"Devletin Çözüm Süreci'ne ilişkin yürüttüğü politikalar devam edecek"

MURAT DEMİRCİ - TBMM Başkanvekili Naci Bostancı, ""Türkiye Cumhuriyeti devletinin Çözüm Süreci'ne ilişkin yürüttüğü politikalar devam edecektir ancak her kim eline silah alıp sahaya çıkarsa ona da devlet otoritesi gerekli cevabı verecektir" dedi.

"Devletin Çözüm Süreci'ne ilişkin yürüttüğü politikalar devam edecek"
"Devletin Çözüm Süreci'ne ilişkin yürüttüğü politikalar devam edecek"
GİRİŞ 28.07.2015 12:18 GÜNCELLEME 28.07.2015 12:18

Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 Haziran seçimlerinden sonra halkın ortaya koyduğu iradenin, partilerin bir araya gelerek hükümet kurabilecekleri bir irade olduğunu belirtti.

AK Parti'nin, işbirliğine, ortak hükümet kurmaya açık bir dil ve tavırla süreci takip ettiğini dile getiren Bostancı, "Eğer diğer partilerle ortak bir hükümet kurmak durumundaysanız dikkat etmeniz gereken hususlar vardır. Bunlardan biri uzlaşmaya açık tavır" ifadesini kullandı.

Şu anda CHP'yle ağırlıklı şekilde görüşme yürütüldüğünü anımsatan Bostancı, "Birinci tur görüşmeler yapıldı, şimdi heyetler arasında belli görüşmeler yapılıyor. İnşallah 10-12 gün içerisinde netice alınacağı ifade ediliyor. Kamuoyu da zaten yakından takip ediyor. Hayırlı bir netice alınmasını ümit ederiz" diye konuştu.

- Artan terör olayları

Bostancı, son zamanlarda terör olaylarının artmaya başladığını vurgulayarak, "IŞİD, PKK ve DHKP-C terörü çok çeşitli olaylarla kendini gösterdi. Zaten terör örgütleri devlet otoritesini ortak bir hasım olarak gördükleri için aralarında ideolojik fark olsa dahi kendi aralarında iş birliği yapar. Dayanışma içinde bulunurlar, bazen birbirleriyle de çalışabilirler, esas itibarıyla karşı oldukları devlet otoritesi karşısında ortak bir safta buluşabilirler. Dolayısıyla Türkiye devleti, doğrudan terörün müsebbibi olan bu örgütlere karşı kapsamlı mücadele gerçekleştirmektir" dedi.

DAEŞ'in Irak ve Suriye coğrafyasında etkin bir örgüt olduğunu kaydeden Bostancı, "Türkiye 2013'te IŞİD'in terör örgütü olduğunu ilan etmişti. Koalisyon güçleriyle de ortak bir şekilde IŞİD'le mücadele eden bir tavır almıştı. Özellikle son zamanlarda sınırı aşarak Türkiye'nin içinde de işlediği birtakım eylemlere girişmiş olması, Türkiye'nin daha açık mücadele yapmasını gerekli kıldı. IŞİD'e karşı yürütülen mücadele budur" ifadesini kullandı.

Bostancı, PKK terör örgütünün, Çözüm Süreci başladığında silahlı unsurlarını dışarı çıkaracağını ancak çıkartmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Çözüm Süreci'nin en temel şartı ortamın silahlardan arındırılmasıdır. Bu Çözüm Süreci aşamasında, 'istikrar olsun, barış bozulmasın' şeklinde devletin dikkatli tavrı maalesef terör örgütü tarafından bir hayli istismar edildi. Sivil alanlarda etkin ve egemen olma doğrultusunda bir çabanın içine girdiler. Örgütlenmenin içine girdiler. Tabii devlet bütün bunları takip ediyor, bütün bunları görüyor ve biliyor. Son zamanlarda birtakım eylemlere de başladılar. Zaten PKK'nın çeşitli yetkilileri, yazdıkları yazılarda, yapmış oldukları açıklamalarda yeniden terör eylemine başlamak için hem vesile arıyorlardı hem de bir takım eylemler yapıyorlardı. Dolayısıyla devletin buna mutlak suretle cevap vermesi gerekiyor."

-Çözüm Süreci

Çözüm Süreci'nin Türkiye'nin bir gerçekliği olduğunu dile getiren Bostancı, "Çözüm Süreci'nin amacı, demokrasi ve özgürlük temelinde, bu ülkede kimliği ne olursa olsun insanların barış içinde yaşayacağı siyasal iklimi, toplumsal iklimi oluşturmaktır. Bunun tek paydası HDP değildir. Bunun paydası o terör örgütü değildir. Elbette bütün millettir. Herkes buna sivil iradeyle katkı sağlayıp destek verirse Çözüm Süreci başarılı olur. İzmir de bunun ortağıdır, Diyarbakır da. Bütün şehirler, bütün kesimler, bütün partiler bunun ortağıdır. Dolayısıyla Çözüm Süreci bitti, bitmedi, kimsenin tekelinde değil. Kapandı, açıldı demek öyle insanların tekelinde değil" değerlendirmesinde bulundu.

Bostancı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Çözüm Süreci'ne ilişkin yürüttüğü politikaların devam edeceğini ancak her kim eline silah alıp sahaya çıkarsa ona da devlet otoritesinin gerekli cevabı vereceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla savaş istemeyenler, çatışma istemeyenler, barış isteyenler bu seslerini teröristlere karşı yükseltmelidir. Bunlar çok lafı edilen kavramlar ama muhataplarını doğru şekilde seçmeleri gerekir. Bu muhatap terör örgütüdür. Sürekli elinden silahları bırakmayan, elindeki silahları tutabilmek için sürekli vesileler çıkarmaya çalışan, Türkiye'nin yaptığı barajları bile, Türkiye'deki her insana götürülebilecek büyük hizmet faaliyetlerini bile kendisine tehdit olarak gören kafadır. Dolayısıyla barış, çözüm isteyen, bu ülkede huzur içerisinde, ortak bir iradeyle yaşamak isteyen teröre karşı çıkmalıdır. Terör kimlikleri istismar edebilir ama şu demokratik Türkiye atmosferinde terörün hiçbir tutarlı, meşru tarafı olamaz. Her kim silah marifetiyle sınır çizmeye kalkarsa orada barış olmaz, herkes aklını başına devşirsin."

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
ABD ve İsrail'den kanlı anlaşma! Hamas'ı öne sürüp el sıkıştılar
IMF'den küresel ekonomi açıklaması: Endişelenecek çok şey var