AFAD Başkanı: Halkımız hemen harekete geçmeli

AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, haber7.com’a dünyada son dönemde artan insani krizlerin aşılması için yaptıkları çalışmalar hakkında önemli bilgiler verdi.

AFAD Başkanı: Halkımız hemen harekete geçmeli
AFAD Başkanı: Halkımız hemen harekete geçmeli
GİRİŞ 20.12.2018 09:10 GÜNCELLEME 20.12.2018 09:47
Bu Habere 24 Yorum Yapılmış

Haber7.com / İbrahim Günay

 

 

Güllüoğlu, Yemen’in içinde bulunduğu durumun içler acısı olduğunu ve bu kapsamda AFAD olarak “Yemen’e Umut Ol” kampanyası başlattıklarını, tüm vatandaşların bu kampanyaya destek olmasını istediklerini belirtti.

AFAD’ın son dönem yaptığı insani yardımları ile alakalı çalışmalar nelerdir?

 

 

AFAD 2009 yılında kurulmuş olan temelde afetler için kurulan ancak özellikle 2011 Suriye krizi ile beraber insani yardım faaliyetlerini devletimiz ve milletimiz adına gerçekleştiren bir kurumdur. Dünyanın birçok yerinde 50’den fazla ülkeye ya finansal destek vererek ya da bizzat ekipleri ile giderek yardımlarda bulunuyoruz. Güncel olarak ise hem şuan Suriye’nin içinde hem Bangladeş’te ekiplerimiz çalışmaya devam ediyor. Bir taraftan da geçtiğimiz günlerde Filistin de yaşananlardan ötürü Filistin’de devam eden bir kampanyamız var.

AFAD’DAN YEMEN İÇİN KAMPANYA

Birkaç haftadır da Yemen için bir kampanya başlatmış bulunuyoruz. Tabi Yemen’e daha önce kurum imkanlarımızla yapmış olduğumuz yardımlar vardı. Kızılay ile birlikte 1 gemi dolusu gıda gönderdik. Yine BM kuruluşları ve Yemenli kuruluşlarla birlikte gerçekleştirdiğimiz projeler oldu. Ancak Yemen ne yazık ki son yılların en büyük insani krizini yaşıyor. Durum daha da vahim bir hale dönüşünde bu kampanyayı daha geniş bir hale dönüştürme kararı aldık.  Yemen’deki 28-29 milyonluk nüfusun yüzde 75’i yani 22 milyona yakın insan şuanda açlıkla karşı karşıya. Bunların da yarısı özellikle gıda açısından çok büyük sıkıntılar çekiyor. 11 milyona yakın insan 2-3 günde bir öğün yemek yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor. Yine temiz su konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Dünya yıllardır kolera görmüyordu, ama ne yazık ki Yemen’de tekrar kolera salgınları görülmeye başlandı. Bugüne kadar 2 bin 500 kadar insan koleradan dolayı hayatını kaybetti. 1 milyon insanın ise kolera şüphelisi olarak görülüyor. Tabi koleranın tedavisinde bir taraftan ilaçlara ihtiyaç varken bir taraftan da temiz suya ve düzenli beslenmeye ihtiyacı var. Tabi biz de tüm bunları karşılayabilmek adına bir kampanya başlattık. Hem kendi imkanlarımız hem gelen bağışlarla beraber elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Bugüne kadar 85 bine yakın çocuğun açlıktan öldüğünü tahmin ediyoruz. Şöyle düşünün küçük bir şehir dolusu insan açlıktan öldü. Yani zamana böldüğümüzde her 10 dakikada bir çocuk ölmüş!

YEMEN'E YARDIM İÇİN HESAP NUMARALARI...

“KRİZİN PARASAL TARAFININ YANINDA SİYASİ BOYUTU ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLIYOR”

Husiler ve Yemen hükümeti arasında başlayan sonra onların arkasındaki güçler yani farklı grupları dış güçlerin desteklemesi ile ortaya çıkan bir siyasi kriz var. Ama en nihayetinde oraya o ülkeye giren gıdanın azalması, o ülkedeki rutin hayatın bozulması ve belli bölgelere erişimin engellenmesi durumu söz konusu. Biz bunu Suriye krizinde de gördük. 2018’için BM 3 milyar dolarlık bir hedef belirlemişti. Ancak bunun 2.2 milyar doları toplanabildi. Yani bu aradaki fark bir taraftan birde erişilemeyen bölgeler problemi var. Yani meselenin bir tarafında para diğer tarafında siyasi kriz var. Somali’nin 2011’de kıtlık çektiği dönemde Somali’den Yemen’e sığınan insanlar vardı. Ama 2014’ten sonraki süreç içerisinde Somalililer ülkelerine geri döndü. Şimdi ise Yemen’den Somali’ye sığınan insanlar oldu.

“İNSANİ YARDIM KONUSUNDA ÖNCÜ ÜLKEYİZ”

Bu söyleyeceğim şeyi cumhurbaşkanımız da sürekli söylüyor. Türkiye dünyanın en zengin ülkesi değil belki ama birçok mekanizma ile diğer ülkeleri harekete geçiren bir ülke. Yangınları haber veren, gösteren bir ülke ve elimizden geldiği kadar yardımda bulunan bir ülke konumundayız.

