Diyanet İşleri Başkanı neden hedef alınıyor?

Abdülkadir Selvi, "Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez neden hedef alınıyor" sorusuna cevap ararken çok çarpıcı bir bilgi paylaştı.

Diyanet İşleri Başkanı neden hedef alınıyor?
Diyanet İşleri Başkanı neden hedef alınıyor?
GİRİŞ 30.04.2015 14:11 GÜNCELLEME 30.04.2015 15:49
Bu Habere 37 Yorum Yapılmış

"Uluslararası sistem Recep Tayyip Erdoğan'ı neden hedef seçtiyse, Mehmet Görmez de ondan hedef seçildi." diyen Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, İsrail'in Diyanet'in yurtdışındaki faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığa dikkat çekti.

Selvi, Türk medyasında İsrail'in emellerine alet olarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'i hedef alan isimlere de can alıcı bir soru yöneltti.

Selvi bugünkü yazısının son bölümünü, "10 Şubat 2015 tarihinde İsrail'in en radikal düşünce kuruluşlarından Moshe Dayan'da “Türk Diyanetinin yeniden canlanması” başlıklı yazı çıktı. Milliyet Gazetesi yazarı Kadri Gürsel'de 15 Mart 2015 tarihinde Al Monitor'de, ”Yeni Türkiye'nin kültür emperyalizmi aygıtı: Diyanet” başlıklı bir yazı yazdı.

Her iki yazıda da Diyanet'in, yurtdışındaki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlık işleniyor. 

İsrail'in, Diyanet'ten rahatsızlığını anlıyorum da size ne oluyor?" ifadeleriyle bitirmişti.

 

Peki Selvi'nin dikkatleri çekmeye çalıştığı, birbirinin kopyası olan İsrail menşeili ve Kadri Gürsel imzalı iki makale neydi? İşte o makaleler ve ortak noktaları:

KADRİ GÜRSEL'İN DİYANET MAKALESİ

Milliyet Gazetesi Yazarı Kadri Gürsel, Al Monitor'da çıkan "Yeni Türkiye’nin ‘kültür emperyalizmi’ aygıtı: Diyanet" başlıklı makalesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurt içi ve yurt dışında yaptığı çalışmalara dikkat çekerek üstü kapalı eleştirilerini sıralamıştı. Gürsel yazısının son bölümünü Diyanet'e ayrılan bütçenin yıllara göre dökümüne ayırmıştı.

DİNDAR NESİL YETİŞTİRİLMESİ HAZIMSIZLIĞI!

Gürsel'in yazısının giriş bölümündeki "Türkiye’de Başbakanlık’a bağlı olarak faaliyet yürüten, Sünni inancına uygun din hizmetlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülükler, camiler ve imamlar kanalıyla ülkenin en ücra köylerine kadar yayılarak dini kontrol eden geniş teşkilatı ve muazzam bütçesiyle tanınır ve konuşulur... Hakkında pek konuşulmayan ise, AKP iktidarının bu çok kayırdığı kurumu son yıllarda sadece Erdoğan’ın istediği “dindar nesil”i yetiştirmek için değil, kendi dış politikasının etkin bir aracı olarak da kullanmaya başladığıdır." ifadeleri dikkat çekmişti.

Gürsel Diyanet'i tanımlarken de "Kısa adıyla “Diyanet”, ezici çoğunluğu Sünni-Hanefi inancının devletten maaş alan imamları olan 122 bin kişilik kadrosuyla ülkedeki 85 bin camiyi dolduran cemaate merkezde yazılan hutbelerle ulaştırdığı Ankara’nın mesajını, artık çok daha öteye, dünyaya da taşıyan bir kurum haline getirildi." ifadelerini kullanmıştı.

DİYANET'İN YURT DIŞI FAALİYETLERİ RAHATSIZ ETTİ

"Diyanet’in internet sitesine bir göz atmak bile kurumun uluslararası alanda ne kadar da faal olduğunu görmek için yeterli" tespitinde bulunan Gürsel, Diyanet'in uluslararası alandaki faal tutumuna da dikkatleri çekmişti.

Gürsel makalesinde ayrıca, "Birçok sınır aşan faaliyetin arasında İslam ülkelerine ve Müslüman toplulukların yaşadıkları ülkelere 80 heyetin gönderilmesi, Türk cumhuriyetleri ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere 79 ülkede cami, okul ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için işbirlikleri yapılması da var. Türk cumhuriyetleri, Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika’dan toplam 3791 öğrenci, Kuran kursu almaları, imam-hatip liselerinde ve yüksek lisans doktora programlarında okutulmaları maksadıyla Türkiye’ye getirilmiş." bilgilerini de paylaşmıştı.

Gürsel'in "Diyanet’i yakından izleyen kaynaklar kurumun Arap olmayan Müslüman ülkelerinde ve özellikle de Balkanlar’daki İslami kurumlar üzerinde etkisini artırdığını belirtiyorlar." tespiti dikkat çekmişti.

