Çarpıcı çıkış: Akdeniz’e acil askeri üsler kurulmalı

Akdeniz Üniversitesi’nden Dr. Emete Gözügüzelli, D.Akdeniz’de AB ile ABD’nin desteğini arkasına alan Güney Kıbrıs Yönetimi’nin tehditkar tutumuna ilişkin, “Türkiye’nin Kıbrıs adası üzerinde deniz ve hava üslerine sahip olması artık zaruri hale gelmiştir” dedi. Fatih sondaj gemisinin ardından Yavuz’un da bölgede bulunmasının önemli bir mesaj olduğunu söyleyen Gözügüzelli, “Türkiye’ye dayatılmaya çalışılan haritaların bir gerçekliği yok “ diye konuştu.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Emete Gözügüzelli, Rum Yönetimi’nin Fatih sondaj gemisi çalışanlarına yönelik tutuklama kararıyla ilgili olarak “Türkiye’nin Kıbrıs adası üzerinde deniz ve hava üslerine sahip olması artık zaruri hale gelmiştir” dedi.

Doğu Akdeniz’de gerilimi sürekli tırmandıran Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Fatih sondaj gemisinde çalışanlar ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği yapan şirketlerin yetkilileri hakkında tutuklama kararını Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Emete Gözügüzelli değerlendirdi.

YETKİ ALANI EN BÜYÜK ÜLKE TÜRKİYE

“Türkiye Akdeniz’de oldu bittilere izin vermeyecektir” diyen Gözügüzelli, “Türkiye’nin Kıbrıs adası üzerinde deniz ve hava üslerine sahip olması artık zaruri hale gelmiştir” ifadelerini kullandı. Gözügüzelli şunları söyledi:

“Doğu Akdeniz’de şu an GKRY onu destekleyen AB ve ABD ile ittifak halinde. Yapılmak istenen Türkiye’nin başta deniz yetki alanları üzerindeki egemenlik hakları olmak üzere Kıbrıs Türkleri’nin egemenlik haklarını gasp etmektir. Türkiye şu an uluslararası hukuk ve 1982 sözleşmesine uygun olarak, hidrokarbon faaliyetlerini Doğu Akdeniz’de kendi egemenlik haklarını kullanarak icra etmektedir. Türkiye, Doğu Akdeniz’de bir ana kara devletidir ve Doğu Akdeniz’in 2. büyük kıyı uzunluğuna sahip ülkesidir. Bu ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki bütün devletlerden çok daha fazla deniz yetki alanına sahiptir olduğu anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Güney Kıbrıs’ın herhangi bir anlaşma olmadan bir ada devleti olarak Türkiye’ye dayatmaya çalıştığı sözde haritaların uluslararası hukukta bir geçerliliği yoktur.”