Gül'e soruldu; Siz hiç dinlendiniz mi?

Yasal olmayan izlemelere karşı hukukun gözden geçirilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Gül, "Mahrem alan korunmalı." vurgusu yaptı. Diyarbakır'dan yükselen seslere de önem veren Gül, Kılıçdaroğlu güzellemesi de yaptı.

Gül'e soruldu; Siz hiç dinlendiniz mi?
Gül'e soruldu; Siz hiç dinlendiniz mi?
GİRİŞ 18.10.2010 14:05 GÜNCELLEME 18.10.2010 14:05
Bu Habere 5 Yorum Yapılmış

Eyüp Can Sağlık - Murat Yetkin röportajı

Çankaya Köşkü’nün kapılarını Radikal’e açan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplumun ciddi bir kesimi için endişe kaynağı olan yasa dışı dinlemeler konusunda önemli mesajlar verdi. Bir suçun takibinde ‘güvenlik ve özgürlükler sınırının iyi tespit edilmesi’ gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, ”Yasal olmayan izlemelere karşı  hukuku gözden geçirmek gerekiyor” derken bir de uyarı yaptı:  “Bireyin hukuku, özel hayat eğer bir kez deşifre edilirse, yıkılırsa, geriye bir şey kalmaz. Mahrem alanın korunması gerekiyor.”

Siz hiç dinlendiniz mi?
Bilmiyorum. Hiç bakmadım, ilgilenmedim.Yıllar içinde teknoloji gelişti, ama hukuku gelişmedi. Hukuk çok arkadan geldi. Özel televizyonlar da öyle olmadı mı Türkiye’de? Önce legal olmayan yayın başladı, hukuk arkadan geldi. Bu telekomünikasyon Türkiye’de bir zamanlar çok gerideydi. Türkiye sonra telekomünikasyonda çok süratli gelişti. Ama hukuku buna paralel gelişmedi, hatta arkadan bile gelmedi.

Sorun nederede sizce?
Birçok problemler aslında Türkiye’nin upgrade edilmemesinden (standartlarının yükseltilememesinden) kaynaklanıyor. Bunu kötü kullanmak da mümkün. Özellikle teknolojide insanların hem iyiliğe ulaşması mümkün, hem kötülüğe. Geçenlerde Bill Clinton, Bilgi Üniversitesi’nde anlattı; internet üzerinden nasıl nükleer silah yapılacağını bile öğreniyorsunuz,
Bu böyle oluyor diye biz bu büyük imkandan vaz mı geçeceğiz? Hayır. O halde hukuku tekrar gözden geçirmek gerekiyor. ıllegal olan şeyler, asla tabii affedilmez.

Bu yüzyıl, bireyin öne çıktığı, bireyselliğin öne çıktığı yüzyıl. Dolayısıyla bireyin kendisine özel dünyası da olacak, mahremiyeti de olacak, tercihleri de olacak… Bireyin bu kadar öne çıktığı bir yüzyılda, bireyin güvenliğinin de olması lazım. Kanuni takipleri ayrı tutmak lazım. Teknik tedbiri sen ne kadar alırsan al, teknoloji sayesinde o yine aşılacak; o halde hukuki tedbir almak gerekir.
Onun dışında tabii şu da var: şimdi, bizim ceza yasamız değişti. Eskiden ceza yasamızda suçlar nasıl tespit ediliyordu? ıtiraf ettirerek. ıtiraf ettirmenin yolu vardı.

İşkence dahil...
İşte o da maalesef o yollardan biriydi. şimdi yeni ceza yasamıza göre, şimdi suçu ve suçluyu tespit etmek için zanlının önüne deliller konuyor. ‘Bak arkadaş’ deyince, o öyle itiraf ediyor…  Dolayısıyla bir güvenlik sorunun da ortaya çıkmaması gerekir. Onun için, hukuki takipleri ayrı tutmamız lazım.
Tabii güvenlik ve özgürlükler sınırını iyi tespit ederek burada gitmek lazım. Eğer o hukuki olan takibi de yok edersek, o zaman suçların failleri ortaya çıkmaz, çıkmayınca da eski usüllere dönülmeye kalkılır. Dolayısıyla dikkatli olmak gerekiyor. Bir taraftan bireyin özgürlüğünü korumak çok önemli. O nedenle yasal olmayan izlemelere karşı  hukuku gözden geçirmek gerekiyor.

