Geçmişten Günümüze Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu

Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Geçmişten Günümüze Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu"nun öncelikli gündem maddesinin Bayburt olacağını belirterek, "Çünkü Ermeni mezalimine en çok uğrayan yerlerden biri de Bayburt. Bunu biz yazılı kaynaklardan okumadık. Bunu bizim ninelerimiz, dedelerimiz, canlı şahitler anlattı" dedi.

Tarihi önce insanların yaşadığını, ardından da kayda geçirildiğini dile getiren Coşkun, şöyle devam etti:

"Kayda geçtikten sonra da tarihi bilgi oluyor ama bu Ermeni meselesiyle ilgili bizim en büyük yanlışlarımızdan biri şudur; görgü tanıklarını tarihi vesikalara geçirmedik. Bu sözlü kültürde kaldı, insanlar bunu nesilden nesile aktardı ama her aktarım bir önceki nesile göre daha zayıf kaldı ve neredeyse şu anda bu sözlü aktarım zayıf, cılız bir bilgi kalıntısı haline geldi. Halbuki o dönemde kayda alınsaydı onların her biri birer delil, vesika olacaktı. O insanların büyük çoğunluğu vefat edip gittiler, o acıları yaşayanların, vefat edip giden o insanların, acı çeken o insanların en azından bir görüntüleri olsaydı, bir ses kayıtları olsaydı, biz onları bugün arşivlerimizde kullanır ve bize bu konuda tavırda bulunan insanlara çok rahat cevap verebilirdik."

Coşkun, yaşanan olayların üzerinden 100 yıl geçtiğini kaydederek, "100 yıl sonra hala Bayburt'taki bu Ermeni mezalimini ciddi anlamda kayda geçirmiş sayılamayız. Bunda tabii üniversitelerin payı önemli ama üniversiteler bu işleri yaparken neticede önündeki malzemeyi değerlendiriyor. Bayburt Üniversitesi yeni bir üniversite. Keşke eski bir üniversite olsaydı ve bunları daha önce yapabilseydi, kayda geçseydi. Bayburt'un bu hafızası silinmeden, tamamen yok olmadan bunu yapmak istiyoruz. Evet, birinci nesil gitti ama ikinci nesilde en azından babasından bu mezalimi duyan insanlar hala hayatta. O hayatta olan insanları da biz ikinci adım olarak kayda almak istiyoruz" diye konuştu.

"Geçmişten Günümüze Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu"nun çağrılı bir sempozyum olduğunu da belirten Coşkun, "Bu konuda uzman kişileri önceden tespit ettik, onlarla irtibat kurduk, onları özellikle davet ettik. Dolayısıyla bu çağrılı bir sempozyum oldu. İnşallah sonu da iyi olacak, güzel tebliğler çıkacak. Biz her zaman yaptığımız gibi bu sempozyumun tebliğlerini de kitaplaştıracağız, insanların istifadesine sunacağız" dedi.