Erdoğan Tekalif-i Milliye'yi hatırlatmıştı: Tek parti CHP'si daha beterini getirmiş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli dayanışmaya dikkat çekerek 1921'de yayınlanan “Tekâlif-i Milliye Emirleri”nden bahsetmiş ve maddeleri teker teker sıralamıştı. Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı çok konuşulan maddelerin detaylarını köşe yazısına taşıdı. Bardakçı ayrıca tek parti döneminde getirilen ve halkta büyük acılara neden olan kanunlarla ilgili de önemli bilgiler verdi.

Erdoğan Tekalif-i Milliye'yi hatırlatmıştı: Tek parti CHP'si daha beterini getirmiş
Erdoğan Tekalif-i Milliye'yi hatırlatmıştı: Tek parti CHP'si daha beterini getirmiş
GİRİŞ 07.04.2020 16:15 GÜNCELLEME 07.04.2020 19:04
Bu Habere 66 Yorum Yapılmış

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Tekâlif-i Milliye Emirleri"ni hatırlatması üzerine, o dönemdeki bazı uygulamalar da gündeme geliyor. Habertürk Yazarı Murat Bardakçı bugünkü yazısında, tek parti döneminde getirilen ve toplumda büyük acılara sebep olan kanunları yazdı. 

İşte Murat Bardakçı'nın köşe yazısı;

 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün akşamki konuşmasında Mustafa Kemal Paşa’nın “Başkomutan” sıfatıyla 7 Ağustos 1921’de yayınladığı “Tekâlif-i Milliye Emirleri”nden tekrar bahsetmesi üzerine memlekette “Acaba o emirlerin benzerleri mi uygulamaya konacak?” diye bir merak ve telâş başladı…

“Tekâlif”, “teklif” kelimesinin çoğuludur. “Teklif” sözü hem bildiğimiz “öneri”, hem de “vergi” mânâsına gelir; “Tekâlif-i Milliye”, “Millî Vergi” demektir ve İstiklâl Harbi’nin kazanılmasında bu verginin rolü büyüktür.

 

 

Basında birkaç günden buyana Tekâlif-i Milliye’den sözediliyor ama sonraki senelerde, 18 Ocak 1940’da çıkartılan “Millî Korunma Kanunu” ile 1943’te konan “Toprak Mahsulleri Vergisi” pek hatırlanmıyor.

Unutmayalım: 1936 ile 1945 arasında devam eden dünya harbine katılmamış ama ordumuzu altı sene boyunca siperlerde tutmuştuk ve girmediğimiz bu savaşta açlık yahut hastalık yüzünden toplam 22 bin 663 askerimiz şehid olmuştu!

Devletin İkinci Dünya Savaşı senelerinde getirdiği vergilerden bugün sadece 1942’deki meşhur “Varlık Vergisi” hatırlanır ve ne zaman bahsi geçse aleyhinde sözler edilmesi âdet olmuştur. Ama dört bir tarafı ateşle çevrili olan o günlerin Türkiyesi’nde devletin, özellikle de ordunun ihtiyaçları için çıkartılan ve yüzde 75’i köylerde yaşayan halkı alâkadar eden, bazı bakımlardan da Tekâlif-i Milliye Emirleri’nden bile sert olan Millî Korunma Kanunu ile Toprak Mahsulleri Vergisi artık unutulmuş gibidir…

1940’larda çıkartılan vergileri tahsil eden maliyeciler, uzun seneler sonra bana Toprak Mahsulleri Vergisi’ni anlatırlarken köylünün mahsulünün bir kısmının ve hayvanlarının bazılarının elinden alınması demek olan bu vergiyi “gözyaşları içerisinde topladıklarını” ama memleketin istikbali için çıkartılan kanunları uygulamaktan başka çareleri olmadığını söylerlerdi.

Millî Korunma Kanunu, hükümete satın alacağı malların fiyatını tek başına belirleme, gerektiğinde ürünlere elkoyabilme ve halka mecburî çalışma yükümlülüğü getirme gibi geniş yetkiler veriyordu. Devlet 1942’den itibaren savaş sebebi ile tarım üretiminin belirli oranlar çerçevesinde yüzde 25 ile yüzde 50’sini kendi belirlediği sabit fiyatlarla alabiliyordu ama halkın ve ordunun ihtiyacı yine de karşılayamıyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun üzerine, Şükrü Saraçoğlu Hükümeti’nin talebi üzerine 4 Haziran 1943’te “Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu”nu kabul etti. Devlet daha sonra bu kanunun kapsamını genişletmek için çıkartılan ilâve kanunlarla ve meşhur Varlık Vergisi uygulaması ile ekonomiyi hâle-yola sokmaya çalıştı fakat istenen netice bir türlü edilemedi.

