Menderes'in adı Ezanlarla yaşayacak

Ezan-ı Muhammedi'nin özgürlüğe kavuşmasının 65. yıl dönümünde Adnan Menderes Demokrasi Platformu tarafından bir açıklama yayınlandı.

Menderes'in adı Ezanlarla yaşayacak
Menderes'in adı Ezanlarla yaşayacak
GİRİŞ 16.06.2015 12:07 GÜNCELLEME 16.06.2015 12:07

Adnan Menderes Platformu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır'ın yaptığı açıklama;

Ülkemizin normal gelişim seyrinin bile engellendiği tek parti döneminde temel hak ve özgürlüklerin en önemlilerinden olan din ve vicdan özgürlüğü de maalesef yoktu; Devlet , inancını yaşamak isteyen halkla karşı karşıya getirilmişti, dedi.

İslami şeairden olan Ezan-ı Muhammedi 1932'de bir oldu bittiyle 18 sene yasaklanmıştı diyen Bayındır "Tangır Tungur'lu Tek Parti Ezan'ı" da işte o dehşetli günlerin adeta bir sembolüdür şeklinde devam etti.

Bayındır, Milletin öz değerleriyle alay edildiği, sadece ezanın değil Kur'an'ın da yasaklandığı, camilerin ahır, saman deposu yapıldığı bu dönemde Milli Mücadelenin kahraman ve muzaffer Milletiyle Devletinin arasına nifak sokulduğunu belirtti.

Bayındır Milli Marşımızda merhum Akif'in  "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" derken elbette Ezan'ın, imanın esasını dünyaya günde 5 defa ilan etmek olduğunu, i'la-yı Kelimetullah olduğunu, dinimizin farzları kadar önemli şeari olduğunu, İslam'ın sözlü bir manifestosu olup muazzam mesajlar taşıdığını, sadece vakit bildiren bir çağrı olmayıp kainatın en önemli hakikatını ilan ettiğinin bilincindeydi, dedi.

Adnan Menderes Demokrasi Platformu Başkanı Bayındır, "Laikliği din aleyhtarlığı veya din düşmanlığı şeklinde anlamak bizim iktidarımızın vicdan hürriyeti anlayışına asla uymaz." diyen Merhum Menderes'in 16 Haziran 1950'de Ramazan arefesine rastlayan o nurani günde ülkemizin semalarını ebediyen "Allahu Ekber" nidalarıyla buluşturduğunu belirtti.

Bayındır, Merhum Menderes'in Yeni Türkiye'nin temeline ilk harcı; ilk icraatı olan ve "Tek icraatım da olsa asla vazgeçmeyeceğim" dediği "Din Diliyle Okunan Ezan"la attığını, ifade etti.

Adnan Menderes'in "En büyük inkılap demokrasidir. Milletimiz demokrasiyle rüştünü ispat etmiş oldu" dediğini, "İnkılapların tutmayanlarını tutturmak gibi bir görevimiz yoktur" dediğini, "Türk Milleti Müslümandır, Müslüman kalacaktır ve Müslümanlığın icaplarını da yerine getirecektir" diye konuştuğunu ifade eden Bayındır tüm bunların  Menderes'in iç dünyasının ne kadar mü'min'ce hissiyatla dopdolu olduğunun göstergesi ve aynı zamanda da şehid edilmesinin de gizli sebepleri olduğunu söyledi.

Bayındır, Menderes'in kaleminin 16 Haziran 1950'de kırıldığını, Menderes'in "Ezan-ı Muhammedi Şehidi" olduğunu ifade etti ve Aziz Milletimiz onlarca yıldır Menderes'i hürmetle, şükranla, rahmetle anmaktadır, Menderes'in Milletimizle kurduğu gönül köprüsü ebedidir, Semalarımızda "Allahu Ekber" yankılandıkça Menderes'e rahmet okunup, Fatihalar gönderilecektir, dedi.

Bayındır, yıllarca Millete "Tanrı Uludur"lu metni dinletenlerin ne hikmetse "Felah" kelimesini "Kurtuluş" olarak çevirmediklerinden bahisle Arif Nihat Asya'nın "Biz kısık sesleriz minareleri sen ezansız bırakma Allah'ım, Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah'ım" diye yakarışının boşuna olmadığını, devrin zor şartlarının Adnan Menderes'i adeta bir İslam Kahramanı kıldığını ifade etti.

Adnan Menderes Demokrasi Platformu olarak Hükümet'ten 16 Haziran'ın "Ezan Günü" ilan edilmesini beklediklerini söyleyen Bayındır, Merhum Menderes şehid edilmeseydi Cumhurbaşkanı seçilecekti. "O Zeybek" bizim gönüllerimizin Dördüncü Cumhurreisi'dir. 16 Haziran Ezan Günü'nde Şehid Başvekil'imize Allah'tan Rahmetler niyaz ediyoruz, Nur içinde yatsın, Emaneti emin ellerdedir, dedi.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Trabzonspor 10 kişiyle final kapısını araladı
PKK/KCK'nin Almanya yapılanması sözde sorumlularından Saim Çakmak İstanbul'da yakalandı