"17 Aralık kumpas" davasında Çapkın tanıklık yaptı

Duruşmada, FETÖ'nün "mülkiye" yapılanması davasında 2 yıl 1 ay hapis cezası verilen eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın "tanık" sıfatıyla ifadesine başvuruldu.

"17 Aralık kumpas" davasında Çapkın tanıklık yaptı
"17 Aralık kumpas" davasında Çapkın tanıklık yaptı
GİRİŞ 02.01.2019 16:45 GÜNCELLEME 02.01.2019 16:47
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Takipsizlikle sonuçlanan "17 Aralık soruşturması"nda kumpas kurup usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı firari Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürleri ve ABD'deki Hakan Atilla davasında tanıklık yapan eski komiser Hüseyin Korkmaz'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu, 5'i firari 67 sanığın yargılandığı davada, FETÖ'nün "mülkiye" yapılanmasına yönelik davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın "tanık" sıfatıyla dinlenildi.

 

 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Nazmi Ardıç'ın da aralarında bulunduğu 11 sanık ile avukatlar hazır bulundu. 

Duruşmada, bir önceki celse "tanık" sıfatıyla çağrılan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın dinlenildi. Tanık Çapkın, sanıklardan bir kısmını tanıdığı belirterek, 17 Aralık tarihinde İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yaptığını ancak sanık olan ve o dönem şube müdürü görevinde bulunanların kendisine operasyonla ilgili bilgi vermediği savundu. Tanık Çapkın, 17 Aralık operasyonunun, direkt hükümeti devirmeye yönelik bir eylem olduğunu söyledi.

 

 

Tanık Çapkın ifade verme işleminin ardından sanıklar ve avukatların sorularını yanıtladı.

Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü sanık Nazmi Ardıç'ın, ''İfadenizde operasyondan bilginiz olmadığını söylediniz. Bilginiz olsaydı ne yapardınız?'' sorusuna tanık Çapkın, ''Sizi görevden alırdım çünkü hükümete yönelik planlı bir operasyondu.'' cevabını verdi.

Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, takipsizlikle sonuçlanan "17 Aralık soruşturma" dosyasında, usulsüz işlem yapıldığı iddiasıyla aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Nazmi Ardıç, Hamza Tosun, Yasin Topçu ve eski komiser Hüseyin Korkmaz'ın da bulunduğu 67 sanık yer alıyor.

İddianamede, 1 numaralı sanık olarak yer alan Gülen ile eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Nazmi Ardıç, Hamza Tosun ve Yasin Topçu hakkında, ''silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme", "gizliliğin i̇hlali'' suçlarından ayrı ayrı hapis cezası talep ediliyor. 

Diğer 62 polisin ise ''silahlı terör örgütüne üye olma", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme", "gizliliğin ihlali'' suçlarından cezalandırılması isteniyor. 

Firari sanık Hüseyin Korkmaz'ın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'', ''hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek'' suçlarından hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Korkmaz'ın FETÖ/PDY elebaşı ve yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket ettiği, görevi ve konumu itibarıyla soruşturma kapsamında gerçekleştirilen hukuka aykırı tüm kayıt ve takiplerden sorumlu olduğu belirtiliyor. 

FETÖ/PDY terör örgütünün yargı ve emniyet teşkilatı içerisine yerleşerek, yasal hiyerarşik yapının dışındaki bir hiyerarşik yapılanmayla hareket ettiğinin yapılan soruşturmalardan anlaşıldığı anlatılan iddianamede, "FETÖ/PDY mensuplarının, örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatı ile devletin tüm kılcallarına sızmakla kalmayıp kamu imkanlarını kullanarak, kendilerine rakip olarak gördükleri ve hedefledikleri iktidara ulaşmak için karşılarına çıkabilecek devlet kurumlarını ve şahısları bertaraf etmek için de her türlü hile ve yöntemi acımasızca kullandıkları görülmüştür.'' ifadeleri kullanılıyor.

"Soruşturma kılıfında darbe girişimi" 

17 Aralık'ın, soruşturma kılıfında bir darbe girişimi olduğu, Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümeti'nin ulusal ve uluslararası baskı altına alınıp istifa etmesini sağlama amacına yönelik gerçekleştiği vurgulanan iddianamede, Rıza Sarraf’ın ABD'de tutuklanmasına da değinilerek, 17 Aralık'ta örgütün başarısız olmasının ardından, bu başarısız girişiminin ABD üzerinden yeniden canlandırılmaya çalışıldığı, örgüt mensupları tarafından yurt dışına çıkarılan bilgi ve belgelerin ABD'de Preet Bharara isimli savcıya teslim edildiği aktarılıyor. 

Bu bilgi ve belgeler üzerinden ABD'de iddianame hazırlanarak FETÖ tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 17 Aralık girişiminin yeniden sahneye konma çabasına girişildiği bilgisi verilen iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti devleti, İran ve Brezilya arasındaki doğal gaz ve petrol başta olmak üzere ticari ilişkileri hedef alan, bu sebeple de Türkiye Cumhuriyeti'nin aleyhine yürütülen saldırıda ABD ve ABD savcısı ile iş birliğine giren FETÖ'nün bu planlamanın yerli ayağı olduğu anlatılıyor. 

Sanıkların, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yurt dışına giriş çıkış kayıtlarını tuttukları, takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık soruşturmasının şüphelileriyle irtibatlandırmaya çalıştıkları ve kayıtları adli rapor haline getirdikleri belirtilen iddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski başbakanlardan Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu, eski başbakan yardımcıları Beşir Atalay, Bülent Arınç, Ali Babacan ve dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile eski bakanların da aralarında bulunduğu 30 mağdur-müşteki yer alıyor.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • deli dumrul 5 yıl önce Şikayet Et
    Ee eski müdür efendi, ne oldu. Forsundan yanına yaklaşılmazken, şimdi vatan haini oldun.Ne demiş atalarımız alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İzmir'de deprem!
İsrail'den İran'a saldırı: Açıklamalar peş peşe geliyor