Toplumdaki dinlenme korkusu bu dönemde bir paranoya noktasına varacak şekilde büyüdü...
Bu korku ancakyasal olmayan dinlemelere cezaları artırarak önlenebilir.Açıkçası biraz şüyû vukûndan beter hale de geldi. Herkesin dinlenmesi gibi bir şey söz konusu olamaz doğrusu.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yetkililerinin bize açıkladığına göre günde yaklaşık 70 bin kadar telefonun yasal dinlemesi yapılıyor. Bu ciddi bir rakam değil mi?
 ‘Ooo!  70 bin diye çok büyük de görülebilir. O zaman şunu hatırlatmak gerekiyor. Ceza yasasında suçluların tesbiti artık işkenceyle döverek değil,  önüne delilleri koyarak yapılıyor. Suçu önlemek için istihbari dinleme her yerde yapılıyor. Toplumdaki huzrsuzluğun nedeni, dinlemeden çok bunların davalara özel hayata da tacevüz ederek yansıması. Bu da insanları tedirgin ediyor...

Anlıyorum. ınsanlar her zaman resmi konuşmaz ki… Özel işlerini de herkes serbest konuşur. ınsanların özel hayatı, bireyin hukukuna giriyor bunlar da. Bireyin hukuku, özel hayat eğer bir kez deşifre edilirse, yıkılırsa, geriye bir şey kalmaz. Mahrem alanın korunması gerekiyor.Türkiye’nin bütün bu standartlarını gözden geçirip, çağa uygun hale getirmesi lazım.
(ıngiltere örneği) Dinleme hakime verilip iddianameye yazılmıyor.  Böylece kamuoyuna yansımıyor.

Avukata veriliyor mu?
Avukata da verilmiyor. Bir çok şeyler biraz avukatlar vasıtasıyla da sızıyor.

Bir diğer konu siyasi  gündemdeki gerginlik. Bunun ılımanlaşmasında yeni yasama yılının açılışındaki konuşmanız etkisi oldu. Kılıçdaroğlu ile aranızda da mesajların arasına gizlenmiş bir diyalog var sanki?
Doğrusu hepimizin önyargısız konuşmamız lazım.

Konuşmanızla ilgili Kılıçdaroğlu da olumlu şeyler söyledi.
Söylemesi güzel oldu tabii ki…

Son olarak biraz da spora gelirsekMesut Özil’in Alman milli takamını tercih etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Mesut Özil’e gösterilen tepkiyi  anlayamıyorum doğrusu. Bir Türk genci orada işini en iyi şekilde yapıyor, Alman ve Türk toplumunun gözünde iyi örnek oluyor. Orada Türklerin algılanmasını, standardını yükseltiyor.  Ben gurur duyuyorum.”

kullan

Başkan’ın Bütün Adamları
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yakın çalışma ekibi aynı masanın etrafında (Gül’ün sağından itibaren sırayla): Zeynep Damla Gürel (Avrupa Birliği Başdanışmanı) Mehmet Ferden Çarıkçı (Dışişleri Başdanışmanı),  Ahmet Sever (Basın Başdanışmanı) Sadık Arslan (Dışişleri Danışmanı), Hüseyin Avni Karslıoğlu (Özel Kalem Müdürü),  Ahmet Ertürk (Ekonomi Başdanışmanı), Kemal İlter (Kurumsal İletişim Daire Başkanı)

Tek resepsiyon kamuda başörtüsü için adım mı?

Başörtüsü konusunda ılımlı bir hava esmeye başladı. 29 Ekim resepsiyonunu da birleştirdiniz. Bu yıl eşli olarak tek resepsiyon yapacaksınız. Bir gelişme bekliyor musunuz?
Türkiye’nin bu kadar önemli aktörelerinin bu kadar geniş bir şekilde ortak bir anlayış içinde olduğunu ilk defa görüyorum. Bu çok önemli. Ben bu işi de sadece bireyin özgürlük sınırları içinde tutuyorum. Böyle bir yere oturtmak lazım.

Kamu hizmeti alma-verme tartışmaları var. Siz ne diyorsunuz?
Ben sadece üniversiteyle ilgili olarak konuşuyorum. Bütün siyasi partilerin, gazetelerde, televizyonlarda önemli görüş sahiplerinin şimdi bu zeminde geniş bir anlayış ortaya çıkardığını görüyorum. Bu çok sevindirici bir şey.

