1999 depreminde kaç kişi öldü?

1999'da meydana gelen Körfez depreminde ölenlerin sayısı resmi açıklamaya göre 18 bin. Ancak gerçek rakamın bunun çok üstünde olduğu ortaya çıktı. İşte gerçek rakam:

1999 depreminde kaç kişi öldü?
1999 depreminde kaç kişi öldü?
GİRİŞ 07.02.2005 07:53 GÜNCELLEME 07.02.2005 07:53

* Halkın Kızılay'dan yana hayal kırıklığına uğradığı Marmara depremleri döneminde siz de Genel Başkanvekili'ydiniz. Kabul ediyor musunuz depremin altından kalkamadığınızı?
Gerçekten yetersiz kaldık. Halkta bu kadar hezeyan oluşmasında basının mislini aşan yayınlarının da etkisi oldu.

* Çok da bir etkisi olmamış ki bugün hâlâ Hakkari'de çadır bulunamıyor...
Ben de kabul ediyorum. Ama medyayla bire bir yaşadığımız olaylar var. Mesela 2004'te Kızılay'ın yaklaşık 100 trilyon TL parası vardı. Paranın Ziraat Bankası'nda durmasından yanayımdır. Özel banka battı mı, para da batar hesabını veremezsiniz. İşte o dönemde bu paranın hangi bankalarda duracağı konusu basını provoke etmiş olabilir. Konunun gerçek yüzünü daha fazla anlatmayacağım, çünkü delillendiremem. (Teyp bir süre kapatılıyor.)

* 'Bir kısım' basını suçlasanız da Kızılay'ın o dönemde ne kadar döküldüğünü kabul ediyorsunuzdur herhalde...
Tarih bunu başka şekilde anlatacaktır: Kızılay yetersiz kaldı. Böyle büyük deprem beklenmiyordu. 1999 depreminde gerçek kayıp sayısı 35-40 bin arasında. (Resmi rakamlara göre 17-18 bin.) Kızılay'ın elinde 28 bin çadır vardı. İhtiyaç ise 190 bin.

* Türkiye'nin deprem bölgesi olduğunu ilkokuldaki çocuklar bile biliyor. O çadırların deprem olmadan önce temin edilmesi, her an bir felakete hazırlıklı olunması gerekmiyor muydu?
Çünkü Kızılay hep o güne kadar yaşanan depremleri örnek almış. En büyük deprem hangisiymiş? Erzincan. Kaç çadır gerekmiş? 29 bin. Kızılay da kendisini hep 29 bine göre ayarlamış.

* Aranızdan hiç kimse Erzincan'dan ötesini düşünmedi mi yani?
Benim 21 Kasım'da bütün şubeler tarafından genel başkan seçilmemin nedeni de budur zaten. Vekil olduğum dönemden itibaren bu konuların üzerinde çok durdum, ama pek dikkate alınmıyordu.

Kusurlu 190 kişiyi attım


* Kızılay'da vekil olmakla genel başkan olmanın arasında bu kadar yetki uçurumu var mı?
Tabii. Kızılay başkanlık modeliyle yönetilir. Kızılay'dan tek sorumlu Başkan'dır.

* Peki siz göreve geldikten sonra ne yaptınız?
Bir ayımı doldurmadan, ilk işim kusurlu ya da yolsuzluğa karışmış 190 kişiyi atmak oldu. Atamadıklarımı da mahkemeye verdim. Üstelik çoğu da beni seçen kişilerdi. İkinci önem verdiğim konu 1995-99 yılları arasında üniversite mezunu sadece bir kişinin alındığı kurumu genç beyinlerle revize etmek oldu. Beyin göçü yaptık Kızılay'a... Üçüncü olarak yeniden yapılandırma projelerine başladık. En önemlisi Afet Operasyon Merkezi'dir. Bu merkez sayesinde şu anda nerede deprem olsa, bir düğmeye bastığımızda orada kaç hanenin olduğunu, kaç binanın yıkılacağını, ölü-yaralı sayısının ne olacağını tahmin edebiliriz. Türkiye'nin 34 yerine tıp, kan merkezi açtım. Böyle yaptıkça, onlar verdi. Dünyanın en büyük Japon Kızılhaç Başkanı geldi Türkiye'ye... imparatorun damadıdır ve gelmesi kolay bir şey değildir yani. ABD'nin, Fransa'nın Kızılhaç başkanları geldi. Niye? Bize güven duydular.

