Sare Davutoğlu'ndan ders gibi sözler

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, "Bir erkeğe eşine vurmak yakışmaz, erkeğe ancak eşine vurulmak yakışır" dedi.

Sare Davutoğlu'ndan ders gibi sözler
Sare Davutoğlu'ndan ders gibi sözler
GİRİŞ 27.01.2015 15:35 GÜNCELLEME 27.01.2015 21:54
Bu Habere 16 Yorum Yapılmış

Kadına Yönelik Şiddeti Engellemek ve Şiddet Mağduru Kadınların Sesini Duyurmak Amaçlı Wo/Men for Women Projesinin kapanış toplantısına, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu da katıldı.

SORUMLULUK ALMAK ZORUNDAYIZ

Toplantıda son olarak kürsüye çıkan Sare Davutoğlu, günümüz toplumlarının önemli sorunlarından birinin kadına yönelik şiddet olduğunu belirterek, "Hepimiz bu sorunun çözümü için bir şekilde sorumluluk almak zorundayız. Bu ülkede kadına yönelik şiddeti konuşuyor olmak hepimizi üzüyor. Şiddete yol açan kültür doğrudan geleneklerden, törelerden kaynaklandığı gibi aynı zamanda modern insanın baş edemediği karmaşık problem alanlarından da kaynaklanıyor" dedi.

KADINA ŞİDDET GELİŞMİŞ TOPLUMLARIN DA SORUNU

Kadına yönelik şiddetin gelişmiş Batı toplumlarında da olduğunu istatistiklerle anlatan Davutoğlu, "Coğrafya, Kültür, inanç ve değerler değişse de şiddet gerçeği değişmiyor. Şiddet yaş, din, ırk, ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyinden bağımsız evrensel bir hal almış durumda. Kültürleri ve gelenekleri mahkum etmeden önce düşünmek, her şeyi düşünerek yerli yerine koymak durumundayız. Eğitim düzeyi yüksek şehirli kesimlerde de kadınlar şiddete maruz kalıyor" diye konuştu.

ERKEĞE KADINA VURMAK DEĞİL, VURULMAK YAKIŞIR

Çocukken ailelerinden şiddete tanık olmuş erkeklerde şiddet eğiliminin daha fazla olduğuna dikkat çeken Sare Davutoğlu, "Toplumda güzel örneklerini gördüğümüz, kadına değer veren eşimiz, babamız, erkek kardeşlerimizi her daim örnek göstermeliyiz. Biraz önce belediye başkanımız güzel bir slogan hediye etti bu çalışmalara, aslında bizim toplumumuzda çok güzel atasözlerimiz vardır. Anadolu'da hep söylenir, ' erkeğin kötüsü karısını, kadının kötüsü çocuğunu döver' derler mesela Orta Anadolu'da, Konya'da. Erkek aslında koruyucudur bizim kültürümüzde. Bunu yeniden ön plana çıkarmamız, erkeğe gerçekten kadına vurmak değil vurulmanın yakıştığını, kadını korumanın, çocuğu korumanın, çevreyi, doğayı korumanın yakıştığını vurgulamamız gerekiyor" dedi.

YASAL DÜZENLEMELERE VURGU

Yaşanan şiddet olaylarını en aza indirmek mümkünse yok etmek için yasal düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, “Şiddete uğrayanların, şiddete yönelenlerin karşısındaki çaresizliği azalacak, sahipsiz olmadıklarını hissedecekler. Aile, akrabalar, sivil toplum ve devlet olarak hep birlikte onlara çaresiz ve sahipsiz olmadıklarını hissettirebilirsek işte o zaman caydırıcılığımız artmış olacak" diye konuştu.

ÇOCUK EĞİTİMİNE DİKKAT

Annelerin evlatlarını yetiştirirken şiddete başvurmamalarının önemine değinen Sare Davutoğlu, "Şiddet görenler, şiddet uygulama eğiliminde oluyorlar. Onun için aslında masum gibi görünen, ufak tefek vurmaların, azarlamaların gereksiz cezaların, çocuğun özellikle hak etmediği zamanda ya da yaptığı hataya orantısız olarak sert verilen cezaların, çocuğumuzdaki şiddet eğilimini kamçılayabileceğini unutmamalıyız" diye konuştu.

Şiddetin öğrenilmiş bir davranış olduğunu tekrarlayan Davutoğlu, kitle iletişim araçlarının şiddeti özendirici yayınlardan kaçınmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.

YORUMLAR 16
  • tebrıkler 9 yıl önce Şikayet Et
    kultur ılım boyle bırşey helal olusun
    Cevapla
  • sami 9 yıl önce Şikayet Et
    Hanımefendi doğru söylemiş ancak dışarıda süslenip püslenen kadın evde eşine aynı ilgi alâkayı göstermiyorsa adamcağız nesine vurulsun ? Türk kadını evlenince bakım makım hepsi rafa kalkıyor. Evde pijamalarla gezmeler,kilo almalar..doğru söz ama gerçekte böyle yapacak birşey yok..
    Cevapla
  • necmeddin 9 yıl önce Şikayet Et
    Ayrıca devletin aile içine zaruret olmadığı müddetçe müdahil olmaması gerekir. çünkü devletin karışması ancak görünüşte problemi çözüyor gibi gösterirken sadece sorunun üstünü örtmektedir. hatta sorunları içinden çıkılmaz ve çözülemez hale getirmektedir. Mesela ortada şiddet dahi yokken kocasına kızması nedeniyle kadının sadece şikayeti ile otomatikman sorgusuz sualsuz koca, evinden 1 ay uzaklaştırılmakta, daha sonra bu süre yargı kararıyla uzatılabilmektedir. bu da erkeklerin zoruna gitmektedir. bu gibi durumlar, esasında olmayacakken cinayete kadar varan durumlara yol açmaktadır.
    Cevapla
  • necmeddin 9 yıl önce Şikayet Et
    doğru diyorsunuz. erkeğe vurmak yakışmaz, vurulmak yakışır. kadına yönelik şiddeti konuşurken tek taraflı olarak bakmamak lazım. dövmeyi savunmamakla birlikte dayak olaylarında erkeği hayatından bezdiren, zıvanadan çıkartan yani kocasına psikolojik şiddet uygulayan kadınları da değerlendirmenin içine almak lazım. unutulmamalıdırki psikolojik şiddetin, fiziksel şiddetten daha çok zarar verdiği, etkilerinin daha uzun sürdüğü, hatta hiç atlatılamadığı durumlarda vardır. Adam öldürme olayında dahi öldürmenin altındaki sebepler araştırılır varsa bir haksız tahrik ceza indirilir. kadına yönelik şiddet denen konuda da kadının tahriki ve psikolojik şiddeti de araştırılıp dikkate alınmalıdır.
    Cevapla
  • Misafir 9 yıl önce Şikayet Et
    kadın boşandıktan sonra asalak bir şekilde boşanmış eski kocasına el açtırmak ne kadar doğru kadını dilenci ettiniz
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Uzman isimden dikkat çeken faiz yorumu: ‘Merkez’ sürpriz yapabilir
Şifre Irak hükümet sözcüsünün sözleri mi?