‘Diyarbakır’dan yükselen karşı sesler çok önemliydi’

Kürt sorununda hükümet beklentilerin fazla yükselmemesini istiyor ama toplum da bir şeyler bekliyor. Orada da konuyu ilk gündeme getiren kişi olarak gözler size çevriliyor. Bir şeyler olacak mı?
Temel meselelerimizi kendimiz halletmemiz lazım. Kendimiz derken iktidarı, muhalefeti, basını hep beraber kast ediyorum. Bazan temel konularda işin çözümünü kolaylaştırıcı rol oynar basın.  Bazan da olacak işleri esir alır, yaptırtmaz açıkçası.
Türkiye için,  üç dört temel mesele vardır. Biri de işte bu. Bu konuda artık herkesin katkı yapması gerekiyor. şimdi toplumda yeni bir anlayış var. Basında da buna duyarlı olanlar var, dikkat çeken sivil inisiyatifler de var.

Dikkatinizi hangileri çekiyor?
Mesela, Diyarbakır’dan yükselen karşı sesler (Sivil toplum temsilcilerinin PKK saldırılarını kınaması) çok önemliydi.  Odaların, baroların söyledikleri çok cesaret isteyen işler. Yakından takip ettim onları. Çünkü iş adamları elleri taşın altında olan insanlar; Türkiye’nin her tarafı onların.

Bu iklim değişikliğine siz de saptadınız 1 Ekim konuşmanızda…
Meclis’te herşey konuşuluyor aslında. şimdi hepimizin terörün mazur gösterilmeyeceği çok sağlam bir duruşu ortaya koymalıyız. Bu konuyu artık Türkiye’nin gündeminden çıkartmamız lazım.

Başbakan, ıçişleri, Dışişleri Bakanları temaslarda bulunuyor. Neler oluyor?
Devletin, hükümetin herkesin büyük gayretleri var. Önümüzdek iki engeli kaldırmamız lazım: Birincisi, terörü gündemimizden çıkartmamız lazım, sonra da vicdanlara ters gelen konuları… Bunları büyük bir özgüven içinde standartlarımızı yükselterek yapmamız lazım.

Radikal

YORUMLAR 5
  • FGNSÇSYRMYD 13 yıl önce Şikayet Et
    dinlemek keilemesi ile dinlenmek (istirahat etmek) karışıyor. siz hiç dinlendiniz mi yani siz çok yoğun çalışıyorsunuz hiç istirahat edebildiniz mi .soruyu yanlış sormuşlar. sizi hiç dinlenilmiş olabilirmisiniz diye sorulmalıydı. öte yandan dinlemek keilmesi kast edilerek sorulmuş olsa bile şu bile çarpıklığa bakın. siz hiç dinlendiniz mi . yani bilerek ben kendimi dinlettim. başkaları beni dinliyordu ben de bunu görüyordum sesimi çıkarmadım nasıl olsa kendimi dinleyen ben değilim. biraz dikkat vesselam
    Cevapla
  • ali akyurek 13 yıl önce Şikayet Et
    Türkçenin azizliği. Başlığı okuyunca ilk olarak Cumhurbaşkanımızın çok çalıştığı için övülüyor sandım.
    Cevapla
  • yasargur 13 yıl önce Şikayet Et
    evet. yeni hukuki düzenlemeler yapılmalı,çocuk kaçırma,çocuk cinayeti, çocuk tecavüzü, ve anaşi amaçlı bomba kullanan ve kullandıranlar hakkın da ciddi ve caydırıcı öneme haiz ceza artırımları düzenlemeleri mutlaka kısa zamanda yapılmalı.
    Cevapla
  • Ahmet Altındiş 13 yıl önce Şikayet Et
    Sıra satılmamıza geldi " Gül " Abilerimiz Yetiştiler.... Adamlar tam bizi satacakken ALLAHU TEALA CC BU GÜL ABİLERİMİZi Vesile Buyurup felaketin eşiğinden kurtardı.
    Cevapla
  • Ahmet Altındiş 13 yıl önce Şikayet Et
    Dinlemez olurlarmı hiç. Dinlemez olurlarmı hatta sekiz sütuna manşetlikte yaparlardı Gül Sevgili Cumhurbaşkanımız Başbakanımız kardeşlerimizin telefonlarını.Ne ağzımız sarımsak kokulu nede eşki hamur yiyip iki büklümüz.Yoksa adamları tutan kim her adımımız izleniyor hem pireyi deve yapan büyüteçlerle.Bizim işimiz hizmet kardeşim Devlet kurmak devlet yıkmak yok devrimdi laiklikti bunlar işimiz olamaz.Hortumumuz olsa zırnık hizmetimiz yatırımımız insanımıza olurmuydu hiç.Ne çabuk unuttuk hazinenin boşaltıldığı günleri.Adamlar tam
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Türkiye'den AB'ye rest: Hiçbir zaman kabul görmeyecek
Hollanda Meclisi'nden Türkiye kararı: Kavala ve Demirtaş serbest bırakılmazsa...