* Bir dakika o zaman; yabancı yardım dernekleri Kızılay'a güven duymuyor mu yani?
En başta uluslararası federasyon güvenmiyor zaten.

* 'Kızılay'a verdiğimiz gider' diye mi düşünüyorlar?
Gider diyorlar, çünkü kaç kez gitmiş. Van depreminde verdiklerinin pazarda satıldığını görmüş adamlar. Onların üzerinde o kadar güven yarattım ki 2000 yılında federasyonun 20 kişilik yönetim kuruluna seçildim. Bu Türkiye için bir ilktir.

* Kızılay paranın rahat gittiği bir yer, değil mi?
Her şey gider. Benim tespit ettiğim sadece Pendik'ten 6 ayda giden para bir buçuk trilyon TL'ydi. Sadece Bayrampaşa Şubesi'nden giden 232 milyar para iki haftada geri geldi. Diğerleri ortada yok.

* Peki kontrol edeni yok mu?
Var ama niyete bağlı. Kızılay'ı kendi müfettişleri denetler. Büyük olay olursa genel başkanın daveti üzerine İçişleri Bakanlığı'ndan müfettişler inceleme yapar. Genel başkanın inisiyatifine kalmıştır. Eskişehir için İçişleri'nden müfettiş çağırdığımda, denetçi geldi. Tatmin olmadım, Eskişehir şubesini kapattım.

* Madem yolsuzluğun üzerine bu kadar gidebilen bir genel başkandınız; o zaman siz yanıtlarsınız: 1999 depremindeki yardım paraları kimi zengin etti?
Onu bulamayız. Ama gelen paraların hepsinin yerine gitmediğini söyleyebilirim. O zaman Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar'dı. Sağar bir genelge yayınladı ve 'Bundan sonra deprem için gönderilecek paralar Kızılay'a değil, Başbakanlık hesabına aktarılacaktır' dedi. Öyle bir şey oldu ki, para geliyor, doğru Başbakanlığın hesabına geçiyordu. Bu durum Aralık 1999'dan 2000'nin Martı'na kadar sürdü.

'Verin paramı' dedim


* Tam da ekonomik kriz ayları... Memur maaşlarının bu paradan ödendiği söylenir, değil mi?
Orasına bir şey diyemem ama elçiler geliyor, trilyonlarca liralık çek veriyorlar bana, ben Başbakanlığa gönderiyorum. Sonunda Şağar'a 'Bunları artık size göndermeyeceğim' dedim. Eylül ayı gelip, biraz güçlendiğim zaman karşılarına çıkıp 'Verin paramı' diye ısrar ettim. Sağar dedi ki 'Parayı harcadık. Depreme gitti ama tam olarak nereye harcadığımızı da bilmiyoruz.'

* Ne kadar para aktarmıştınız?
11.5 trilyon TL. O kadar da değildi. Örneğin Alman hükümeti 60 milyon mark yardım etti. Deprem için yapılan bu özel yardımlar da Başbakanlığın hesabına gidiyordu. Başka yardımlar da oldu. Onlar da başka yere gitti. Ama onlara girmeyelim.

* Niye girmeyelim; söyleyin.
Yok, girmeyelim ama iyi yerlerde kullanıldı onlar, hiç merak etmeyin.

* Askerle mi ilgili?
Yorum yok.

* Ama işte, paralar oraya mı gitti buraya mı derken Kızılay'ın 'Hilali Ahmer' imajı bitti. Artık öyle ki, insanlar 26 Aralık felaketi için Kızılay yerine Endonezya Büyükelçiliğine yardım yapıyor.
Evet, imaj 1999 depreminde sarsıldı. Yeniden saygınlık oluşturmaya çalışıyorduk ki Kızılay'ın başına hayali ihracattan yargılanmış, adli sicil kaydı olan biri genel başkan olarak atandı. Kızılay üyesi bile değil. Daha geçen Ağustos'ta üye olmak için başvurdu. (Talat Yılmaz başkanlığındaki yönetim kurulu 17 Temmuz'da Gönen'i üyelikten çıkardı.) Böyle biri başkan olarak görülürse kimse Kızılay'a yardım emanet etmez tabii. Endonezya konser yaptılar; 5 bin 500 kişilik konsere biletli 240 kişi geldi. Yani insan biraz anlar.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
1. Lig'de play-off tarihleri açıklandı
Uzman isimden dikkat çeken faiz yorumu: ‘Merkez’ sürpriz yapabilir