Toprak Mahsulleri Vergisi dünya savaşının sona ermesinin ardından, 23 Ocak 1946’da yürürlükten kaldırıldı. Millî Korunma Kanunu ise çıkartıldığı dönemdeki sertlikte uygulanmamasına rağmen daha uzun müddet yürürlükte kaldı ve sonuncusu 30 Aralık 1960’da kabul edilen bir dizi iptal kanunu ile o da tarihe intikal etti…

Millî Korunma ve Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunları’nın uygulama şekillerini konu alan ayrıntılı çalışmalara internetteki akademik sitelerden kolayca ulaşabileceğiniz için yürürlükte bulundukları dönemdeki uygulamalardan ve yaşanan acılardan burada bahsetmeyeceğim…

Ama hem Tekâlif-i Milliye Kararları hem de diğer kanunlar hakkında fikir beyân ederken bazı hususları mutlaka gözönünde tutmamız gerekir…

Sözkonusu kanunlar devletin daha fazla gelir elde edebilmesi için değil, memleketin yaşadığı zor günleri geride bırakabilmesine malî destek sağlanması maksadıyla çıkartılmış; bitmeyen acılara, ıstıraba ve gözyaşına sebep olmalarına rağmen sıkıntıları aşabilmek maksadıyla, gerektiğinde şiddet kullanılarak uygulanmışlardır.

Bugün, Koronavirüs âfetinin altından kalkabilmemiz için benzer sertlikte kanunlardan medet umulacağını düşünmek yersiz bir endişedir ama bu kanunların uzun seneler sonra tekrar telâffuz edilmeleri, geçmişte katlandığımız fedakârlıkların hatırlanması ve bilmeyenlerin de bunları öğrenmeleri bakımından gayet faydalı olmuştur.

YORUMLAR 66
  • vatandas 3 yıl önce Şikayet Et
    Tarih o günkü koşullarda değerlendirilir ..1940 lı yılarda Osmanlının dış borçlarını yüklenmiş ,yeni kurulmuş bir devlet vardı..Devlet hem hayat pahalılığını önlşemek,hem de kıtlığın önüne geçmek için TMV uyguladı..Köylü mahsulunun %25 Devlete satmak zorundaydı..Varlık vergisi de uygulandı..Adaletsizlikler de oldu ,yokluklar da yaşandı..Ama insanlar ölmedi ..Dolar savaş boyunca artmadı.Bu konuda nasıl bir İktisadî Politika izlendi onu burada anlatamam.
    Cevapla
  • bülent 3 yıl önce Şikayet Et
    zor zamanlarda bu tür uygulamalar olabilir ancak ilk zamanlar hariç chp yönetimleri ekonomiyi geliştirme adına ne yapmıştır? bir eser, proje, ... var mıdır? uzun zamandır her icraata karşı çıkmaktan başka birşey yapmamışlardır, dünyanın en iyi işi de olsa..
    Cevapla
  • S.A 3 yıl önce Şikayet Et
    CHP demek kıtlık açlık baskı zulüm demek Mazallah Bir iktidar olurlarsa Türkiye hop gerisin geriye 100 yıl Tam geriye
    Cevapla
  • misafir 3 yıl önce Şikayet Et
    ne alaka...
    Cevapla
  • halk 3 yıl önce Şikayet Et
    Tekalif-i Milli'ye Emirleri tartışmasını şu an gereksiz buluyorum.Şu an gönüllülük esasına dayalı olan "Biz Bize Yeteriz Türkiye" kampanyasına elimizden gelen yardımı katkıyı yapabiliriz... İsteyen yapar ,istemeyen yapmaz...Yap(a)mayan da gölge etmesin yeter...Berat kandilinin yüzü hürmetine Rabbim dertlilere deva borçlulara eda,hastalara şifa nasip eylesin.Devletimizi daim,milletimizi kaim eylesin...İç ve dış kripto virüslere fırsat vermesin...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Konser saldırısının arka planı! Rusya ile Türk Dünyası'nı savaştırmak istiyorlar
Murat Kurum: "Ölçümlerimize göre 1.7 puan farkla kazanacağız"