Ankara'daki terör saldırısı

CHP Genel Başkanı Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin olarak "Bu eylem, doğrudan doğruya barışa, toplumsal barışımıza karşı yapılmış vahşice bir katliamdır" dedi.

Tanrıkulu, seçim çalışmaları kapsamında Avusturya'nın başkenti Viyana'da, Viyana Alevi Kültür Birliği tarafından düzenlenen Cemevi açılış törenine katıldı.

Tören öncesinde gazetecilerin Ankara'daki terör saldırısına ilişkin sorularını yanıtlayan Tanrıkulu, bazı etkinliklere katılmak üzere Viyana'ya geldiğini ve acı haberle karşılaştığını söyledi.

Diğer programlarını iptal ettiğini ve akşam saatlerinde ilk uçakla Ankara'ya döneceğini belirten Tanrıkulu, "Şu anda büyük bir acı içerisindeyim. Üzgünlüğün ötesinde Türkiye'nin bugün vicdanı kanadı. Bütün yurttaşların vicdanı kanadı. Bu eylem, doğrudan doğruya barışa, toplumsal barışımıza karşı yapılmış vahşice bir katliamdır. Hedefleri huzursuzluk ve yılgınlık yaratmak" dedi.

Katliamın planlanmış bir eylem olduğunu ve bunun siyasal zemini ve iklimi bulunduğunu belirten Tanrıkulu, "Zira bundan önceki en yakın katliam Suruç katliamıydı. Onun arkasındaki zincir ortaya çıkarılamadı ve gizlilik karar verildi, ne olduğunu bilmiyoruz. Daha önce 5 Haziran'da Diyarbakır'da ne olduğunu bilmiyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin barış sevenlerine ve barış isteyenlerine karşı katliam yapıldığını savunan Tanrıkulu, şunları söyledi: 

"Mutlaka ama mutlaka bunun bir siyasi sorumluluğu vardır. Bu siyasi sorumluluk hükümete aittir, bundan öncekilerde olduğu gibi. Başbakan, İçişleri Bakanı hiçbir şey olmamış gibi davranamaz. Eğer biraz demokrasi ahlakına ve demokrasi kültürüne sahiplerse bu an itibariyle başta İçişleri Bakanı olmak üzere siyasi sorumluluğu üstlerine ve gereğini yaparlar. Gereğini yapmakta istifa etmektir."

Suruç'taki terör saldırısından sonra parlamentoyu göreve çağırdıklarını hatırlatan Tanrıkulu, "Parlamentonun açık olmasını istedik. 'Türkiye kötü bir süreçten geçiyor, geçecek' dedik. Parlamentonun el koyması, bundan sonra gerçekleşecek eylemlerin engellenmesi noktasında tutum içinde birlik olunmasını talep ettik ama Adalet ve Kalkınma Partisi'nin duvarı ile karşılaştık. Bizim o öngörümüzü parlamentoda kabul etmediler. Maalesef 1 Kasım için bir siyaset devşirmeye, bir siyaset yapmaya çalışan anlayışlar, onları da buradan lanetliyorum. Lanet olsun siyasetinize" diye konuştu.

Günün siyaset yapma günü olmadığını vurgulayan Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu eylem Türkiye'nin herhangi bir yerinde değil, Ankara'da, başkentte yapılıyor. Sonuçta öncesi var. Önceden de seçim öncesi bu tür eylemlerin 4 ay önce yapıldığı bilgisi var elimizde. Çok ağır sonuçlar çıkmış. Dolayısıyla devletin istihbaratının, önleyici mekanizmaların devrede olması lazım. Yani  önlenmemiş olması tek başına bir sorumluluktur, siyasi sorumluluktur. Çünkü iki kilometre ötesinde başbakanlık var, üç kilometre ötesinde Meclis var. Irak'ta, Suriye'de patlayan benzer bombaların patlıyor olması, bir zafiyeti ortaya koyuyor, istihbarat zafiyetini yani"