Taşeron İşçi Kamu kadrosuna alınacak mı

Bakan Çelik taşeron işçi konusunda açıklama yaptı. Taşeron son dakika haberleri ve tüm gelişmeler siteniz haber7.com'da

Taşeron İşçi Kamu kadrosuna alınacak mı
Taşeron İşçi Kamu kadrosuna alınacak mı
GİRİŞ 10.03.2015 09:35 GÜNCELLEME 10.03.2015 09:34
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Taşeron işçi yasası ile ilgili haberler oldukça çok merak edilirken, taşeron işçiye kadro verilecek mi yoksa verilmeyecek mi merak ediliyor. Taşeron işçi son dakika haberleri ve tüm gelişmeler siteniz haber7.com'da

TAŞERON İŞÇİ HABERLERİ

Hangi tarih sonrası taşeron işçiler kıdem tazminatını alacak?

Yönetmelik taşeron işçisi için torba kanun yürürlük 11/9/2014 tarihini esas alıyor. Bu tarihten önce iş sözleşmesi feshedilmiş olan işçilere kıdem tazminatı ödenmeyecek. Bu tarihten sonra çalışmasını sürdürenlerin kıdem tazminatlarının hesabında kamu kurum veya kuruluşlarında ilk işe başladıkları tarih esas alınacaktır. Kıdem tazminatı talebinde bulunan taşeron işçiler çalıştığı kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet sürelerini gösterir hizmet cetvelini almak zorunda.

Taşeron işçi kıdem tazminatını hangi durumda hak kazanır?

Kıdem tazminatını hak kazanabilmek için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre işten ayrılması gerekiyor. 

Aynı kamu kurum veya kuruluşunda çalışanlar nasıl kıdem tazminatı alacak?

1) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışan işçilerin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, bu işyerlerinde 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılan ihaleler kapsamında geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur.

2) Son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona eren işçilerin birinci fıkraya göre tespit edilen sürelere ilişkin kıdem tazminatları, ilgili kamu kurum veya kuruluşu tarafından ödenir.

Farklı kamu kurum veya kuruluşunda çalışanlara nasıl ödenir?

1) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesine tabi olarak farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak tespit olunur.

Bakan Çelikten erken emeklilik ve taşeron açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, dünyada vatandaşını 50 yaşında emekli yapan bir ülke olmadığını belirterek, "Türkiye'ye haksızlık etmeyelim, Türkiye'nin geleceğine taş koymayalım. Burada popülizm olmaz. Bu siyaset yapılmayacak bir iştir. Burada bir siyaset yaparsak, yapıldı 1991'de siyaset, benim babam da şapkayı tavana atmıştır büyük ihtimalle, şimdi 97 yaşında babam, 'Erken emekli olurum' diye" dedi.

Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine (BESOB) bağlı oda başkanları ve Kapalı Çarşı'daki "Alt Çarşı"daki esnafı ziyaret eden Çelik, bakanlığının çalışma hayatına ilişkin çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

Çelik, Bakanlar Kurulunda uzun süre tartıştıktan sonra İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasına bir madde koyduklarını hatırlatarak, "Şimdi esnaf kardeşimiz esnaflıktan ayrılmış ama 1, 2, 3 yıllık Bağ-Kur prim borcu var. Şimdi bu esnaf kardeşimizin sağlıktan yararlanma imkanı yok. Neden? 60 gün prim ödemediği zaman, sağlıktan yararlanma imkanı yok. Bir yılı aşmış prim ödeyememiş, esnaflığı bırakmış veya esnaflığa devam ediyor da prim ödeyemiyor. Bir başka ifadeyle 10 yıllık prim borcu var, dolayısıyla sağlıktan yararlanamıyor ama primleri ödeme şansı yok" diye konuştu.

