Eski cumhurbaşkanından medyaya ders

Wulff, Der Spiegel dergisine verdiği röportajda, cumhurbaşkanlığından istifa sürecinde yaşadıklarını, o dönemde siyasetçi arkadaşlarının tutumu, medya ve yargının yaklaşımını değerlendirdi.

Bazı medya kuruluşları için rahatsız edici bulunduğunu ifade eden Wulff, şikayet ettiği konunun iftira ve hakaret gibi bazı söylemler olduğunu belirtti.

Bazı gazetelerin de eski eşinin bir dövmesi yüzünden yazmadığı şey bırakmadığını dile getiren Wulff, bu konuda medyanın sorumluluk sahibi olmasını istedi.

Christian Wulff, medyanın baskısı ve haberleri nedeniyle istifa etmesinin ardından kimseye kin gütmediğini, ancak medyanın demokrasilerde kendisini tek denetleyici gibi görmemesi gerektiğini meclisin ve yargının da bu görevinin olduğunun altını çizdi.

Başbakan Angela Merkel'in, yargılandığı davada beraat etmesi hakkında herhangi bir açıklama yapmamasını nasıl karşıladığının sorulması üzerine Wulff, ''Benim Başbakana olan güvenim tam. Her zaman güvenirim. Bu soru ona hiç sorulmadığı için onun da sorulmayan sorulara cevap vermesi beklenemez. O bana cumhurbaşkanlığını teklif etti. Ben de ilgi gösterdim. Bazıları benim adaylığımı Merkel'in bir rakibinden daha kurtulması olarak gördüler. Ama ben kitabımda o kriz dönemlerinde bana olan desteğini belirttim'' ifadesine yer verdi.

Christian Wulff cumhurbaşkanı olduktan sonra partiler üstü konumda olduğu için Hristiyan Demokrat Parti (CDU) içinde bazı arkadaşlarında bile zaman zaman eleştiri aldığını çünkü beklentilerinin kendisinin partideki gibi davranma üzerine kurulduğunu anlattı.

Eski Almanya Cumhurbaşkanı İslam ile ilgili Bremen kentinde yaptığı konuşmada, ''İslam Almanya'ya ait'' ifadesinin ardından siyaset yaptığı arkadaşlarının da desteğini görmeyi arzu ettiğini ancak bunun olmadığını vurguladı. Wulff, bu sözüyle Almanya'da bir vurgu yaptığını ve ülkedeki göçmenlerden destek ve teşekkür aldığını bunun da bir çok şeyi tazmin ettiğini dile getirdi.

Wulff, medyanın ülke siyasetine olan etkisini de eleştirerek ''Medya büyük gücünü sorumlu şekilde ve düzgün kullanabileceğini kendi içinde tartışmalı. Siyaset ise medyanın kendisine etki etmesine izin vermemeli'' görüşünü paylaştı.

Christian Wullf Almanya Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Bremen kentinde yaptığı konuşmada, ''İslam Almanya'ya ait'' demiş ve kamuoyundan hem takdir hem de eleştiri almıştı. Wulff Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu dönemde de Aygül Özkan'ı kabinesine alarak Almanya'nın ilk Türk kökenli eyalet bakanı olarak adını tarihe yazdırmıştı.

2008 yılında Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanlığı yaptığı dönemde katıldığı bir festivalde, 719,40 avroluk konaklama ve yemek masrafını yapımcı David Groenewold tarafından ödenmesi gerekçesiyle Wulff hakkında "çıkar sağlamak" suçlamasıyla dava açılmıştı.

Hannover Eyalet Mahkemesi, kasım ayından bu yana devam eden ve birçok kişinin şahit olarak dinlendiği davada geçen ayın başında Wulff, hakkında beraat kararı vermişti.

Wulff, 2010 yılında cumhurbaşkanı seçilen ve daha önce Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı olduğu dönemde bir iş adamının eşinden aldığı düşük faizli kredi ve iş adamlarının villasında yaptığı tatillerinin ortaya çıkmasının ardından 17 Şubat 2012'de istifa etmek zorunda kalmıştı.

Christian Wulff, yazdığı ''En Yukarıda En Aşağıda" (Ganz Oben Ganz Unten)" adlı kitapta da bu konudaki yaklaşımlarından dolayı medyayı, bazı siyasetçileri ve yargıyı eleştirmişti.