'Keşke gitmeseydik' diyen Ermeniler

Yaklaşık bir asır önce ölüm korkusu ile Türkiye’den kaçıp Suriye’ye yerleşen Ermeniler, aradan geçen onca yıla rağmen halen Türkiye’yi özlemle anıyor “Keşke Gitmeseydik” diyor.

'Keşke gitmeseydik' diyen Ermeniler
'Keşke gitmeseydik' diyen Ermeniler
GİRİŞ 25.11.2010 12:24 GÜNCELLEME 25.11.2010 12:24

Muhammet Taşçılar'ın haberi

1. Dünya Savaşında Ruslarla birlikte Doğu’da bir çok şehirde katliama karışan Taşnak’larla birlikte sürülen Urfa, Antep ve Maraş’taki Ermeniler Suriye’nin Halep şehrindeki Süleymaniye bölgesinde yaşıyor.

Halep’te Ermenilerin oturduğu Halep’teki Süleymaniye bölgesini gezdi ve Oradaki Ermeni ve Süryanilerle görüştük.

Türkçe konuşan Ermenilerin çoğu Türkiye’ye geldiklerini ve Türkiye’yi çok beğendiklerini dile getirerek “Biz bu bölgede sorunsuz ve kardeşçe yaşıyorduk. Ne oldu anlamadık, bir gün düşman olduk.” diyerek olan olayları kınadıklarını ifade ediyor.

Yaklaşık 5 milyonluk Halep’te en gözde semti olan Süleymaniye’de yaşayan Ermeni ve Süryanilerin 8-10 tane kiliseleri bulunuyor. Urfalılar, Antepliler ve Maraşlı Ermeniler ayrı ayrı kiliselere giderken, Süryanilerde farklı kiliselerde ibadet ediyor.

Yaklaşık 100 bin kişilik semtte gençler, başta Amerika olmak üzere Avrupa’daki bir çok ülkeye göç ederken, Halep’te yaşlılar başta Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere yaşadıkları şehirleri özlemle anıyor.

Çok güzel Türkçe konuşan Ermeni ve Süryaniler, evde de Türkçe konuştuklarını çocuklarının da aynı şekilde Türkçe, Arapça ve Ermenice’yi bildiklerini belirterek “Biz Türkiye’yi unutmadık, sizin gibi Türkler gelince sohbet etmek zevk veriyor.” diye konuşuyor.

Halep’te Bab’ul Faraç meydanı yakınlarında berberlik yapan 88 yaşındaki Süryani Jozef, Urfa’da oturduklarını ve Urfa’dan ayrılırken, çok küçük olduğunu fakat çok şeyler anlatıldığını ama Urfa’yı görmeyi çok istediğini belirtti.

Urfa’daki günlerini hatırlamadığını fakat sınırda bir köyde büyüdüğünü aktaran Josef usta “Biz çocuktuk, Babam annem ve kardeşlerimi alarak komşularımız yaklaşık 1500 aile Aynel-Arap diye bir köye getirildik. Babam ölünce bizde Halep’e göç ettik. Orada hiç bir şeyimiz yoktu. Ama buraya gelince çalıştık. Şimdi evimiz var bağımız bahçemiz var. Türkiye’den gelenlerin hepsi iyi oldu. Suriye’nin ekonomisine yön verenlerin bir çoğu Türkiye’den kaçanlar.” diye konuştu.

“Kürtler Bizi Kesti” İddiası

1.Dünya savaşında Türkiye’yi Almanların kışkırttığını iddia eden Jozef usta “Savaş bitince Kürtler bizi kesmeye başladı. Giden gelmiyordu. Bir daha Allah göstermesin, Kürtlerin eline kaldık. Fransızlarla beraber kaçanları bile kestiler. Ölen öldü, kaçan kaçtı. Bazıları Bağdat’a kaçtı, Bazıları Beyrut’a yerleşti. Benim babamın kardeşleri kayboldu gitti. Yolları Kürt çeteler tutmuştu.Ustam vardı Urfa’da Berber Yusuf diye tanınırdı. Yo kesen Kürt Çete Reisi çocuğu tanıyıp ölümden kurtardı, Fransızlarla Halep’e gönderdi. O anlatırdı, Fransızların hepsini gözümün önünde kesti. Böyle şeyleri gören kalır mı memleketinde? Can tatlı. Mal mülk gözüne gelmez.” diyerek bu olayların yaşanmaması gerektiğini vurguladı.