Genel Sağlık Sigortasını bütün vatandaşlar için çıkardıklarını vurgulayan Çelik, kapsam içinde olmasına rağmen esnafın bundan yararlanamadığını anlattı. Bu konuda da düzenlemeye gittiklerini bildiren Çelik, şöyle devam etti:

"Ne yapalım? Prim borcu olanın primini dondurduk, emekliliğini de dondurduk, 'Kardeşim git şimdi gelir testine gir, sağlıktan yararlanmaya devam et. Ne zaman imkanın olursa, eski prim gününle prim borcunu ihya edebilirsin ve borçlanarak tekrar emekli olabilirsin ama bugün sağlıktan mahrumiyetini ortadan kaldıralım, sen de sağlıktan yararlan' diye maddeyi koyduk. Şu anda Meclis'te komisyonlardan geçti, önümüzdeki hafta, bu hafta değil, bir sonraki hafta Genel Kurul'dan geçecek. Böylece 1 milyon 300 bin esnafımızın, prim borcu olan esnafımızın sağlıktan yararlanamama gibi bir sıkıntısını tümden ortadan kaldırmış oluyoruz."

Çelik, primlerin yapılandırılmasını da gerçekleştirdiklerini, halen tam netice alınmamasına rağmen 2 milyon 200 bin kişi ve firmanın yapılandırmaya girdiğini belirterek, "Tam 4,5 milyar lira peşin olarak ödeme gerçekleşti ve 36 milyar liralık da yapılandırma gerçekleştirildi. Bunların içerisinde 1 milyon Bağ-Kur'lu kardeşimiz de bu yapılanmaya iştirak ettiler" ifadesini kullandı.

Esnaf kredileri ve faizlerle ilgili 2002'den beri çok yoğun mücadeleler verdiklerini anlatan Çelik, kredi faizlerinin minimize edilmesi noktasında önemli neticeler aldıklarını, dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da da desteğiyle 800 şubeden 200'e inen esnaf kredi kooperatif merkezlerinin bine çıktığını belirtti.

- "Bölgemizdeki ateş çemberine rağmen..."

Çelik, "Sosyal Güvenlik Destek Primi"ne bir çare bulsanız?" şeklinde talepler geldiğine de değinerek, şunları kaydetti:

"Yüzde 15 kesintiyle ilgili. O da hemen bizim masamızda duran bir konudur, çalıştığımız bir konudur şu anda. 'Hangi yaş ne şekilde, hangi dönemlerde bu konudaki kesintiyi kaldırabiliriz?' Bu çalışmayı şu anda bütün bakanlıklarımızda gerçekleştiriyoruz. İnşallah her gün iyiye, daha güzele koşuyoruz. Dünyadaki bütün sıkıntılara, problemlere, bölgemizdeki ateş çemberine rağmen, Allah'a şükür Türkiye, insanımızın şartlarını, koşullarını, iyileştirme mücadelesi içerisinde. Her şey bitti mi? O zaten mümkün değil. Aşılabilecek sorunlarla uğraşmak gerekiyor, aşılamayacak sorunları Allah vermesin. Suriye'de, Irak'ta hangi sorunu aşacaksınız? Hatta Yunanistan'da yaşanan sorunlara baktığınız zaman devasa, katmerli, aşılması zor sorunlar ama çok şükür bizimkilerin elimiz değdiği, hükümete taşındığı an bir bir çözüldüğünü görüyorsunuz."

- "Taşeronla ilgili sıkıntıların tümünü bitirmiş oluyoruz"

Bakan Çelik, bir soru üzerine, "taşeron" diye bir kavramın yaygınlaştırıldığını, aslında "alt işveren" ifadesinin daha uygun olduğunu ifade ederek, bu konuyla ilgili çok önemli bir düzenlemenin Meclis'ten geçtiğini belirtti.

