FETÖ ile stratejik mücadele nasıl olmalı?

Türkiye'nin Gelişim Merkezi TÜGEM'den yapılan yazılı açıklamada FETÖ ile ilgili şu önemli hususlara dikkat çekildi.

FETÖ ile stratejik mücadele nasıl olmalı?
FETÖ ile stratejik mücadele nasıl olmalı?
GİRİŞ 23.07.2017 12:13 GÜNCELLEME 23.07.2017 12:13
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

15 Temmuz hain darbe kalkışması ve FETÖ/PDY yapılanması konusunda, devletimiz, üreteceği geniş çaplı bir strateji ile, adım adım, topyekün, etkin bir mücadele içerisine girmeli, bu süreçte, her birey, kurum, kuruluş akılcı bir koordinasyon ile etkin bir fayda oluşturmaya çalışmalıdır.

Türkiye'nin Gelişim Merkezi TÜGEM'den yapılan yazılı açıklamada şu önemli hususlara dikkat çekildi;

FETÖ/PDY Yapılanması Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır? Gerekçesi Nedir?

FETÖ/PDY yapılanması, sanıldığı gibi 20-30 yıllık bir geçmişe sahip olmayıp bu yapılanma, coğrafyamızdaki bir çok vakıa, plan ve strateji ile birlikte zikredilmeli ve bu strateji ve planların içerisinde, yanında veya devamında ele alınmalıdır. Bu çerçevede, asırlardan beri coğrafyamız üzerinde kurgulanan ve sahnelenen stratejilerin bir parçası ancak önemli sayılabilecek bir parçası olabilir.

Algı ve hisleri merkeze alan her strateji dört temel fonksiyon üzerine inşa edilir;

  1. Duygusal bağlam
  2. Kavramsal bağlam
  3. İnançsal bağlam
  4. Mantıksal bağlam

İçinde bulunduğumuz coğrafyada yer alan tüm milliyetler ve etnik gruplar asırlardır birlikte yaşamış, düşünmüş ve hareket etmiştir. Bu nedenle birbirleri ile her yönden etkileşimi kuvvetli olmuş, aynı olaylara karşı benzer davranışlar sergilemeye başlamış, zamanla aynı olaylardan benzer şiddetlerde etkilenme davranışı göstermişlerdir.

Strateji; yüzde yüz oranında bir karşılık bulamayacaksa merkezden saldırmak üzerine asla kurgulanmaz. Aynı şekilde tersinden bakıldığında hiçbir zaman yüzde yüz başarı yakalanamayacaksa asıl savunma hattı merkezde oluşturulmaz. Bu kaideden hareketle, hedefler merkezi ele geçirmek veya kontrol altına almak olsa da stratejiler hedeflere ulaşmada bir çok sair yol açar ve buraları dener. Stratejilerde merkeze yakınlaşmak esastır. Yoksa stratejiler bütünüyle bir başarıya ulaştırmaz. Stratejileri başarıya ulaştıran; merkeze yakınlaştıkça gösterilen iradedir. Merkezi ele geçirmek, bu iradenin, doğru zamanda doğru kararlar vermesine bağlıdır.

Bu açıdan FETÖ/PDY yapılanması ve 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını irdelediğimizde hedefin merkez olduğu aşikardır. Bu kalkışmanın ülkemizde meydana gelen diğer darbelerden farkı; ana hedefini, yani hücum ettiği merkezi "bir" lememesidir. Bu açıdan bakıldığında kalkışmanın başarısız olması da yalnızca bir merkezin kurtulmasına bağlanamamıştır. Bu nedenle hala FETÖ/PDY mensupları kendilerini muzaffer görebilmekte başları dik mahkeme salonlarına girebilmektedir.

FETÖ/PDY'nin asıl hedeflediği neydi?

Hedeflenen merkez veya merkezleri tam olarak anlayabilmek için izlenen yolun yani stratejilerin okumasını doğru yapmak gerekir. Bu açıdan bütüne ulaşmak için parçalar doğru tespit edilmeli ve yanyana getirilmelidir. Bu yapılanma hangi temel unsurlar üzerinden hareket etmiş ve neleri etkilemeye çalışmıştır? FETÖ/PDY;

  1. Kavramlarla oynamıştır
  2. İnanç temelleri ile oynamıştır
  3. Duygularla oynamıştır
  4. Mantıksal bakış açısı ile oynamıştır.

O zaman diyebiliriz ki; algı ve hisleri temel hareket noktası olarak görmüş ve stratejilerini geliştirmiştir.