Bu bölgede Müslümanlarla birlikte huzur içinde yaşadıklarını anlatan Jozef, “Bize söylenen Almanlar Osmanlıyı kışkırttı. Tren yolu döşeyerek Anadolu’ya gireceklerdi. Ermeniler yerleri gider endişesiyle buna karşı çıktı. Almanlarda bunun üzerine bu oyunu oynadı. Yoksa Araplar, Türkler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler bacı kardaş gibiydi. Keşke Türkiye’de kalsaydık. Şimdi Suriye’yi kalkındıranlarda Ermeniler oldu. Daha önce Türkiye’den buraya gelir Beyrut’tan getirilen eski ceketleri alırlardı götürüp Türkiye’de satarlardı. Türkiye bu konuda zarar etti. Şimdi bu kadar insanın suçu nedir? İçinden bir iki tane kötü adam çıkmış olabilir. Ama keşke gitmeseydik, Bu enerjimizi Türkiye için harcardık.” diye konuştu.

Erdoğan Büyük Lider

Erdoğan Hükümetinin çok iyi çalıştığını belirten, Suriye’deki Ermeniler, “Gerek komşularıyla ilişkilerde gerekse Dünya çapında büyük bir lider. Türkiye böyle giderse ne Amerika’ya ne Fransa’ya ne diğerine. Bunlar kendileri için çalışıyorlar böyle Kardeş kardeşe düşürüyorlar.” dedi.

Şanlıurfa’da Araştırmacı yazar Avukat Müslüm Akalın ise Şanlıurfa’da Ermenilerin önemli bir isyanı olmadığını aktararak “Tanzimattan sonra açılan Ermeni Okulları eğitimin Milliyetçilik bilinci aşıladı. O süreç sonunda Urfa’da ilk isyan dediğimiz adli hadise ortaya çıktı. Daha sonra tarih kitaplarına Ermeni isyanı diye geçti. Daha sonra 1916 yılında Germüş köyünde toplanan Taşnak partisi üyeleri büyük isyanı gerçekleştirdi. Urfa’da ciddi bir isyan denemesi o zaman oldu. Urfa’daki askeri kuvvetler yetersiz kalıyor. Sonra Mardin’den Fahrettin Paşa komutasındaki topçu askeri birlik geliyor. Böylece isyan bastırıyor. Bu işe karışanlardan bazıları idam ediliyor bazıları ise Halep’e sürgün ediliyor.” diye konuştu.

Van, Iğdır ve Erzurum gibi Doğu illerindeki Rus ve Ermeni baskınlarından kaçan Muhacirlerin Urfa’ya geldiğini belirten Akalın “Urfa Ermeni kafilelerinin de toplanma yeriydi. Urfa’dan da Suriye sınırları içindeki şehirlere gönderiliyorlardı. Ama Urfa’daki olaylar Tehcirle alakası yok. Taşnak partisi mensupları doğuda Kürt köylerine saldırınca oradaki Kürtler Urfa’ya kaçtı. Sadece Urfa’ya değil, Siverek ve Hilvan’a yerleşenlerde oldu. İşte Muhacirler çarşısı böyle oluştu. Yani Ermenilerin dramı gibi Muhacirlerde o zulümden kaçarak buralara geldiler. Onlar Urfa’ya çok perişan bir halde geldiler. Perişan bir vaziyette yaşadılar. Bir yandan yemek yok ekmek bulunmuyor. Savaş zamanı kimse bir şey bulamıyor. Asayiş yok Arap kabileleri şehre hücum ediyorlar. 1918 yılında Urfa’ya önce İngilizler sonra Fransızlar işgal ediyor.

Urfa’daki Ermeniler İşgalde Ne Yaptı?

İngilizler ve Fransızlar Urfa’yı işgal edince Halep’e sürülen Ermeniler Urfa’ya geri geldiğini vurgulayan Müslüm Akalın “Ama Urfa’daki Ermeni Cemaati ne savaşçı nede savaşmak isteyen topluluktu. Urfalılarla gayet iyi geçinen insanlardı. İçlerinde aklı başında çok insan var. Ama özellikle Taşnak Partisinin ve onların uçlarının baskılarına müdahale edemiyorlar. Taşnak Partisi üyeleri Urfa’daki Ermenileri ayaklandırmak istiyor. Bir yandan da Fransızlar bastırıyor ‘Neden bize yardım etmiyorsunuz’ gibi baskıları diğer yandan Müslümanların ‘Fransızlara mı yardım ediyorsunuz’ baskıları. Böylece iki arada bir derede kaldılar.” dedi.