Bu krizde de daha önceki Myanmar krizinde olduğu gibi öncü ülke olduk. O dönem Sayın Emine Erdoğan ve bakanlarımızla birlikte Bangladeş’e ilk giden ekip olduk. Bangladeş başbakanı bile oraya bizden sonra oraya gitti. Yani Bangladeş başbakanının bile gidişini bir nevi biz tetiklemiş olduk. Dünya devletleri gerek savunma sanayisinde, gerek enerjide yüzlerce milyar dolarlık harcamalar yaparken bu tarafı bazen geride bırakıyorlar. Türkiye’nin bu yaptığı çalışmalar dünyaya “gelin birleşelim” demek için önemli…

Normal bir ülkede mesela beslenmek için beslenme merkezleri olmaz. Tabi bu merkezlerin sayısının da arttırılması gerekiyor. Ama koşullar burada o kadar zorlu ki insanlar beslenme merkezleri sayesinde beslenebiliyor. Bunların benzeri Somali’de de vardı. Bizler duanın gücüne inanan inşalarız.  Biz biliyoruz ki 15 Temmuz gecesi dünyanın birçok ülkesinden bize hususi dualar edildi. Bu dualarla da belki birçok şey değişti.

Bugüne kadar gittiğiniz ülkeler arasında sizi en çok etkileyen olay hangisi oldu?

Yaptığım iş sebebiyle parçalanmış cesetler de gördüm, bombaların düşüşünü de gördüm ama heralde en zoru 2011’de Somali’den Kenya’ya göçmüş insanların olduğu, normalde nüfusu 90 bin olan ama 500 bin insanın bulunduğu mülteci kampında yaşadığım olay oldu. İnsanlar kampa 2-3 günlük yoldan yürüyerek geliyorlardı. Bir ramazan günü gittiğim kamp ziyaretinde yeni gelen bir ailenin dramını hiç unutamadım. Kadının çocuğu açlıktan ölmüştü. Ve bir anne çocuğunu mezara koyuyordu. Bu hakikaten zor bir görüntüydü benim için. Ve o günden beri ne zaman ağır bir yemek yesem içimi büyük bir pişmanlık kaplar. Kendime derim ki; sen açlıktan ölen çocuğu gören birisin… İnanın oradaki çocukların yüzüne sinek konar ama çocukların o sineği rahatsız edecek mecali bile yoktur.

Suriyeli misafirlerin durumu nedir?

2011 Mart’ından beri başlayan durum, bizim bu coğrafya için son on yıllardır yaşadığımız en büyük insani krizlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Tabi Türkiye baştan itibaren hep insani bir tavır sergiledi. Bunu gururla söylüyorum 3 buçuk milyon insan kayıtlı olarak Türkiye’ye sığındı, Türkiye’de yaşamaya devam ediyor. Ama bir taraftan da Suriye içinde insanların tekrar geri dönebilecekleri ortamın oluşması için çalışıyoruz. AFAD burada çok ciddi roller üstlendi. Mart 2018 itibarı ile de bu vazifeyi bunun için kurulmuş olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne devrettik. Tabi 3 buçuk milyon gibi bir nüfustan bahsediyoruz. Bu nüfusun getirdiği birçok zorlukla birlikte Türkiye insani olarak vazifesini yerine getirdi.

Basında yer alan “İstanbul’daki toplanma alanlarının AVM yapıldığı” iddialarına ne diyorsunuz?

"TOPLANMA ALANLARINI BELEDİYELER BELİRLER"

Tabi AFAD’ın en büyük görevi de afetlerle alakalı kısmı. Afetlere müdahaleye hazırlık kısmı. Afetlere müdahale sonrası iğleştirme süreci gibi kabaca sıralayabiliriz. Toplanma alanları da bunlardan bir tanesi. Arada medyada da bu alanlarla alakalı eleştirel haberler olabiliyor. Ancak burada daha iyi iletişim yapmamızı sağlayacak bir çalışmamız mevcut. Tüm vatandaşlarımız e-devlet üzerinden kendilerine en yakın toplanma alanlarına erişebiliyorlar. Bu alanlar belediyeler tarafından belirlenir. Belediye tarafından toplanma alanı olarak belirlenen bir yer, bir başka yer ile değiştirilebilir. Önemli olan vatandaşın orayı biliyor olması. Tabi biz vatandaşların bu alanları bilmesi için belediyelerle bu alanların tabelalandırılması için de çalışma başlattık.

YEMEN'DEKİ İNSANLARA YARDIMDA BULUNABİLECEĞİNİZ HESAP NUMARALARI İÇİN TIKLAYIN...

 

YORUMLAR 24
  • ayse 5 yıl önce Şikayet Et
    iskur olmasa halimiz ne olur ida 5 ay calistirip cikarticak bu ay sonu bitiyo bizim de yok olsada yüzmilyon yemene bagislasam
    Cevapla
  • vatandas 5 yıl önce Şikayet Et
    Özellikle de yıllardan beri Çin'in zulmü altında inleyen soydaş ve dindaşlarımız Doğu Türkistan konusunda da TÜRK MİLLETİ gerekli hassasiyeti göstermelidir.
    Cevapla
  • mahmut bakış 5 yıl önce Şikayet Et
    sen yardım et
    Cevapla
  • vatandaş 5 yıl önce Şikayet Et
    YARABBİM affet bizi
    Cevapla
  • Temel Reis 5 yıl önce Şikayet Et
    Adam haklı ekonomi iyi diyorlar fakat piyasada yaprak kımıldamıyormuş. Ayrıca ihraç ettikleri memurların çalışmasına engel oluyorlarmış. Sonra da adalet diyorlarmış.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
IMF'den Türkiye açıklaması
 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz duyurdu: Emekliler için özel çalışma