FETÖ/PDY'nin etki etmeye çalıştığı diğer unsurlar;

  1. Güvenlik
  1. Askeri unsurlar,
  2. İstihbari unsurlar,
  3. Emniyet unsurları
  1. Eğitim, Kültür, Sanat
  2. Hukuk
  3. Din
  4. Medya
  5. Ekonomi
  6. Dış Politika

Görüldüğü üzere bu yapılanma algı ve hisleri merkeze alarak, tüm argümanlar üzerinde tahribat yapma ve yeni bir sistem oluşturma, sinir uçlarına girerek sempati oluşturmanın ötesinde bir bağlılık oluşturma ve bu coğrafyayı birarada tutan bütün unsurları tek eline alma hedeflerini alt hedefler olarak belirlemiş bunları ana hedeflere ulaştıracak birer yapıtaşı olarak belirleyerek yıllardan beri bu strateji üzerine çalışa gelmiştir.

Bu kadar büyük bir altyapının nihayette hedeflediği, yani asıl saldırarak bertaraf etmeye çalıştığı hedefler ne olabilir?

Bu yapılanma; hükümeti devirmeye çalışan bir yapılanma mıdır, yoksa hükümeti istediği şekilde dizayn etmeye çalışan bir yapılanma mıdır?

Bu soru, bizleri yanılgıya düşüren, tuzak bir sorudur. Savaş; iki benzer taraf arasında olur, yoksa savaş savaş, müsabaka müsabaka olmaz. Bu açıdan bu yapılanmaya Paralel Hükümet Yapılanması "PHY" denmemiş Paralel Devlet Yapılanması "PDY" denmiştir.

Bir çözüme ulaşmada asıl önemli olan; verilen cevaplar değil, sorulan doğru sorulardır. "Üst Akıl" kavramı da devlet söz konusu olduğunda  devreye giren bir kavram olarak zikredilmiş ve bizimde literatürümüze girmiştir. Demek ki üst akıl kavramı devletleri tehdit edebilecek bir mekanizmadır..

Peki üst akıl kavramının bu terör örgütü ile nihayette ulaşmak istediği hedefler nelerdir ve yalnızca FETÖ yapılanması bu hedeflere ulaşmak için yeterli bir örgüt müdür?

AK Parti'nin hükümeti devralmasından bu yana devletin üst akıllara karşı olan direnci artmış ve stratejilerin savaşı, sıcak savaşların dahi önüne geçmiştir. Strateji, savunma anlayışı üzerine inşa edilir. Devletler taarruz etmez, savunma hattı oluşturur ve kendilerini savunmak amacıyla, çıkarlarını tehdit eden diğer devletleri hedeflerine koyar. Bu kavramsal olarak ters gelse de plan ve uygulamada nettir. Bu açıdan baktığımızda Türkiye, devlet olarak hangi devletler veya üst akıllar için tehdittir? Bu sorunun cevabını devletimiz ancak eldeki net bulgularla verebilir. Bu soruya verilebilecek cevapların bütüne denk gelen aslı devlette sırdır. Çünkü bu sorunun cevabı devletin düşmanlarının da tespitidir ki bunun ilamı hiçbir şekilde doğru olmaz. Bu nedenle devlet topyekün bir mücadeleye girişmiş olsa da halklar bunu yeri ve vakti geldiğinde kısmen görür ve gördüklerini bütüne dair asla doğru bir şekilde yorumlayamazlar. Kamuoyu; devletin istediği kadar, istediği şekilde ve istediği düşmana karşı oluşturulur ve yönlendirilir. Bu vakıada ise her ne kadar üst akıl ifadeleri kullanılsa ve azmettirici ülkeler alenen biliniyor olsa da taraf olarak FETÖ/PDY yapılanması gösterilmiş ve perdenin önünde bu yapılanma ile mücadele esas alınmıştır.

Devlet, şu dört ana unsurdan müteşekkildir ve bu kalkışma direkt olarak bu dört temel esası hedef almaktadır.

  1. Egemenlik
  2. Vatan
  3. Millet
  4. Siyasi Teşkilat

Hedefte devlet vardır. Ancak bu hedefi koyanlar FETÖ/PDY yapılanması değildir. Bu girişim ve kalkışmalar, merkezde birden fazla üst akılın aynı amaç ve hedefler ekseninde bir araya geldiği ve FETÖ/PDY dahil PKK, PYD, YPG, DHKP-C, DAİŞ, HAŞDİ ŞABİ, HİZBULLAH, EL KAİDE gibi bir çok yapılanmayı aynı amaç ve hedefler çerçevesinde oluşturan, biraraya getiren ve kullanan büyük bir organizasyondur.

Hedefte devletler vardır. Yeryüzünde hak ve adaleti savunabilecek, üst akılların sistemlerine çomak sokabilecek, emperyalist sistemin dışında kalmaya çabalayan devletler de her zaman bu üst akılların hedefidir.

FETÖ/PDY yapılanması ile mücadele yöntemleri nelerdir? Etkileri nasıl bertaraf edilir?