Durumu buradaki Ermeni Cemaatinin lideri konumunda olan Doktor Agop Beşliyan 1924 yılında Kozan Milletvekili Ali Saip Ursavaş’a gittiği Amerika’dan mektup gönderdiğini belirten Avukat Akalın “Urfa’dan Ermenilerin ayrılışı bir kavga veya savaş halinde olmadı. Fransızlar Urfa’dan gittikten sonra, Halk arasında da Ermenilere karşı rahatsızlık verici hareketler meydana geliyor. Bunun üzerine Ermeni cemaati 1921 yılında bir karar alıyor ve Urfa’yı toplu olarak Halep ve Beyrut’a gidiyorlar. Beşliyan’da oradan Amerika’ya gidenler arasında. 1924 yılında Amerika’dan Ali Saip beye Fransız işgali sırasında Ermenilerin durumunu anlatan bir mektup yazıyor. ‘Biz herkesin önünde söyleyemiyorduk ama işin esası şu: Biz kendi halimizde yaşıyorduk. Fransızlar biz sizi kurtarmak için geldik dediler, Biz Urfalılarla bir sorunumuz yok uzun zamandır yaşıyoruz. Burası bizim memleket ve bizden çok bir şey beklemeyin dedik. Fransızlar bizi nankör olarak dışladı. Ermeni Taşnak partisi üyelerinin Fransızlara destek çıkması sonucu Urfalılarda bize Fransızlara destek oldunuz diyerek baskı yapmaya başladı. Halbuki biz Urfalılara daha yakındık ve Fransızlara bir destek vermedik. Ben Fransız kumandanına da söyledim. Urfa’da bir sorun yok Urfa’yı terk edin.. Fransız komutan ‘Fransızların şerefine yakışmaz terk edemeyiz.’ Diye cevap verince Urfa Atasözü ile cevap vermiş. Adama bak Koyun can derdinde keçi yağ derdinde.’ Buradaki Ermeni halkının durumunu samimi bir dille anlatıyor. Ali Saip Bey bu mektubu kitabında yayınladı. Sözün kısası Burada birlikte yaşayan halklar arasında bir problem yoktu. Karşı milliyetçilik halkları böyle felaketlere götürüyor.

Farklı Dinler Farklı Kültürlere Hoşgörü Şart

Müslüm Akalın Ermeni Jozef’in “Keşke Urfa’dan gitmeseydik.” sözüne cevap olarak “Sosyal çeşitliliğin olduğu yerde insanlar daha hoşgörülü oluyor. Dikkat edin Liman kentlerinde çok yoğun bir kültür kümesi vardır. Ticaret merkezlerinde çok yoğun bir dil alışverişi vardır. Toplumları tekleştirirseniz kapalı kalır. Ama çeşitlilik her zaman toplumları daha ileri götürüyor. Şimdi o insanlar Urfa’da kalsaydı Urfa daha ileri giderdi. Eskiden de zaten uyum içinde yaşıyorlarmış. Özel günleri kutluyorlarmış. Onların gidişi cemaat halinde ayrılmak zorunda kaldılar. O günler kapalı kutu aslında. Gidişlerine ana etken buradaki halkın bakış açısımı? Yoksa başka şeyler oldu mu? Ama bildiğimiz şey Fransızlar giderken onlarda buradan ayrıldılar. Toplumların birbiriyle yaşamasında bir sorun olmaz. Mardin’in bir avantajı var. Mardin işgal yaşamadı. İşgal altındaki Urfa, Antep ve Maraş’ta Ermeni ve Süryani kalmadı. Sonuç olarak işgalin girdiği yerlerde barınamadılar. Ermeniler gibi Süryanilerde kitleler gitti. Onlarında endişesi Ermenilerle karıştırmalarından dolayıdır.” dedi.

(sanliurfa.com)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Ünlü yorumcu canlı yayında yere yığıldı!
EURO 2024'te görev yapacak hakemler belli oldu! Türkiye'den tek hakem...