Kenan Evren öldü mü? Twitter'da olay oldu

Türkiye Cumhuriyeti 7. Cumhurbaşkanı olan Evren gerçekten öldü mü? Peki Kenan Evren kimdir?

Kenan Evren öldü mü? Twitter'da olay oldu
Kenan Evren öldü mü? Twitter'da olay oldu
GİRİŞ 11.03.2015 09:32 GÜNCELLEME 11.03.2015 09:31
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Kenan Evren'in “öldüğü” şeklindeki ortaya atılan iddialar sosyal medyada büyük gündem olurken konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Yakın tarihimizin en önemli isimlerinden biri olan Kenan Evren hakkında son gelişmeler haber7.com'da

Kenan Evren'in sağlığıyla ilgili sıcak gelişme

Evren, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden tam 34 yıl sonra dönemin Milli Güvenlik Konseyi’nin (MGK) hayatta kalan tek üyesi olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile birlikte yargılandı. Duruşmalara ilerlemiş yaşı ve sağlık durumu nedeniyle Ankara GATA’dan telekonferans yöntemiyle yatar vaziyette katılan Evren, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Haziran 2014 tarihli kararıyla, “darbe” suçundan Şahinkaya ile birlikte müebbet hapse mahkum edildi.

Mahkeme, Evren hakkında yurtdışı çıkış yasağının devamına ve ayrıca ordudan da çıkarılmasına hükmetti. Bu karar, hem sanıklar hem katılanlarca temyiz edildi. Milliyet Gazetesi'nden Türker Karapınar'ın haberine göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı henüz tebliğnamesini hazırlamazken, dün sosyal medyada, halen Ankara GATA’da tedavi gören Kenan Evren’in “öldüğü” şeklinde bilgiler yayıldı.

Bu bilgilerin doğru olmadığı ve Evren’in hayatta olduğu öğrenilirken, sağlık durumunun ise iyi olmadığı, bilincinin kapalı olduğu kaydedildi.

Kenan Evren Kimdir?

Ahmet Kenan Evren 17 Temmuz 1917'de Alaşehir, Manisa'da dünyaya gelmiştir. Türk asker ve devlet adamı; Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 17. Genelkurmay Başkanı. Kenan Evren, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra devlet başkanı unvanını almış, 1982 Anayasasının halkoyuna sunulup yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye'nin yedinci cumhurbaşkanı olmuştur (1982-89).

Askerlik yaşamı

Her ikisi de Balkan göçmeni olan Hayrullah Evren (d. 1877 - ö. 1957) ile Naciye Evren'in (d. 1885 - ö. 1983) dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu doğum yeri Alaşehir'de, ortaokulu Manisa'da, liseyi İstanbul'da, Maltepe Askeri Lisesi'nde okudu. 1938'de Kara Harp Okulu'nu bitirerek topçu asteğmen, Şubat 1939'da teğmen oldu. 1940'ta Topçu Okulu'nu bitirdikten sonra çeşitli birliklerde görev yaptı. Ağustos 1942'de üsteğmenliğe yükseldi. 1946 yılına kadar çeşitli topçu birliklerinde Batarya Takım Komutanı ve Batarya Komutanı olarak görev yaptı. 1946 yılında girdiği Kara Harp Akademisi'ni 1949 yılında kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. Daha sonra Genelkurmay eğitim Şubesi kısım amirliği, 1. Ordu Harekat Dairesi başkan yardımcılığı yaptı, Kara Harp Akademisi'nde öğretmenlik etti.

1958-1959 yıllarında, Kore Savaşının ardından Güney Kore'de kalan Türk Tugayında harekat ve eğitim şube müdürü ve kurmay başkanı olarak görev aldı. Türkiye'ye döndükten sonra 1959-61 arasında Ordu Donatım Okulu kurmay başkanlığı ve 2. Ordu harekat eğitim başkanlığı görevlerini üstlendi. 227. Piyade Alayı komutanlığı, 9. Kolordu kurmay başkanlığı, Kara Kuvvetleri Okullar Dairesi başkanlığı yaptı. 1964'te tuğgeneral, 1967'de tümgeneral oldu. 58. Er Eğitim Tümeni komutanlığı ve 2. Ordu kurmay başkanlığı görevlerine atandı. 1970'te korgeneralliğe yükseldi. 2. Kolordu komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Kurulu başkanlığı görevlerinde bulundu. 1974'te orgeneral olarak Genelkurmay ikinci başkanlığına getirildi. 1976 ile 1977 yıllarında Ege Ordusu komutanlığı görevinde bulundu.

Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun'un 1 Haziran 1977'de, Kanlı 1 Mayıs'tan (1 Mayıs 1977) sonra darbe girişiminde bulunacağı iddiasıyla dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından 200 asker ile birlikte resen emekliye sevkedilmesiyle Kenan Evren'e Genelkurmay Başkanlığı yolu açıldı. Gelecekteki Genelkurmay Başkanı olmasına kesin gözüyle bakılan Ersun’un emekliye ayrılması Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki dengelerin ve kıdem geleneğinin bir anda alt üst olmasına neden oldu. Bu karışık dönem nedeniyle Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ın görev süresi bir yıl uzatılırken. Bu arada Kara Kuvvetleri Komutanlığına yani bir yıl sonra Genelkurmay Başkanı olacak isim konusunda bir anlaşmazlık başgösterdi; Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 1. Ordu Komutanı Adnan Ersöz’ü isterken, Başbakan Demirel, 3. Ordu Komutanı Ali Fethi Esener’in Kara Kuvvetleri’nin yeni komutanı olmasını istedi. Ancak Ne Demirel ne de Korutürk geri adım atmayınca her iki komutan da görev süreleri bittiğinden 30 Ağustos 1977’de emekliye ayrıldı. Böylece en kıdemli olan Orgeneral Kenan Evren, beklenmedik biçimde 5 Eylül 1977 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. 1977-78 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapan Evren, 6 Mart 1978'de Genelkurmay Başkanlığına atandı.

27 Aralık 1979'da kuvvet komutanlarıyla birlikte imzalayarak cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e gönderdiği ve "adresi meçhul mektup" olarak tarihe geçen uyarı mektubunda iki büyük siyasal partinin ülkenin sorunlarının çözülmesinde uzlaşmaya varmalarını, ülkeyi birlikte yönetmelerini öneriyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, askerlerin talebi doğrultusunda mektubu 2 Ocak 1980 tarihinde hükümet ve siyasi partilere gönderdi. 30 Ağustos 1980'de, Zafer Bayramı dolayısıyla radyo ve televizyonda yayımlanan konuşmasında alınmasını gerekli gördüğü önlemleri dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı

Kenan Evren Romanya gezisinde, Nisan 1982.

1 Temmuz 1983'te Genelkurmay başkanlığı görevini Kara Kuvvetleri komutanı Nurettin Ersin'e devrederek askerlikten emekliye ayrıldı. 4 Kasım 1983'te seçimlere iki gün kala TRT'de üstü kapalı bir biçimde Anavatan Partisi (ANAP) lideri Turgut Özal'ı eleştiren bir konuşma yaptı. Ancak Evren, bazı çevrelerce bu hareketiyle askeri yönetimin güdümünde gösterilen ve giderek zayıflayan Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin (MDP) oylarını artırmaktan çok askeri yönetime duyulan tepkiyle Turgut Özal'ın oylarını artırmayı hedeflemişti.

Milli Güvenlik Konseyi'nin varlığı, 6 Kasım 1983'deki genel seçimlerin ardından, TBMM Başkanlık Divanı'nın oluştuğu 7 Aralık 1983'te sona erdi.

Kenan Evren devlet başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı sırasında yurt içinde ve dışında birçok gezintiye çıktı. Evren ile Pakistan devlet başkanı Ziya ül Hak arasında karşılıklı ziyaretlerle pekiştirilen büyük bir dostluk kuruldu. Eylül 1982'de bir Uzakdoğu gezisine çıkan Evren, Bangladeş, Pakistan, Güney Kore, Çin ve Endonezya'yı ziyaret etti. Bu ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli bir adım atılmış oldu. Ocak 1984'te toplanan IV. İslam Zirve Konferansı'na Türkiye ilk kez cumhurbaşkanı düzeyinde katıldı. Evren konferans başkan yardımcısı seçildi. İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Komitesi başkanı olarak, İslam ülkeleri arasında ekonomik bağların güçlendirilmesini, alınan kararların bir an önce uygulanmaya konmasını istedi (15 Kasım 1984). V. İslam Zirve Konferansı'na katılan Evren, konferansın sonuç bildirisinde, Kıbrıs Türkleri ve Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumu gibi konulara yer verilmesinde etkin rol oynadı (30 Ocak 1987)

1983 Seçimlerinde iktidara gelen ANAP'ın lideri Turgut Özal ile genelde uyum içinde çalıştı. 9 Kasım 1989'da Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Evren, yerini Turgut Özal'a bıraktı.

1990'da Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'ne layık görüldü. Kasım 1990-Eylül 1991 arasında, Kenan Evren'in Anıları adıyla 6 ciltten oluşan otobiyografisi yayımlandı.

 

 

YORUMLAR 1
  • aydoğan ak 9 yıl önce Şikayet Et
    Netekim Ölüm Var Netekim Cukura Beni Atacaklar Netekim Sorgu Sual Var Netekim Cehennem AzabıVar....80 li yıllarrın paşası
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Anadolu Alimler Birliğinden seçim açıklaması! İstanbul'a dikkat çekti
Fiat Topolino Türkiye’de 449 bin TL’den satışa çıktı! İşte özellikleri...