Diyanet’in bu yeni dış politika aktivizminde doğal olarak başrolü oynayan kişinin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez olduğunu dile getiren Gürsel, 2010’un kasım ayında bu göreve atanan Görmez’in işlek bir uluslararası temas trafiği olduğuna da özellikle vurgu yapmıştı.

İSRAİL DÜŞÜNCE KURULUŞUNUN DİYANET RAHATSIZLIĞI

İsrail'in en radikal düşünce kuruluşlarından Moshe Dayan'da “Türk Diyanetinin yeniden canlanması” başlıklı Diyanetle ilgili yazısında, Ak Parti döneminde Diyanet'in işlevinin arttırılmasına dikkat çekiyor.

Diyanet'in yeni pozisyonundan duyulan rahatsızlıkların sıralandığı yazıda; Diyanet'in kendisine ait bir televizyona sahip olduğu, bütçesinin 8 bakanlık bütçesi kadar yani yaklaşık 2,3 milyar dolara yükseldiği, bununla birlikte Erdoğan'ın 2011'de kamuda başörtü yasağına son verdiğini ve dindar bir nesil için harekete geçtiği belirtiliyor.

Diyanet'in TV ile birlikte sosyal medya hesaplarının da olduğu ve bu yolla sorulara cevaplar verildiğine de atıf yapılırken, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "evde köpek besleme, dövme yaptırma, yılbaşı kutlama" gibi eylemlere haram fetvası verdiği ve Diyanet'in bu yolla Türk insanının günlük hayatında önemli bir yere sahip olmaya çalıştığı iddia ediliyor. Diyanet'in ayrıca çeşitli bakanlıklarla da ortak projelerinin olduğu ve hastanelerde hasta tedavileri sırasında din görevlileri bulundurduğu da belirtiliyor.

Yazıda, okullarda Osmanlıca derslerin başlaması ayrıca Kuranı Kerim derslerine yer verilmesi de eleştiriliyor. "Diyanet ayrıca 4 ile 6 yaş arasındaki çocukların Kuran-ı Kerim öğrenmelerini teşvik ediyor, anaokullarına da Kuran-ı Kerim'i sokuyor hatta Almanya'daki Türkler için de anaokulda Kuran-ı Kerim uygulaması getiriliyor", deniliyor.

Yazıda Görmez'in Ayasofya ve Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi konusundaki açıklamaları da eleştiri almış.

"Mescidi Aksa'nın müslümanlara ait olduğunu savunan Görmez'in bu açıklamasının ardından "Diyanet, Kudüs ve Mescid-i Aksa ziyaretini de Umre kapsamına aldı" denirken "Diyanet ayrıca Gazze'de yıkılan camileri onardı ve Arnavutluk'ta da bir cami açtı" bilgisi paylaşılıyor.

Bir diğer dikkat çekici bilgi de, "Erdoğan ile Mısır'daki Sisi arasındaki tansiyonun yükselmesinin ardından Görmez, Kahire'deki Ezher Üniversitesi'ne karşılık Türkiye'de bir İslam Üniversitesi projesi için harekete geçti" ifadeleri oluyor.

Yazıdaki, "Erdoğan da Diyanet'i hem yurt içinde hem de yurt dışında kuvvetli bir arguman olarak kullanıyor ve Diyanet İşleri, Osmanlı'daki Şeyhülislam makamının yerini alıyor" tespiti de dikkat çekiyor.

KAYNAK: HABER7 - DETAY
YORUMLAR 37
  • ŞAKİR 8 yıl önce Şikayet Et
    Halk olarak Diyanete ve başkanına desteğimiz tam .Allah hizmette yardımcıları olsun.Batı,İsrail ve destekçileri kudursada.
    Cevapla
  • Mus"ab UMEYR 8 yıl önce Şikayet Et
    Mel"un yahudiler ve şakşakçıları böyle diyorlarsa; Tutulan yol ve izlenen strateji doğru demektir. En içten dua ve dileklerimle (tam yol) destekliyorum.
    Cevapla
  • fatih türkeşan 8 yıl önce Şikayet Et
    güneydeki çocuk katilleri-kuzeydeki Müslümanlar günü geldiği zaman er yada geç altınızı üstünüze getirecektir....
    Cevapla
  • YTC Cem Atilkan 8 yıl önce Şikayet Et
    Trilyonlarca butceyi kontrol eden Vatikan' i kimse anmaz. Vatikan' a kiyasla devede kulak olan gozbebegimiz Diyanet' e sozler girla. Hem kim rahatsiz olur ki? Hadi cehennemlikleri anladik. Ya bu ulkenin vatandasi olanlara ne oluyor. Boyle guzel haberlerden kim nasil rahatsiz olabilir?
    Cevapla
  • samed 8 yıl önce Şikayet Et
    DİNSİZLERİN benim dinime karışmaları mahalle baskısı değil mi?, müslüman memleketinde salyangöz satana bakar mısınız ?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
44 ile sarı kodlu uyarı: Göz gözü görmeyecek
Bakan Tekin: Öğretmen atama rakamında uzlaştık