verilenler ise cezalarını taraf devletlerdeki cezaevlerinde çekiyor.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
CHP kurultayı iptal edilebilir! Delege tezgahı ortaya çıkıyor
Muharrem İnce'den Özgür Özel'e çok sert tepki! Flaş İzmir uyarısı!