Bunların gözardı edildiğini anlatan Çelik, "(Taşeron) diye ifade ettiğiniz işçilerimize bir kere 3 yıllık sözleşme yapma imkanı getirdik. Yani 11,5 ay çalışan işçiler şimdi, en az 3 yıl çalışacaklar. 3 yıllık bir iş güvencesi geldi. Yıllık izin hakları yoktu, yıllık 15 gün izin hakkını elde ettiler. Kıdem tazminat hakları yoktu, şimdi kamunun güvencesinde kıdem tazminat hakları onlara verildi. Örgütlenme hakları yoktu, şimdi sendikalı oldular, toplu sözleşme haklarını elde ettiler. Diğer işçilerin elde ettiği haklar ne ise bunların tamamı alt işveren işçisine de verildi. Şu anda bu yönüyle bir problem yok" değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, "Hangi işler asıl, hangi işler alt işveren işidir?" noktasında sorun olduğunu, bununla ilgili bir Bakanlar Kurulu kararının çıkması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O çıkmadı henüz, o çıktığı an bundan sonra yardımcı işlerle asıl işler birbirine karışmayacak. Onun çıkışı için şu anda sosyal taraflarla, sendikalarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz, böylece geleceğe dönük taşeronla ilgili sıkıntıların tümünü bitirmiş oluyoruz. Diyeceğiz ki burada çalışanlar asıl işçidir, şurada temizlik, güvenlik, yemek işini yapanlar mesela bunlar yardımcı işlerdir ama diğer işler ise asıl iştir diye bu Bakanlar Kurulu kararından sonra netleşmiş olacak ve bu kargaşa tümden bitmiş olacak. Onun için şu andaki çalışmamız Bakanlar Kurulu kararı üzerindedir. Gelecek hafta salı veya çarşamba günü sendikalarımıza bu yardımcı işlerin belirlenmesiyle ilgili görüş almamız gerekiyor, o yazıları gönderiyoruz. 'Hangi işler yardımcı iştir, siz bize gönderin' diye talepte bulunacağız. Onlardan geldikten sonra biz de Bakanlar Kuruluna sunmuş olacağız."

- "Burada popülizm olmaz"

Erken emeklilik konusunu, sosyal güvenlikte yaşanan olaylardan sonra Türkiye'de aklıselim kimsenin isteyeceği kanaatinde olmadığını vurgulayan Çelik, "Ülkede, 'kendimi, ülkemi, çocuğumu, torunumu seviyorum' diyen kim varsa bunlar erken emekliliği istemez çünkü onun acısını yaşadık" görüşlerini iletti.

Çelik, erken emeklilikten kaynaklanan sıkıntıları halen telafi edemediklerini, sosyal güvenlik reformunu yaptıktan sonra şartların giderek iyileşmeye başladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yani SSK hem zarar ediyordu hem sağlık hizmeti veremiyordu. Şimdi herkese sağlık hizmeti, ilaçları veriyoruz, sonuna kadar kapıları açtık ama diğer taraftan da emeklilik yaşı 50. Şu anda 50. Böyle bir Türkiye. Bir tane örnek yoktur, dünyada vatandaşını 50 yaşında emekli yapan bir ülke yoktur. Onun için Türkiye'ye haksızlık etmeyelim, Türkiye'nin geleceğine taş koymayalım. Burada popülizm olmaz. Bunu Meclis kürsüsünde de söylüyorum. Bu siyaset yapılmayacak bir iştir. Burada bir siyaset yaparsak, yapıldı 1991'de siyaset, benim babam da şapkayı tavana atmıştır büyük ihtimalle, şimdi 97 yaşında babam, yani 'Erken emekli olurum' diye. Öyle değil mi? Senin baban da şapkayı tavana atmıştır, demiştir ki 'Helal olsun ya 38 yaşında emekli oluyoruz' diye. Sonra bedelini çocuklar, torunlar ödüyor."

