Karantinadaki öğrencilerden anlamlı video

İtalya'nın Roma ve Milano kentlerinden THY'nin uçağıyla 25 Mart'ta Türkiye'ye getirilen 401 öğrenci, 14 günlük karantina sürelerinin bitmesini, yerleştirildikleri Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun Münevver Ayaşlı Yurdu'nda bekliyor.

Öğrencilerden Emir Ateşdağlı, Uğur Cemre ve Cemre Özçetin, kendileri gibi yurtta karantinada kalan 49 öğrenci ile görevlilere teşekkür etmek amacıyla video klip hazırladı.

Hazırladıkları video klipte İtalya'dan Türkiye'ye getirilme sürecini anlatan Ateşdağlı, "Peşinden koştuğumuz hayallerimiz vardı. Cesurduk, çabaladık ve İtalya'ya gittik eğitimimiz için. Kendimizi geliştirebilmek amacıyla çıkmıştık bu yola, benzer hedeflerimiz vardı. İyi bir şeyler yapmak, yeni bir yaklaşım öğrenmek, bir ilginç fikir edinmek. Sonra dönüp ülkemize katkıda bulunmak istedik hepimiz. Tam bir şeyler başladı derken, koronavirüs çıktı bir anda. Koronavirüsün en çok bulunduğu yerden memleketimize gelmek istemedik. Ailemizi korumak istedik. Yaşlılara taşımaktan korktuk ancak işler değişti. İtalya'da işler kötüye gidiyordu." ifadesini kullandı.

Ailelerinin merak içinde olduğunu, sağlıklarının tehlikeye girdiğine işaret eden Ateşdağlı, şöyle devam etti:

"Dönsek mi?' dedik ama karantina gerekliydi. Korktuk karantinadan. Bilmiyorduk çünkü ama gördük ki başka yolu yok bunun. Taleplerimizi belirtmeye başladık dönmek için. Sesimizi duyup düğmeye bastı devletimiz. Sonra açıklama yaptı Türkiye, 'Öğrencilerimizi getireceğiz'. Her şey çok karışıktı. 200 farklı bölgeden 401 insanın 48 saat içinde iki şehirde toplanması gerekiyordu. Başta büyükelçimiz, başkonsolosumuz ve tüm Türkiye personeli canla başla çabaladı. Havaalanına kadar geldiler bizimle. Uzun zamandır ilk kez yalnız hissetmiyorduk artık."

- "BİZE HAZIRLANAN SÜRPRİZLERİ TAHMİN BİLE EDEMEZDİK"

Ateşdağlı, Türk Hava Yollarının düzenlediği ek seferle Samsun'a geldikleri hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Gözlerinden uyku akan, çok çabaladıkları her hallerinden belli ama her şeye rağmen güler yüzünü eksik etmeyen, hep yardımcı olmaya çalışan insanlar bulduk karşımızda. Odalara çıktık yorgun argın, bizi neyin beklediğini bilmeden ama bize hazırlanan sürprizleri tahmin dahi edemezdik. Çarşafından havlusuna, sabunundan şampuanına, diş macunu ve fırçası, bir de satranç takımıyla dopdolu bir poşet vardı orada. Buzdolabında sandviç, ayran ve taze meyve. Sabah uyandık, kapıda bir güler yüz kahvaltımızı uzattı bize. Ah bir de çayımız olsaydı. Öğle yemeği geldi sonra. Az geldi bize biraz. Önceden de açtık çünkü ama şikayet etmedik. Çünkü İsmail Bey vardı. Dinledi tek tek sorunlarımızı, ısındık, doyduk ve şımardık."

- SAMSUN'UN LEZZETLERİNİ KARANTİNADA TATTILAR

Odalarında çay içebilmeleri için kendilerine su ısıtıcı dağıtıldığını vurgulayan Ateşdağlı, "Kitaplar, spor malzemeleri gönderdiler. Burada zamanımızın iyi geçmesi için ellerinden geleni yaptılar. Öyle ki 'Size Samsun pidesi yedirmeden kimseyi buradan göndermeyiz.' dediler. Bafra Belediyesinin gönderdiği nokul ve Samsunspor'un gönderdiği formalarla hepimiz küçük birer Samsunluyduk artık. Yeni bir ailemiz olmuştu burada. Bizimle ortak kadere sahip, bu süreçte aynı şeyleri yaşamış 401 arkadaşımız ve bize kol kanat geren yetkililerimizle kocaman bir aile." diye konuştu.

Ateşdağlı, sağlıkla ve güvenle evlerine dönebilmelerinde çok kişinin emeğinin geçtiğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bize yurtlarını hazırlayan ve desteğini, ilgisini esirgemeyen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu'na, Roma Büyükelçisi Murat Salim Esenli, Milano Başkonsolosu Özgür Uludüz ve tüm Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına, Samsun Valisi Osman Kaymak'a, Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu'na, ülkemizin köklü futbol kulübü Samsunspor'a, gece gündüz, yağmur soğuk demeden güvenliğimiz için uğraşan emniyet güçlerine, bizi getiren uçak pilotu ve kabin ekibine, salgın sürecinde en çok emeği geçen doktorlarımız, hemşirelerimize, kendi ailelerini bırakıp bizim için buraya gelen, her ihtiyacımıza koşan, sürecin gizli kahramanları kat görevlisi tüm emekçilere, AFAD ve Kızılay gönüllülerine teşekkürü bir borç biliriz."