Kars Avrupalı turistleri bekliyor
Binlerce yıllık geçmişiyle birçok medeniyetin kültürel izlerini barındıran Kars'ın daha çok Avrupalı turiste ev sahipliği yapması amacıyla AB ülkelerindeki tanıtımlara hız verilecek.
Kars, 2009 yılında Avrupa Komisyonunun "Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesine" (EDEN), Kültür ve Turizm Bakanlığının öncülüğünde "Kuyucuk Gölü" ile başvurmuş ve "turizm ve korunan alanlar" temasıyla ulusal destinasyon seçilmişti.
Söz konusu proje kapsamında, AB ülkelerine yönelik tanıtım kampanyası çerçevesinde, tarihi şehir ile ilgili tanıtım filmleri, belgesel ve kısa filmler bu ülkelerde gösterilecek. Avrupa Komisyonunun her türlü tanıtım olanağından yararlanacak Kars, böylece daha fazla turiste ev sahipliği yapacak.
224 farklı kuş türü barındırıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından EDEN Projesi ile ilgili düzenlenen basın turunda, Kars'ın tarihi ve doğal güzellikleriyle ilgili bilgi verildi.
Tanıtımı yapılan Kars'ın Kuyucuk köyündeki göl, kuş gözlem turizminin en önemli noktalarından biri konumuna sahip.
Avrasya-Afrika göç güzergahında bulunan ve göç mevsiminde yaban kuşlarının uğrak yeri haline gelen Kuyucuk Gölü, göç zamanı 224 farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli kuş cennetleri arasında yer alan Kuyucuk Gölü'nde, nesli tehlike altındaki Angıt türü rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Binlerce kuşun yaşam alanı olan göl, kuş gözlemi yapmak isteyen turistlerin uğrak mekanı durumunda.
Tarihi İpekyolu'na yakınlığı nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kars'ta Selçuklu, Osmanlı, Rus, Ermeni ve Gürcü mimarisinin eşsiz örnekleri de yer alıyor.
Ani Antik Şehri
Tarih boyunca Hurriler, Urartular, Kimmerler, İskitler, Karsaklar, Sasaniler ve Araplar gibi birçok medeniyetin yaşadığı Ani şehri, M.Ö 300-350 yıllarında kuruldu.
Ani şehrindeki tarihi eserler, ziyarete gelen turistleri tarihi bir serüvene sürüklüyor.
Şehrin merkezindeki, 1001 yılında yapılan Ani Katedrali, dönemin Hristiyanlarının Hac merkezlerinden ve şehirdeki en büyük eserlerden biri durumunda. Ayasofya ile aynı tarzda inşa edilen katedral, deprem ve istilalara rağmen tarihi dokusunu halen koruyor.
Şehrin doğu yönünde ise Prens Dikran Honents tarafından yaptırılan Surp Kirkor Kilisesi yer alıyor. İçi fresklerle dolu kilise, antik şehrin bugüne kadar gelebilen en sağlam eseri konumunda.
Farklı dinlere ait ibadet yerlerinin bulunduğu şehri 1064'te fetheden Selçuklu Sultanı Alparslan'ın yaptırdığı Ebu'l Manucehr Camisi de turistlerin uğrak yerlerinden birisi.
Baltık mimarisi
Osmanlı-Rus Savaşı sonunda 40 yıl boyunca Rus işgalinde kalan Kars, Baltık Mimarisi'nin eşsiz örneklerine de sahip.
Ruslar tarafından 1878-1918 yıllarında şehirde yeni bir imar çalışması yürütülerek "askeri vilayet" ilan edilen bölgede yeni bir şehir planlaması gerçekleştirildi. Özellikle 1706'da Rusya'nın kuzeyinde, Baltık Denizi çevresinde uygulanan mimari anlayış Kars'ta da uygulandı ve Hollanda'dan getirilen mühendislerce şehir yeniden inşa edildi.
Geniş caddelerin inşa edildiği şehirde, Baltık mimarisi tarzında düzgün kesme bazalt taşından binalar yapılarak giriş cepheleri sütunlar, bordür kabartma taşlarla süslendi. Şehirde, Baltık mimarisi tarzında yüzlerce bina bulunuyor.
Kümbet Camisi
Bargatlı Krallığı döneminde Kral Abbas tarafından 932-937 yılları arasında yaptırılan Kaleiçi Mahallesi'ndeki Havariler Kilisesi, bölgenin 1064 yılında Müslümanların egemenliğine girmesiyle Kümbet Camisi'ne dönüştürüldü.
Kars Kalesi
Selçuklu İmparatorluğunun fethinin ardından 1153 yılında yaptırılan Kars Kalesi, gördüğü savaşlara rağmen ayakta kalabildi.
Zirvesinden kentin tamamen görülebildiği kale, tarihi dokusuyla turistlerin ilgisini çekiyor.