- "En genç emeklilik Türkiye'de şu anda"

Bunun doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"En genç emeklilik Türkiye'de şu anda. Yanı başımızda gidin Yunanistan'a, Bulgaristan'a, Karadağ'a, Sırbistan'a, doğuya Türk cumhuriyetlerine, Avrupa'ya nereye giderseniz gidin, 60 yaşından aşağıda emeklilik yok ama Türkiye'de 50 yaşında emeklilik var. Onun için 'Daha da erken emekli olalım' gibi bir şey demek... Petrolümüz, doğalgazımız yok, inşallah petrolü, doğalgazı çıkarırız. Geçen gün bir devletin kralı, bütün çalışanlarına birer maaş verdi. Biz de isteriz ki iki maaş verelim, maaşları üç misli artıralım, bunu istemez miyiz ama petrolün, doğalgazın olacak böyle zahmetsiz bir yerden gelirin olacak. Siz vergi veriyorsunuz, sizin verginizi en güzel şekilde kullanarak yol, köprü, Marmaray geçitleri, Bolu Tüneli'ni, Karadeniz Otoyolu'nu, Doğu Anadolu'ya duble yollar, havaalanları yapıyoruz. Sağlıkta, 60 milyar lira harcıyoruz. Hangi alana bakarsanız bakın bunlar hep verdiğiniz vergilerle oluyor. Doğru kullanırsanız vergileri vatandaşa hizmet dönüyor, doğru kullanmazsanız, ülkeyi iflasa götürürsünüz."

750 bin taşeron işçiye ek zam yolu açılıyor

Kamuda çalıştırılan taşeron işçiler toplu iş sözleşmesi imzalayarak ihalede yer alan ücretten daha yüksek ücret alabilirler. 

Taşeron işçi çalıştırmak konusunda asıl işverenler yani işi taşerona veren işverenler bütün sorumluluklardan kurtulduklarını zannediyorlar. Hâlbuki kazın ayağı öyle değil.

Alt işveren işçisinin geçirdiği iş kazasından, ödenmemiş ücretlerinden, kullandırılmamış yıllık izinlerinden asıl işveren de sorumlu. Torba yasa ile taşeron şirketin yatırmadığı ücretin hak edişinden kesilerek asıl işveren tarafından taşeron işçilerine ödenmesine dair hüküm hayata geçti. 

Yani bir bankada taşeron şirkette çalışan güvenlik görevlisi çalıştığı taşeron şirket ücretini yatırmazsa ücretini güvenliğini yürüttüğü bankadan isteyebilecek. Banka yatırılmamış ücretlerin karşılığını taşeronun o ayki hak edişinden kesecek ve güvenlik görevlisinin hesabına yatıracak.

MALİYE YÖNETMELİK YAYIMLADI

Taşeron işçileri için son dönemde atılan olumlu adımlardan bir tanesi de kamu kurumlarında taşeron işçi olarak çalışanların toplu iş sözleşmesi farkı alabilmesi oldu. Maliye Bakanlığı’nın yönetmeliği uyarınca kamuda çalıştırılan taşeron işçiler toplu iş sözleşmesi imzalayarak ihalede yer alan ücretten daha yüksek ücret alabilirler. Yani yaklaşık 750 bin taşeron işçisinin maaşına toplu iş sözleşmesi farkı eklenebilecek.

İŞÇİLER SENDİKAYA ÜYE OLACAK

Taşeron işçiler, bulundukları işkolunda örgütlü işçi sendikalarına üye olarak toplu iş sözleşmesi imzalama hakkına sahipler. Kamu kurumları ile toplu iş sözleşmesi imzalanabilmesi için, kamu kurumundaki işçilerin yüzde 40’ının sendikaya üye kaydedilmesi gerekiyor. Bu şekilde kamu ihalesinde belirlenen tutardan daha yüksek bir ücret üzerinde anlaşma olursa fark doğrudan kamu kurumları tarafından karşılanacak.

YÜKSEK ÜCRETİN YOLU AÇILIYOR

Böylelikle taşeron işçiler daha yüksek ücret alabilecekler. Ücretin dışında toplu iş sözleşmesi ile yıllık izin ve sosyal yardımlar gibi konularda iyileştirmeler yapılabilir. Yani kamuda çalışan taşeron işçiler toplu iş sözleşmesi ile ücret dışındaki yan ödemeleri ve diğer haklarını da artırabilirler. 