FETÖ gibi yapılanmalarda hapis, tecrit, işkence gibi yöntemler yapılanma içi eğitim olarak kabul edilmekte ve bu gibi yöntemler yapılanma mensuplarının mukavemetlerini ve kendi davalarına olan bağlılıklarını artırmaktadır. Bu yöntemlerin uygulanma nedeni ise; kamuoyuna devletin mücadele gücünü gösterme ve bu devlet sahipsiz değil mesajı vererek güçlü bir motivasyon oluşturmaktır. Bu çerçevede getirilebilecek bir idam ise yine tek başına etkin bir mücadele için yeterli bir araç olamayacaktır. Bu nedenle hapis ve getirilmesi gereken idam cezaları ile birlikte muhakkak kalıcı, destekleyici ve tamamlayıcı hatta önleyici çözümler üretilmesi de gerekmektedir.

Peki asıl mücadele için neler yapılmalıdır;

  1. Kendi öz değerlerimize ve tarihsel geçmişimize uygun topyekün yeni bir sistem inşa edilmelidir ve bedeli ne olursa olsun istisnasız her alanda reformlar yapılmalıdır. Bu açıdan artık ikinci aşamaya geçilmeli ve toparlanma ve yeniden huzur ve refah toplumuna geçiş için mücadele edilmelidir.
  2. Karar vericiler ile ilgili taraflar arasında etkili bir (eleştiri ve öneri odaklı) istişare mekanizmasının kurulması, hakikate ve adalete ulaşmada sorgulama ve özeleştiri yapılmasının sistematik hale getirilmesi çok büyük önem arzetmektedir.
  3. Türkiye'nin düşünce gücü sistematik bir şekilde koordine edilmeli ve tüm alanlar bu sistematik içerisinden beslenebilmelidir.
  4. Tüm kurum, kuruluş, oda, STK ve diğer birimleri, aynı hedefler ve planlar doğrultusunda koordine edebilecek dinamik merkezler kurulmalı ve liyakat ekseninde bu yapılanma içerisinde görevlendirmeler yapılabilmelidir.
  5. Bilim, Kültür, Sanat ve tüm alanlarda dünya genelinde başarıdan başarıya koşacak, Yeniden Büyük Türkiye'nin inşası için, konunun ilgilisi tüm kurumlarda çalıştaylar düzenlenmeli ve toplanan veriler ile  bir an evvel gerekli stratejiler oluşturulmalıdır.
  6. Bu örgüt çok ciddi sayıda yetişmiş insan gücümüzü de heba etmiştir. "Y" ve "Z" kuşaklarının karar verme ve verdikleri kararlarda sabit kalma yüzdeleri gözönüne alındığında gençlerin dönüşüm ve eğitimlerine ağırlık verilmeli ve çocuk ve gençlerin yetiştirilmesi konusu ve tamamı ile eğitim sisteminde reformlar yapılması, mücadelenin merkezine konulmalıdır.
  7. Bu terör örgütünün ülke ekonomisine verdiği zararda aşikardır. "Para" konusu yerli uçak, yerli otomobil konularından önemli olup "Yerli Para" konusunu gündeme taşımak ve ayrıca borsa, ortak fon kuruluşları ve faizsiz finans sistemi konularında da uygulanabilir modeller ortaya koymalı ve bu konularda da ısrarcı olmamız gerekmektedir. 
  8. Savunma hattı merkezde kurulmamalı, ne olursa olsun sınırların dışında oluşturulabilmelidir.
  9. Toprak bütünlüğü dahil olmak üzere devleti tehdit eden ve-veya buna tevessül eden tüm unsurlar ortaya çıkarılmalı ve bertaraf edilmelidir.
  10. FETÖ'nün anlayış, inanış ve öğretilerinin belli bir metodoloji ile çökertilmesi mücadelenin en hassas noktasıdır. Diyanet İşleri Başkanlığımız, yakın tarihçilerimiz, strateji uzmanlarımız ve akil insanlarımız bu konuda acilen ciddi bir çalışmayı hazırlama sürecine girmelidir.
  11. Bu süreç ile mücadelede yine en etkili çözüm yollarından biri de; toplumun ortak müştereklerde buluşturulması, tüm kesimlerinin kucaklanması, Yenikapı ruhunun tüm alanlara yansıtılması ve topluma hissettirilmesidir.
  12. Algı yönetimi konusu stratejik bir şekilde tüm dünyayı kapsayıcı olarak ele alınmalı, bu konuda strateji merkezleri oluşturulmalıdır. Yine bu çerçevede yurt dışındaki bu yapının mensupları da hedef gruplardan sayılmalı ve muhakkak bu kişilere de darbe kalkışması iyi anlatılmalı ve aktarılabilmelidir.
  13. Tüm oda, STK, kurum, ve kuruluşlarımızın üzerindeki ataleti bir an evvel atması, kendilerini geliştirmesi, dinamik yapılara dönüşmesi ve planlayıcı olarak sahadaki yerlerini alması gerekmektedir.
YORUMLAR 1
  • vefa borcu 6 yıl önce Şikayet Et
    bunlarda hiiiç bir bağlam ve kavram yok
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin kanser haritasını TÜİK açıkladı
Son dakika haberi: Erdoğan'dan Alman gazetecinin sorusuna net cevap: O iş artık bitti