SENDİKALILIK SORUNU ÇÖZER

Özellikle temizlik, güvenlik gibi çok sayıda işçinin çalıştığı iş kollarında sendikaların örgütlenme faaliyetlerini daha fazla yaparak bu iş kollarında toplu iş sözleşmesi imzalayabilme yetkisine kavuşması taşeron işçilerinin sorunlarını önemli ölçüde çözebilir.

Özel sektörde taşeron kullanımı düzenlenmeli Kamudaki taşeron işçilerinin sorunlarının çözülmesi açısından önemli adımlar atılıyor. Diğer yandan taşeron kullanımı özel sektörde de çok yaygın. Bu nedenle taşeron konusunda atılacak adımların yalnızca kamudaki taşeron işçiler ile sınırlı kalmaması ve özel sektörde de taşeron kullanımını kısıtlayıcı ve taşeron işçilerinin hak kayıplarını engelleyici mekanizmaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu konuda Yargının vermiş olduğu kararların da zaman kaybedilmeden uygulanması ve hatalı taşeron kullanımı nedeniyle kadro hakkına kavuşmuş işçilere kadrolarının verilmesi gerekiyor. Sendikaya bakışı değiştirecek Diğer yandan bu düzenleme ile taşeron işçilerinin sendikalara olan bakışı da değişecek ve sendikaların önemini daha iyi kavrayabilmesi sağlanacaktır. Sendikaların taşeron işçiler ile örgütlenme faaliyetlerini yürütmesi ve toplu iş sözleşmesi imzalaması pek çok sorunun çözülmesini de sağlayacaktır. 

TAŞERON İŞÇİ SİSTEMİ

Taşeronlaşmayla ilgili bütün platformlarda açık bir şekilde konuştuğunu anımsatan Çelik, "1936 yılından beri hizmet alımı denen yapı bizim sistemimizde var. Bu 1980'lerde, 1990'larda biraz daha hızlanmış, 2000'lerde bizim dönemimizde daha fazla hızlanmış. Ben defalarca söyledim; 'bu kuralsız çalışma emeğin sömürüsüdür' dedim. Katıldığım bütün resmi toplantılarda söyledim bunu. Buna bir çeki düzen veren yasal düzenlemenin bir bölümü geçti" açıklamasını yaptı.

Hangi alanlarda hizmet alımı olacağını Konfederasyonlara belirleyeceklerini vurgulayan Çelik, hizmet alımının tümden kaldırılmasına hükümet olarak doğru bakmadıklarını söyledi.

Yemek sektörünü örnek veren Bakan Çelik, "Asıl olan işçinin hukukun korunmasıdır. Kimin yanında çalıştığı meselesi değil ki. O da iş o da iş. Ama arada büyük uçurumlar varsa, buna şiddetle karşı çıkmamız gerekiyor. Kimin yanında çalıştığı değil hangi kurallarla çalıştırıldığı önemli. Bu ayrım yapıldı, şimdi Bakanlar Kurulu kararıyla durum netleşecek ve taşeronlaşma konusuna bir noktayı koymuş olacağız" ifadesini kullandı.

 

YORUMLAR 2
  • Suat 9 yıl önce Şikayet Et
    Adsm'de Poliklinikte sözde b.işlem personeli olarak görünüp asıl işi yani asistanlık yapan birisi olarak Akp'ye seçimlerden önce bir şey yaptınız yaptınız yoksa işiniz gerçekten yaş..%41 %50 oy alma hayallerinden de vazgeçin!!' Geçti HALK Anında cezayı keser!! Unutmayın!!! Devlete ait ADSM' de Taşeron işçinin ne işi var? Sağlıkta kaliteli hizmet veriyorsan Asgari ücretle vasıfli işçi
    Cevapla
  • kadir 9 yıl önce Şikayet Et
    taşerona hiçbirşey vermeyen akp ye oy yooooooooooooook
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Emeklilere promosyon ödemesinde yeni gelişme! Anlaşma imzalandı! SGK 19 bankayı duyurdu
Fenerbahçeli eski yıldız, 'oruç' açıklamasıyla gönülleri fethetti!